English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Establish

Establish translate Turkish

2,319 parallel translation
I n a new trial we will establish that the case was manipulated and a big part was played by the police force itself.
Yeni duruşmada, davanın manipüle edildiğini ve bunda en büyük rolü de polis kuvvetlerinin oynadığını, ispat edeceğiz.
Studies have shown that the strongest deterrent to a lawsuit is familiarity, a personal relationship, so I figure I establish a rapport with Kevin, it'll be that much harder for him to sue knowing it'll affect my livelihood.
Çalışanlar duruşmada caydırıcı gücün yakınlık, kişisel ilişki olduğunu gösteriyor. Kevin ile dostça bir ilişki içinde olduğunu onayladım. Benim geçimimi etkileyeceğinden onun için bana dava açmak zor olacaktır.
I don't intend to establish a military dictatorship.
Benim niyetim bir askeri diktatörlük kurmak değildir.
The only way to break the bond is to re-establish the stronger bond.
Bu bağı kırmanın tek yolu daha güçlü bir bağ yaratmaktır.
It wouldn't last more than a few moments, but it may just long enough for me to re-establish the bond and break the spell.
Birkaç saniyeden uzun sürmeyecektir. Ama aranızdaki bağı yenileyip büyüyü bozmama yetebilir.
Establish a perimeter around the market.
Pazar çevresini kordona alın.
The Sisters of the Dark could be using Jennsen somehow to re-establish his dominion.
Karanlık Rahibeler, Gardiyan'ın tekrar hakimiyet kurmasını sağlamak için bir şekilde Jennsen'ı kullanacak olabilirler.
To establish oneself in the underground society One depends on his fists and knives
Kendini yeraltı dünyasına kabul ettirmek isteyen kişi yumruklarına ve bıçaklarına güvenir!
Did she make excuses to establish physical contact with you?
Seninle fiziksel temas kurmak için bahaneler uydurduğu oldu mu?
Which coupled with this photograph, Will establish that David Brooks Was in o.P.P. Custody during the storm.
Bu fotoğrafla bir araya getirdiğimizde, David Brooks'un kasırga sırasında OPP'de olduğunu kanıtlamış olacağız.
I also helped establish this, a wildlife sanctuary.
Ayrıca buranın, yabani hayatı koruma alanının, kurulmasına yardım ettim.
Once I establish a link, I can then navigate S-11 to open waters.
Bağlantı kurulunca S-11'i açık denize yönlendirebilirim.
But only if we establish a link with the interface dart.
Ama sadece arabirim okuyla bir bağlantı kurabilirsek.
We're gonna blow up S-11's brains, but we can only establish a link if we get close enough to the interface dart and S-11.
S-11'in beynini uçuracağız, ama bunu sadece S-11'e ve arabirim okuna çok yaklaşarak yapabiliriz.
For Ashnan they establish a house,
Ashnan için bir ev kurdular,
Once we establish his alibi and whether not he owns a stun gun...
Bir kere onun şok tabancası olup olmadığı araştırılmalı.
Although we still have to establish a time of death.
Yine de, ölüm saatini tesbit etmeliyiz.
And that is that we've been able to establish
Bu iş bitti.Oğlunuzun Gina Decker
Your Honor, we can't establish motive unless we hear from her.
Sayın Hâkim, bayanı dinlemeden, suçun gerekçesini kanıtlayamıyoruz.
BSCers, we'll establish a dictatorship upon you!
BSC liler, üstünüzde diktatörlük kuracaklar!
We need to establish a hard perimeter.
Öncelikle, kritik noktaları kontrol altına almamız lazım.
And that he sees a good future and establish a new path
Geleceğe açılan bu kapıda birlikteyiz.
It's important to get into Haft ran and Astrakhan - to establish contact with the people.
Haftaran ve Athakhan'in içine girerek halkla temas kurmak önemlidir.
Today we can establish that we didn't fire at each other.
Bugün birbirimize ates etmedigimizi belirledik.
The object wasn't to do damage but to establish your superiority as a warrior.
"Amaç zarar vermek değildi." "Bir savaşçı olarak üstünlüğünüzü kanıtlamaktı."
We'll need more than Mr. Clay's testimony to establish it.
Bunun için Bay Clay'in ifadesinden başka şeylere de ihtiyacımız var.
establish the Greater East Asia Co-prosperity Sphere
Büyük Doğu Asya Ortak refah kurmak Küre
Now they're trying to establish access by putting you at the house.
Şimdi de evde bulunduğunu ispatlayarak bağlantı kurmaya çalışıyorlar.
I can't establish a cause of death.
Ölüm nedenini belirleyemiyorum.
'Detectives hunting the killer of Gemma Adams'are now trying to establish whethera second body, found earlier today is that of 19-year-old Tania Nicol.
Gemma Adams'ın katilini arayan dedektifler,... şu sıralar ikinci bir cesedi teşhis etmeye çalışıyorlar,... bugün erken saatlerde bulunan cesedin 19 yaşındaki Tania Nicol'e ait olma ihtimali bulunuyor.
They say it's too early to establish whether the latest death is linked.
Son ölümün diğerleriyle bağlantısının olup olmadığını saptamak için çok erken olduğu söyleniyor.
They'll open schools, establish civilized existence.
Okulları açıp, medeniyeti idame ettireceklerdir.
It's important to establish that your husband wasn't given to violence.
Kocanızın şiddet yanlısı olmadığını saptamak önemli.
Meanwhile, uh, Sophie is gonna establish A relationship with Hoffman so that, uh, When we, uh, rattle his cage with your intel,
Bu sırada, Sophie, Hoffman'la arasında bir ilişki oluşturacak, böylece elimizdeki bilgiyle, adamın kafesini titrettiğimizde Sophie'ye koşacak.
Mr. President- - establish a perimeter.
- Sayın Başkan... - Bir alan oluşturun.
Though the results were previously inconclusive, I can now establish time of death of the trainer to be between 11 : 30 P.M. and 3 : 30 A.M.
Önceki sonuçlar kesin olmasa da terbiyecinin ölüm zamanını 23.30 ile 03.30 arası olarak belirleyebilirim.
There were experiments on light, liquids, gases, but also an experiment to establish the precise age of the earth.
Işık, sıvılar ve gazlarla ilgili deneylerin yanında Dünya'nın kesin yaşını tespit etmeye yönelik deneyler de vardı.
By timing how long it took for different size balls to cool down, Buffon was confident he could extrapolate his figures and establish how long it had taken the earth to reach a similar state.
Farklı boyutlardaki topların soğuması için geçen süreyi görmek suretiyle Buffon Dünya'nın da benzer bir duruma ulaşması için geçmesi gereken süreyi tespit etmesini sağlayacak verilere ulaşabileceğine inanıyordu.
Echo soundings plotted the rise and fall of deep sea ridges..... while drill rods were sent down to establish the composition of the sea bed.
Derin deniz sırtlarının yükseliş ve alçalışlarını belirlemede yankı sondajı kullanılırken deniz yatağının içeriğini belirlemek için matkap milleri gönderildi.
You have to establish brand loyalty when they're young.
Ufakken marka sadakati aşılamalısın.
Did you establish a visual with the contact?
İrtibatlarını görmüş müydün?
And we have to establish a pee corner.
Ayrıca bir köşeyi, çiş köşesi yapmamız gerekiyordu.
Uh, you can also establish any procedure you deem appropriate for preventing a criminal relapse.
Ayrica yeniden suc islemesini onlemek icin uygun gordugunuz herhangi bir islemi uygulamaya sokabilirsiniz.
Uh, you can also establish any procedure you deem appropriate for preventing a criminal relapse.
Ah, ayrıca herhangi bir kurabilir yordam, uygun gördükleri önlemek için bir suç nüks.
Just trying to establish some trust.
Güven kazanmaya çalışıyor.
Then caught a high power,... Conectas with a Achievement of the objects, And you can create and establish A bright bow.
Yüksek akım kaynağını iletken bir desteğe bağlarsak bir elektrik arkı yaratır ve timsaha yöneltebiliriz.
I need something to establish my credentials with Keller.
Keller'a karşı kredimi belirlemek için bir şeye ihtiyacım var.
Viola Franks establish clear motive.
Ama Eriksonn'la Viola arasındaki öfke dolu mektuplar kesin delildir.
Didn't TV1 News establish that they were your people?
TV1 Haberleri'nde senin adamların olduğu ortaya çıkmadı mı?
And we'll establish a hearing about the existing control of Intelligence.
Ve İstihbarat'ın kontrolü hakkında bir soruşturma açacağız.
Establish a two-block perimeter around this loc.
Buranın çevresinde 2 blokluk bir araştırma başlatın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]