English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Evaporate

Evaporate translate Turkish

175 parallel translation
Small, because larger quantities would not evaporate so quickly.
Küçük çünkü daha büyük miktarlar bu kadar hızlı buharlaşmıyordu.
They don't evaporate.
Onlar buharlaşamaz.
It will evaporate, become a cloud and come down someplace else as rain.
Buharlaşıp, buluta dönüşecek. Ve sonra da yağmur olarak geri gelecek.
Things like that don't just evaporate.
Bu tip şeyler bir anda uçup gitmez ki.
We should evaporate when we die.
Öldüğümüzde buharlaşmalıyız.
I'd evaporate.
Su gibi buharlaşır kaybolurum.
We can't fight head-on, because our forces would quickly evaporate.
Kafa kafaya çarpışamayız, birliklerimiz çabucak buharlaşıverirler.
- And let it percolate down to the bedrock. - - It wouldn't evaporate the way it does in reservoirs. You lose 20 %, not 80 %.
Çöl kumuna su aktacak olursanz, ve dibe kadar süzülmesini beklerseniz, rezervuardaki yüzde 80'lik su kaybnz, burada yüzde 20'ye düser.
The moisture will evaporate in a few minutes.
Nem birkaç dakika içinde buharlaşacaktır.
I will be much obliged, if you would evaporate this very minute.
Şu an ortadan kaybolsan bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın.
-'Overheat and you evaporate.'
- Fazla yaklaşırsan buharlaşırsın.
But once a eunuch, all that would evaporate
Ama hadım edildi mi, sakinleşecektir
Nearby worlds of ice evaporate and form long, comet-like tails driven back by the stellar winds.
Yakinlarindaki buzdan gezegenimsiler ise eriyerek yildizlararasi rüzgârin üfürdügü kuyruklari olusturmakta.
Eventually, life will be extinguished the oceans will evaporate and boil and our atmosphere will gush away to space.
Sonunda, yaşam yokolucak okyanuslar kaynayacak ve buharlaşacak ve atmosferimiz uzaya kaçacak.
They keep the water covered so it doesn't evaporate.
Suyu yüzünü örterek buharlaşmasını önlüyorlar.
( STUTTERING ) You want to evaporate the entire universe?
Bütün evreni buharlaştırmak mı istiyorsun?
Do as I tell you or I'll destroy your ashes, and you'll evaporate like thin air.
Ya dediğimi yaparsın ya da küllerini savurup buhar olup uçarsın.
Keep her from the sunshine, or she may evaporate and can't be reincarnated.
- Güneş ışığından uzak tut onu! Yoksa buharlaşır ve tekrar doğamaz.
Evaporate for five minutes, will ya?
5 dakikalığına kaybolsanız diyorum.
Both your brains are fixing to evaporate.
İkinizin de aklını başınızdan almış.
If it does, we'll probably all evaporate.
Olursa herhalde hepimiz buhar oluruz.
You and your planet, evaporate in space!
Sen ve gezegenin, dikkatsizliğin yüzünden yok olacaksınız!
We evaporate! We cease to exist!
Buharlaşırız!
The snowflakes evaporate... and then turn into hailstones.
Kar taneleri buharlaşıp doluya dönüşüyor.
With Brackett, it won't evaporate.
Brackett ile buharlaşmaz.
They couldn't just evaporate.
Birden buharlaşamazlar.
To evaporate.
Buharlaşıp gitsin diye.
You don't have to... and realized that what is one death compared to the fact... that in under two hours every living soul on Earth is gonna evaporate.
Buna gerek yok. Ve şunu fark ettim ki, iki saat sonra dünyada yaşayan her ruhun yok olacağı gerçeği yanında bir kişinin ölümü nedir ki?
It's a well-known fact that the sun makes water evaporate.
Güneşin suyu buharlaştırdığı iyi bilinen bir konudur.
I think it will evaporate. And then you'll be surprised that you ever felt for me.
Herşey değişecek ve benim için düşündüklerine şaşıracaksın.
And it'll evaporate quickly.
Ve çabuk buharlaşır.
From the sun's equator particles constantly evaporate into space.
Tanecikler, Güneş'in ekvatorundan uzaya sürekli olarak akmaktadır.
Soon, your technical skills will evaporate like the fine mist on a summer lawn.
Yakında tüm teknik yeteneklerin yaz çimeninde sis gibi uçup gidecek.
The problem, it is that... during the operation, the crystals evaporate partially.
Problemse... operasyon sırasında kristaller parçalar halinde buharlaşacak.
The crystals do not evaporate that in contact with the air.
Kristaller sadece havayla temas ederse buharlaşıyor.
Sometimes, crystals exposed to the air evaporate into 40 to 50 mn instead of 5 to 10.
Bazen havaya çıkmış kristaller 40 50 dakikada buharlaşıyor 5 10 dakikada olacağına.
A pity, it helps the wine vapours evaporate.
Yazık, şarap buharlarının uçup gitmesini sağlar.
please, if our blood were any thinner, we'd evaporate.
Yapma, kanımız biraz daha sulansa buharlaşıp gidecek.
You will learn how to enter a combat zone and evaporate into shadow.
Çatışma alanına nasıl gireceğinizi, ve tıpkı bir gölge gibi nasıl yok olacağınızı öğreneceksiniz.
You know... this petrol will evaporate soon.
Bilirsin... yakında, uçup gidecek.
- You, uh, you sure that will evaporate by morning?
- Sen, uh, sabaha buharlaşacağına emin misin?
Are you sure it will evaporate by morning?
Sabaha kadar buharlaşacağına emin misin?
I hate to see your valuable research evaporate into the ether... but I will not allow information that concerns my son to be made available... to anyone who can hack their way into your personal files.
Değerli araştırmanızın, uçup gitmesi, beni kahrediyor ama kişisel dosyalarınızı hackleyen herhangi birinin... oğlumu ilgilendiren bilgilere ulaşmasına, izin veremem.
The ocean waters evaporate as they rise to the clouds.
Okyanus suları bulutlara yükseldiğinde buharlaşır.
And as they evaporate, they become fresh.
Buharlaşırken de tazelenir.
A woman finds out how I live... that I'm not a published author, that I'm a liar, essentially... any interest she has is gonna evaporate real quick.
Bir kadın, nasıl yaşadığımın,... yayınlanmamış bir yazar, bir yalancı olduğumun farkına varırsa... duyduğu ilgi bir anda buharlaşır, gider.
Sir, in less then 5 minutes from now the clean sweep kicks in, and then I think our problem will evaporate.
Efendim, 5 dakika içinde, toplu temizlik programı başlayacak ve sanırım sorunumuz buhar olacak.
But without me, Liquid will evaporate.
Ama bensiz Sıvı Reklamcılık sıvı gibi uçup gidecek!
Fate wanted for him to evaporate in the air and that he return to where he felt best - the sky.
Kader onun havada uçup gitmesini istedi. Ait olduğu yere dönmesini, gökyüzüne.
Evaporate!
Havada uçup gitmesini!
... evaporate... yeah?
Uçup gitmesini... öyle mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]