Even if that were true translate Turkish
68 parallel translation
Even if that were true, do you think the Great Lord will trust it is so, should Miki inform him of that prophecy?
Bu doğru olsa bile, Miki, Büyük Efendi'ye kehanetten bahsederse Büyük efendi sana yine de güvenecek mi?
Even if that were true, you may have uncovered a very tragic accident, a very horrible mistake, but certainly nothing criminal, or we'd be downtown right now.
Böyle olsa bile, bu bir görünmez kaza olabilir, oldukça korkunç bir kaza, ama kesinlikle bir suç unsuru yok.
Even if that were true...
Bu doğru olsa bile...
I mean, even if that were true... how do you live with that?
Evet. Ben Enrique. Merhaba.
Even if that were true, we would rather die before accepting help from you again.
Söylediklerin doğru olsa bile senden yardım almaktansa ölmeyi tercih ederiz..
Even if that were true, sir, how could it possibly find you out here on an island?
Bu doğru olsa bile sizi burada bu adada nasıl bulabilir?
Even if that were true, which it isn't...
Bu doğru olsa bile ki değil,
So forget the cheap shots, because even if that were true, it wouldn't matter,'cause it's not about me.
O yüzden bu saçmalıkları bırak, çünkü eğer doğruysa bile önemli değil, çünkü benimle ilgili değil.
Even if that were true, do you honestly think I would turn against him?
Bu doğru olsa bile, gerçekten onu satacağımı mı düşünüyorsun?
Honestly, Owen, even if that were true... who would believe you?
Doğrusu, Owen, bu gerçek olsa bile sana kim inanır ki?
Even if that were true, I think that if she called you tomorrow, you'd be there in the second to help her.
Bu doğru olsa bile, seni ararsa anında ona yardıma gidersin.
Even if that were true, and no one is saying that it is, the fact that you could assert that...
Bu doğru olsa bile ve kimse öyle olduğunu söylemiyor, bunu ileri sürdüğün...
Okay, even if that were true, I can't be the secretary of the interior.
Pekala, bu doğru bile olsa İçişleri Bakanı olamam.
Well, even if that were true, it's none of our business, is it?
Öyle bile olsa, bizi ilgilendirmez, öyle değil mi?
Even if that were true, you have no jurisdiction here.
Bu doğru bile olsa burada söz hakkın yok.
Even if that were true... lt couldn't have been much, uncle.
Bu doğru olsa bile... fazla çalmış olamaz amca. Yoksa anlardım.
Even if that were true, that is not how we would handle the situation.
Bu gerçek olsa bile, durumla böyle ilgilenmeyiz.
Even if that were true, their price is too high.
Bu doğru olsa bile, bedeli çok yüksek.
Even if that were true, it's just not in their nature to learn how to use a ladder.
Diyelim ki öyle olsun ama onların doğasında merdiven kullanma diye bir şey yok.
And even if that were true, I would never use that to get an unfair advantage over my girls.
Hem doğru olsa bile bunu asla size karşı haksız bir avantaj olarak kullanmam.
Even if that were true, it doesn't mean you can behave in such a way.
Bu gerçek olsa bile böyle davranamazsın.
Even if that were true, the proof would be in my LAPD file, which I heard has gone missing.
Eğerki bu doğru ise, bu kanıt benim kayıp olduğunu duyduğum dosyamın içinde olacaktır.
I don't know that even if that were true that I'd tell you. Right.
Eğer bu dediklerin doğru olsaydı bile seninle bu konuyu konuşmazdım.
Even if that were true, that does not make him wrong.
Öyle olsa bile bu yanıldığını göstermez.
Even if that were true, this will only ever be New York, and New York is not America.
Bu doğru olsaydı bile,... ancak New York'ta olurdu ve New York, Amerika değil.
And even if that were true, we can't prove that Alice Morgan touched it, let alone fired it.
Doğru bile olsa, Alice Morgan yaptığını, yanmasına müsaade ettiğini ispatlayamayız.
Look, even if that were true - - I'm still working this thing.
Baki eğer bu doğru bile olsa... hâlâ üzerinde çalışıyorum.
Well, even if that were true...
Eğer bu gerçek olsa bile...
"Even if that were true"?
"Eğer bu gerçek olsa bile" mi?
I am helping this kid, that's wrong? - Even if that were true...
Bu çocuğa yardım ediyorum, bunun nesi yanlış?
Even if that were true, I'd beat it.
Bu doğru olsa bile onu yendim.
Well even if that were true you've lost all sense of your place since your return.
Bu doğru olsa bile döndüğünden beridir, bütün zaman mekan kavramını yitirdin.
Okay, I'm not admitting anything. But even if that were true, this has nothing to do with that.
Peki, hiçbir şey itiraf ettiğim yok ama söylediklerin doğru olsaydı bile, bunun, o işlerle bir alakası yok.
Even if that were true, it would still be a tossup.
Eğer bu doğru olsa bile yine de denemeye değer.
Even if that were true, which I seriously doubt, no one can ever believe another word that you say.
Bu doğru olsa bile, ki hiç sanmıyorum, artık kimse senin söyleyeceğin tek kelimeye bile inanmaz.
Even if that were true, and it's not, why would I kill Niki now?
Bunların hepsi doğru olsa bile, ki değil neden Nikki'yi şimdi öldüreyim?
- Even if that were true- -
- Bu doğru olsa bile- -
Well, in the words of opposing counsel, even if that were true, we have every right to do it.
Karşı avukatın lafıyla, bu doğru olsa bile bunu yapmaya sonuna kadar hakkımız var.
Oh, no, sir. That's ridiculous. But even if it were true... even if this house were full of evil, Madeline is not.
Hayır, bayım, bu saçmalık, ama doğru bile olsa tüm ev kötülükle dolu bile olsa...
All right, so even if it were true, and I don't believe for one single minute that it is, there're an awful lot of other soldiers here that can take care of it.
Tamam, doğru bile olsa, ki bir an bile öyle olduğuna inanmıyorum, Burada bu işin icabına bakacak bir sürü asker var.
And if true for your lifetime boast that you were honored to speak his name even in death.
Eğer doğruysa ölüyken bile onun adını anma onuruna eriştiğiniz için ömür boyu gurur duyabilirsiniz.
Hey, Doc, isn't it true that if even one of those tiles were to come loose, millions and millions of gallons of water would come pouring down on us and squash us like tiny little bugs?
... Hey doktor, eğer o fayanslardan biri bile düşecek olursa milyon ama milyon galon suyun üzerimize boşalacağı..... ve bizleri minik böcekler gibi ezeceği doğru değil mi? ...
I mean, if even half that story were true... you'd be too bloody ashamed to tell it.
Yani... bu hikayenin yarısı bile doğru olsa anlatmaya utanırdın.
Even if it were true, I could never in a million years sell that to Washington, and neither could you.
Bu doğru olsaydı bile, aradan milyon yıl da geçse ne sen ne de ben bunu Washington'a söyleyemezdik.
If somebody were to tell me that this was not Eastwood's creation that it was a role composed before He got in front of the camera and He only read His lines and even if it turned out to be true, I couldn't believe it from wbat's on screen.
Biri çıkıp, bunu Eastwood yaratmadı... o, kamera önüne geçmeden önce rol yazılıp hazırlanmıştı... o sadece repliklerini okudu dese... ve bu doğru olsa bile, perdede gördüklerimden sonra buna inanmazdım.
If this were true, and mind you, I'm not saying that this is, but... I can't even imagine what kind of... terrible guilt she must have been living with.
Bu doğruysa, nasıl suçluluk duyduğunu tahmin bile edemiyorum.
Alright then, well, even if that were all absolutely true, then one day, I should like to show by my work what such a nonentity, such a nobody
Hakkımda düşündükleri yanlış değil gerçi ama belki bir gün onlara çalışmalarımı göstermek isterim.
"A," that's not true, and "Bb," even if it were, I'm a cop.
Birincisi, bu doğru değil. İkincisi, öyle bile olsa, ben polisim.
And even if each and every one of us took such newspaper accounts at face value, and believed there were witches among us, would that have made it true?
Ve eğer hepimiz bu gazete makalelerini ciddiye alıp aramızda cadılar olduğuna inansaydık, bu onları gerçek yapar mıydı?
And even if it were true, that's not something a woman does on her child's head.
Doğru bile olsa bir kadın çocuğunun başında böyle bir şey istemez.
Even if that's true, what were you thinking, moving a shooting victim?
Bu doğru bile olsa, hangi akla hizmet öldürülmüş birini oradan aldınız?