English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Erect

Erect translate Turkish

334 parallel translation
But someday theyll erect a statue to me -
Bir gün heykelimi dikecekler...
One of the companies wants to erect an apartment house here, giving you...
Firmalardan biri buraya bir apartman dikmeyi düşünüyor...
- They might even erect a monument to us.
- Belki anımıza bir anıt bile dikerler. - Dikecekler.
Plans were formulated to erect an impenetrable and absolute barrier.
Aşìlmasì olanaksìz engeller oluşturmak için planlar hazìrlandì.
While so many are in need of shelter effort is being wasted to erect a structural monstrosity known as the Enright House.
Çoğu insan bir barınak bulma derdinde iken kaynaklar Enright Evi olarak bilinen hilkat garibesini dikmek için heba ediliyor.
I wish to sign a contract to make you sole architect for all the future buildings I may erect.
İleride dikeceğim tüm binaların yegane mimarı olmanız için sizinle bir sözleşme imzalamak istiyorum.
"Erect temporary structure to protect aircraft until my arrival."
Ben varana dek gemiyi korumak için geçici koruma oluşturun.
If you stood erect, you'd measure out as taller than you actually are.
Dimdik durduysanız olduğunuzdan daha uzun ölçülmüşsünüzdür.
In my youth, I dreamed that I would build a mighty temple to house the Ark of the Covenant. But I sinned greatly, and was not fit to erect the habitation of the Lord.
Gençliğimde, rüyamda kutsal sandık için muazzam,... bir tapınak yapacağımı görmüştüm ama,... büyük günah işledim ve tanrının evini,... yapma görevimi yerine getirmedim.
We must lie... gallantly, with our heads erect.
Başımız dik... ve yiğitçe yalan söyleyeceğiz.
- You can't erect that tent here, ma'am.
- Çadırı buraya kuramazsınız, ma'am.
Would you be good enough to stand erect...
Pekala, yeterince dik durabilir misin...
He could erect cathedrals, but he's as sluggish as a snail.
Katedral dikebilirdi ama bir salyangoz kadar da tembeldi.
If we get out of this if this hotel stays erect and I can re - light the signboard...
Eğer bugün buradan... Bu otel yıkılmadan sağ çıkar ve gün ışığını görürsem...
They'll erect a monument to me!
Benim heykelimi dikecekler!
Straighten up! Walk erect!
Dik yürü.
And do your computers explain how my ancestors, who also dwelt in caverns, evolved sufficiently to erect Stratos, while the Troglytes did not?
Bilgisayarlarınız, mağaralarda büyüyen atalarımın, Stratos'u kuracak kadar gelişmelerini, Troglitlerin gelişmeyişini açıklıyor mu?
Straight in your seat, erect, firm.
- Diksiniz, sağlamsınız. - Evet.
In that being admitted king of England, and therein trusted with power to govern according to the laws, you did out of wickedness and design erect and uphold in yourself an unlimited and tyrannical power.
İngiltere kralı sıfatıyla yasalara göre yönetme yetkisi emanet edildiği halde, sen kötü niyetle ve entrikayla kendinde sınırsız ve zalimce bir güç yarattın ve sürdürdün.
" When our two souls stand up erect and strong
" İkimizin ruhu sağlam olarak ayaklandığında
Now here's where they'll erect a fine new church. A new school, right over there.
Buraya güzel yeni bir kilise, şuraya da yeni bir okul inşaa edecekler.
It seems to erect when in pain like when it's all tired out.
Pestili çıkıp acı çekmeye başladığında kalkıyor.
Zazen is a way of sitting cross-legged and with an erect back practicing the art of Zen.
Zazen ; bağdaş kurarak dik bir şekilde oturma biçimidir. Zen sanatının uygulanışıdır.
You learn how to remain seated, or supine, or erect.
İskemlede oturmayı uzanmayı veya dikilmeyi öğreniyorsun.
The man's organ is erect.
Erkeğin şeyi sertleşir.
Your erect nipples.
Sertleşmiş göğüs uçların.
I know that to erect any barrier in front of the human species is to challenge them to cross it.
Seninle, sesiyle, Maya'nın sesiyle konuşsa. Bir daha asla yalnız kalmazdın.
IF I STAND VERY, VERY ERECT WITH A CERTAIN AIR OF DIGNITY YOU CAN'T TELL HOW THIN I AM, CAN YOU?
Büyük bir ağırbaşlılıkla dimdik ayakta durursam, ne kadar zayıf olduğumu söyleyebilirsiniz, değil mi?
Especially I'm talking about walking erect, right, yeah, home erectus, or whatever he was.
Tabii özellikle dik yürümekten bahsediyorum. Homo erectus mudur nedir işte o.
But, uh, there are some animals that walk erect for short bursts.
Ama dik yürüyen bazı hayvanlar var. Tabii kısa mesafelerde.
What I'm going to do is erect a derrick at Devil's Mane and pump oil.
- Alexei! Pekala, pekala... Yapacağım şey
The first, and the original, truly human form tiny, perhaps four feet high, completely furred chimp-like, but erect.
İlk ve orjinal insan biçimi... ufacık, belki 1 metre boyunda, tamamiyle kıI kaplı... şempanze gibi, ama iki ayağı üzerinde.
The first and the original, truly human form tiny, perhaps four feet high, completely furred chimp-like, but erect.
Bu bir proto-insan. İlk ve orjinal insan biçimi... ufacık, belki 1 metre boyunda, tamamiyle kıI kaplı... şempanze gibi, ama iki ayağı üzerinde. Yürürken ellerini kullanmıyor.
The man, arrogant, with member erect on top of the woman with her passive vagina
Üstte, ereksiyon olmuş organıyla konuşan ve emir veren erkek, altta ise pasif vajinasıyla dinleyen ve itaat eden kadın.
You want to erect a statue to a guy who's an enemy of the State?
Devlet düşmanı olan biri için mi heykel dikmek istiyorsun?
Sit erect and lean against the bed.
Doğrul ve sırtını yatağa daya.
Erect, confident, strong And pure as the sun of Palestine.
Dimdik, kendinden emin, güçlü ve Filistin'deki güneş kadar saf.
Pull enough juice from that coil to bring her down and I swear to you I'll erect a monument in your name.
Onu yetecek kadar aşağı indirmeyi başarırsan sana yemin ediyorum adına bir anıt dikeceğim.
And, of course, to cause the man's penis to erect and harden.
Ve ayrıca, erkeğin penisinin kalkmasını ve sertleşmesini sağlar.
The penis is now, as you will observe, more or less fully erect.
Gördüğünüz gibi penis az çok sertleşmiş vaziyettedir.
Yeah. That's him over there, the one who can stand erect.
Şurdaki, ayakta dik durabilen.
- Take a look. Take a look. It gives you an erect image rather than upside-down.
Görüntüyü düz veriyor, baş aşağı değil.
My thoughts drift back to erect-nipple wet dreams about Mary Jane Rottencrotch and the great homecoming fuck fantasy.
Eve dönünce becereceğim sümüklü komşu kızlarını... hayal etmeye başladım.
Erect? You know...
Ereksiyon, bilirsin...
We'll erect a new building of steel.
Çelikten bir bina inşa edeceğiz.
You'll think of it as a stick erect in the space making its way in.
Bunun kendine yol bulmaya çalışan boşluktaki hava olduğunu düşünürsün.
There used be a great body part that would erect itself a hundred times a day.
Burada kendini günde yüzlerce defa dikleştiren harika bir vücut parçası var.
Big fucking erect penis, Mom.
Kocaman, sertleşmiş bir penis anne.
Say... say erect...
Söyle... Deki erek...
Elliott's penis became erect and... And Bobbi took control...
Elliott ereksiyona geçtiğinde Bobby kontrolü eline aldı.
- What does it take to keep this man erect?
Bu adamı ne ayakta tutar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]