Esu translate Turkish
140 parallel translation
E.S.U., come on.
ESU. Hadi!
- Has ESU been notified?
- ADB'ne haber verildi mi?
ESU are gonna blow a hole in the subbasement wall.
ADB, bodrum duvarında bir delik açacak.
ESU are here.
Acil Durum geldi.
- Switch to channel 2-2 for ESU.
- ADB için kanal 2-2'ye.
Somebody call ESU.
Acil Durum'u arayın.
Be advised, aideds are out of the water and ESU is working on them at this time.
Yardım edilenler sudan çıktı. Şu anda ADB onlara ilk yardım yapıyor.
Have a supervisor, ESU and Harbor respond to this location forthwith.
Hemen bir nezaretçi ve acil kurtarma ekibi sevk edilsin.
Shouldn't we wait on the ESU negotiator?
- Özel Tim arabulucusunu bekleseydik.
ESU, ESU?
Özel Tim, Özel Tim?
I want you to talk to ESU.
Özel Tim ile konuş.
Where's the ESU sergeant?
Özel Tim çavuşu nerede?
I want you to divert incoming ESU units to Broadway and hold them there.
Gelen Özel Tim'i Broadway'e yönelt ve orada beklet.
ESU units holding.
Özel Tim bekliyor.
- ESU, ESU, come in from the 52nd...
- Özel Tim, 52. Cadde'den girin...
Go on. I'II tell ESU to meet you there.
ESU'ya sizinle orada buluşmasını söylerim.
ESU is currently scraping a jello-like substance from a sewer grate.
Şu anda ESU lahım kapağından jöle halinde bir sıvıyı kazıyor.
The only NYPD field units that would use that type of round are ESU and TARU.
Bu şekilde bir kurşunu NYPd'nin saha biriminin silahları ESU ve TARU atabilir.
ESU and HNT are in place.
EsU ve HNT geldiler.
Scott Strauss, ESU.
Scott Strauss, ADYB. Durumun nasıl? ( ADYB :
I'm Scott, from ESU 5.
Ben Scott, ADYB 5'ten.
ESU's still searching the building.
Arama kurtarma ekipleri hala binayı arıyorlar.
When she does, ESU's moving in.
Bunu yaptığında, özel tim içeri dalacak.
Notify highway, esu and hostage negotiator.
Otoban polisine, ESU'ya ve rehine arabulucularına haber verin.
Contact ESU. Make sure we don't come up short, all right?
Komuta birimi ile temasa geçin.
ESU will grab the kids.
Komuta ekibi çocukları alacak.
This is Staley to ESU 2.
Staley'den 2. TAKIM'a.
ESU 2 approaching hostage car from south tunnel.
2. TAKIM, rehine vagonuna güney tünelinden yaklaşıyor.
This is Staley to ESU 4.
Staley'den 4. TAKIM'a.
ESU 2, this is Staley.
TAKIM-2, ben Staley.
ESU Team 1 to Sniper 1, do you have a shot?
TAKIM 1'den Nişancı 1'e. Görüşünüz var mı?
ESU just hit his apartment.
Acil Durum Ekipleri dairesine gitti.
I want ESU on his place.
Fark etmiyor. Evine ekiplerin gitmesini istiyorum.
You can send ESU wherever you want, but I'm not losing this one.
Birimleri istediğin yere yollayabilirsin. Ama bu seferkini kaybetmeye niyetim yok.
A passerby tried to revive her before ESU got here, but...
Yoldan geçen biri, ambulans gelene kadar kızı hayata döndürmeye çalışmış ama...
Flack, get hold of ESU.
Flack, ESu ile bağlantı kur.
ESU says there's one more perp unaccounted for.
ESU, hesaba katılmamış bir kişi daha olduğunu söylüyor.
- Get ESU over to the pickup address immediately. - You got it.
Acil Durum Ekipleri'ni adrese yönlendirin.
I want ESU all over the playing field on this.
Ekiplerin tüm alana yerleşmesini istiyorum.
ESU, this is Agent Ortiz.
Tüm birimler, Ben Ajan Ortiz.
All ESU, we have two officers down in the alley behind the hotel.
Bütün birimlerin dikkatine, otelin arkasında iki memur vuruldu.
I've arranged to have an ESU team standing by in striking distance.
Özel Tim müdahaleye hazır... bir şekilde beklesin.
ESU and Canine are en route to sweep the tunnels.
ESU ve K-9'lar yoldaki tünelleri arıyorlar.
ESU found no traces of radiation in the residence or on the person.
ESU, şahısta ya da evinde radyasyon izi bulamadı.
Requesting ESU and Bomb Squad forthwith.
Derhal, ESU ve Bomba İmha Ekibi istiyorum.
ESU's ready to move in and pull him out, Frank.
ESU, harekete geçmek ve onu oradan almak için hazır, Frank.
Sergeant... tell ESU to follow Detective Reagan's lead.
Çavuş ESU'ya, Dedektif Reagan'ın yönlendirmesini izlemelerini söyle.
You wouldn't know it from the ass-chewing I just got from my sergeant, the ESU sergeant, the SWAT team, the task force.
Çavuşumdan, ESU çavuşundan, SWAT timinden, özel timden yardım aldım.
'Cause if it's a tech, then I'm gonna want you to put me on the line with the esu chief inspector himself.
Çünkü hala bir teknisyenle konuşuyorsan senden bana hemen teknoloji birim müdürünün kendisini bağlamanı isteyeceğim.
Leave the electronic surveillance to the esu.
Elektronik izlemeyi bırak da teknoloji birimindekiler yapsın.
All right, you know what?
Tamam. Sizi ESU ve rehine müzakere ekibi yola çıkınca haberdar edeceğiz.