English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Etcetera

Etcetera translate Turkish

232 parallel translation
Money cannot bring you health and happiness, etcetera.
Para insana sağlık, mutluluk vesaire getirmez.
"Your very humble, and etcetera..."
"Bu sadık kulunuz, vesaire vesaire..."
"Shall Rome, etcetera."
Roma katlanacak mı...
"Shall Rome, etcetera."
"Roma, katlanacak mı..."
No, not since I got into real estate, etcetera.
Hayır, emlakçiliğe vb. başladığımdan beri görmedim.
It was too bad Harry was not there to share it with her, but, of course, crime does not pay, murder will out, etcetera, etcetera.
Harry'nin bütün bunları onunla birlikte paylaşamaması çok kötü oldu, fakat, kuşkusuz, suçun ödülü yoktur, cinayetin ise hiç, vesaire, vesaire.
Etcetera.
( Fransızca )
C'est la vie. Etcetera.
Ne yaparsın, hayat böyle!
- Yes, that's very including meals and late snacks etcetera.
- Evet, bu çok yemekler ve akşam çayları dahil... Bu çok makul.
Etcetera.
Vesaire.
Nor in any other object serving the same purpose... like water, windowpanes, etcetera. "
Ayna. Benzer nesnelerdeki yansımaları da görünmez. Su, pencere camı vb. gibi. "
... etcetera, etcetera.
vesaire vesaire..
I had this image of a... policeman without his stick... and a bugler without his horn... etcetera, etcetera, etcetera.
Düşünsene... Polisin jopu yok... abdalın zurnası yok.. falan filan..
Now, a wife must be provided with a home... with food, with dresses, with medical attention, etcetera, etcetera.
Şimdi, bir eş için ev sağlamak lâzım, yiyecek, elbise, tıbbî bakım, vesaire, vesaire.
The enchantment of words, "squashed," "flat," etcetera...
Sözcüklerin büyüsü, "ezilmek," "pide," vesaire...
I'd love to come down on the platform with you and wave a tiny, white handkerchief etcetera but there is that interview.
Perona kadar gelmek isterdim ve beyaz mendil sallamak isterdim ama biliyorsun ropörtajım var.
Until Wednesday, then, this has been Etcetera... and I have been your host, David Staebler.
Etcetera'yı dinlediniz, ben sunucunuz David Staebler.
The program is Etcetera.
Programın adı Etcetera.
Dennis moore, dennis moore, etcetera, etcetera.
Dennis Moore Dennis Moore Vesaire vesaire
playing hospital, etcetera
Doktorculuk falan.
We serve society... etcetera... That was his tune in the 1950's.
Topluma hizmet etmeliyiz... vesaire... 1950'lerde bu havaları okuyordu.
I think you should go over to Mrs. Gould... and ask her if she's seen Freddie, and etcetera.
Bence sen Bayan Gould'a gidip... Freddie'yi görmüş mü falan diye sormalısın.
Go to hell with your father, your mother, etcetera.
Babanla, annenle vesaire ile birlikte cehenneme git.
etcetera, etcetera, etcetera...
Vesaire, vesaire, vesaire.
First part concerns... regret loss of life, etcetera, injuries and so on.
Öncelikle... olayda meydana gelen can kayıpları ve yaralılar için müteessiriz..
Etcetera, etcetera.
vs. vs.
You can have the 10 million plus participation to be mutually... etcetera etcetera.
Ama 10,000,000 dolar alabilirsiniz artı geçici olarak bir miktar da tesis üzerinde hak sahibi olabilirsiniz, vesaire...
He sleeps, etcetera, etcetera.
Uyudu, vesaire, vesaire.
It says, "Discussions, card games, story-telling, quizzes, etcetera."
Burada, "Münazara, kart oyunları, hikaye anlatma bilgi yarışması ve bunun gibi şeyler." yazıyor.
"I'm not used to" etcetera.
"Ben arsızca oynaşmaya..."
Cluck-cluck, gibber-gibber, my old man's a mushroom, etcetera.
Gıdak-gıdak, cik-cik, eski dostum mantardı, vesaire vesaire.
Etcetera, etcetera.
vesaire vesaire.
Don't know what got into us, etcetera.
Ne yaptığımızı bilmiyoruz, vesaire.
Curly and Moe and the other dwarfs, etcetera.
Curly ve Mo, Ve diğer bütün cüceler falan.
- Yes. Meanwhile, Otis says that your story about crossing back and forth... during the night, etcetera, is nonsense.
Bu arada, o gece yer değiştirme hikayenizin saçmalık olduğunu söylüyor.
"Well, it may be that you're misinterpreting ignorance, haste, deadline pressure, etcetera, for some kind of determined effort to suppress an element of the story."
Yayımcıdan, bulanıklaştırılmış olarak gelmişti, ama böyle şeylerde her zaman dikkatli olmak gerek.
New Hampshire court within 60 days for failure to pay child support... to pay child support to a family he deserted months ago... etcetera, etcetera, etcetera.
New Hampshire mahkesinde olmak zorundadır..... vs, vs, vs.
I don't know my way around Toronto, etcetera.
Toronto'da yolumu bulamam, vesaire...
Etcetera.
Falan filan.
Electrolyte levels, glucose, CBCs, RBCs, etcetera.
Elektrolit düzeyi, glikoz, alyuvarlar, akyuvarlar, vs.
May you be allowed to walk freely and without let or hindrance. And so on and so forth, etcetera.
Herhangi bir mani ve istisna olmaksızın, dilediğince hareket edebilesin vesaire, vesaire...
It's the other terms Des uses for me... "Nutcase," "freakazoid," etcetera... I kind of mind.
Benim için kullandığı diğer ifadeler de körkütük kaçık, kafayı yemiş vesaire.
You've got your precious carbon tucked away guaranteeing your safety, etcetera, etcetera so you can come here and demand what?
Siz değerli karbon kağıdınızı güvenliğinizi, vesaire, vesaire garanti altına almak için, gizlemişsinizdir ki böylece buraya gelebilip ne talep etmek için?
- etcetera, etcetera.
-... vesaire.
- Saline, gauze, etcetera.
- Salin, gazlı bez falan.
Yeah, and Taubeneck Park, etcetera, etcetera.
Evet ve Taubeneck Parkı falan.
Sometimes they can pick it up and fight over it, etcetera.
Bazen ellerine alıp boğuşurlar vesaire.
How we save kiddies'lives. Etcetera.
Bebecikleri nasıl kurtardığımızı.
All departmental concerns can be funneled through her office... including O.R schedules, research funding, committee assignments, etcetera.
Bölüme ait tüm konular ondan geçebilir çalışma programları, görev tayinleri, vesaire vesaire.
Really. You liked their second one, you said.
İkinci albümleri Pop Girls, Etcetera'yı sevmiştin.
Etcetera, etcetera.
Vesaire vesaire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]