Everything is going to be fine translate Turkish
116 parallel translation
Everything is going to be fine.
Her şey güzel olacak.
Everything is going to be fine.
Bana inan, her şey yoluna girecek.
And I know that once we get married everything is going to be fine.
Evleneceğiz ve her şeyin çok iyi gideceğine eminim.
I better call Joseph and tell him everything is going to be fine.
Sen en iyisi Joseph'i ara ve herşeyin yolunda olduğunu söyle.
Everything is going to be fine.
Her şey yoluna girecek.
Everything is going to be fine, okay?
Her şey yoluna girecek, tamam mı?
Everything is going to be fine.
Her şey çok güzel olacak.
Everything is going to be fine.
Her şey daha iyi olacak.
Mr. Kennerly, you're going to the O.R., but there's no reason to worry. Everything is going to be fine.
Bay Kennerly, ameliyathaneye gidiyorsunuz ama meraklanmayın.
Don't worry everything is going to be fine.
Endişelenme, herşey yoluna girecek.
Everything is going to be fine.
İşler yoluna girecek.
I mean, everything is going to be fine.
Herşey güzel olacak.
I just want you to know everything is going to be fine, all right?
Her şey yolunda gideceğinden emin olabilirsiniz tamam mı?
Once you finally talk to Noel, everything is going to be fine.
Noel ile konuştuğunda her şey düzelecek.
Everything is going to be fine
Her şey güzel olacak.
Everything is going to be fine.
Herşey çok iyi olacak.
Nate, dear, everything is going to be fine, you'll see.
Nate hayatım. Her şey yoluna girecek. Göreceksin.
Everything is going to be fine.
Her şey iyiye gidecek.
Everything is going to be fine.
Her şey iyi olacak.
Can you stop pretending that everything is going to be fine? !
Her şey yoluna girecekmiş gibi davranmaktan vazgeç artık!
Don't worry puttar ( son ), everything is going to be fine.
Endişelenme, evlat. İyi olacaksın.
Everything is going to be fine, you will see Suat.
Her şey yoluna girecek, göreceksin Suat.
I swear to God, everything is going to be fine.
Yemin ediyorum herşey düzelecek.
Trust me, Dad, everything is going to be fine.
İnan bana baba, her şey yolunda.
Everything is going to be fine.
Her şey düzelecek.
Because all you'll do is tell me that everything is going to be fine and it's not.
Çünkü tek yapacağın şey bana her şeyin düzeleceğini söylemek olacak ama düzelmeyecek.
Everything is going to be fine, Angela.
Her şey yoluna girecek, Angela.
You just have faith that everything is going to be fine.
Herşeyin iyi olacağına dair umudunu hep taze taşıyorsun.
Everything is going to be fine.
Herşey iyi olacak.
Now, don't worry, everything is going to be fine.
Sakin ol sen, her şey yolunda gidecek.
I will smooth things over with the chief, and everything is going to be fine.
Şefle işleri tatlıya bağlayacağım. Ve her şey yoluna girecek.
Because everything is going to be fine.
Çünkü her şey yoluna girecek.
Everything is going to be fine, my love.
Aşkım her şey, güzel olacak.
Everything is going to be fine, Mr. Charnin.
Sorun çıkmayacak, Bay Charnin.
Listen, everything is going to be fine.
Uzaklaştırın şunu.
Everything is going to be just fine, I promise you :
Herşey düzelecek, söz veriyorum.
But now you're here and I know. Everything is going to be fine
Ama şimdi yanımdasın ve ben bunu biliyorum.
Everything is going to be just fine.
Herşey yoluna girecek.
But I am here to tell you... that everything is going to be just fine.
Ama buraya sorun çıkmayacağını söylemek için geldim.
Everything is going to be just fine.
Şu halinize bir bakın!
Yes, everything is going to be just fine, Louise...
Evet her şey daha iyi olacak canım.
Don't worry ; everything is going to be just fine.
Endişelenme ; herşey yoluna girecek.
Everything is going to be just fine.
Her şey yoluna girecek.
- -anything with all, you know, everything, is going to be just fine, but no- - my friend, she's sick, so we gotta find a place where she can heal- - and you have no idea what I'm talkin'about, do ya?
Burada kilitli... dolayısıyla, biliyorsun, ben... her şeyin ama her şeyin güzel olacağını biliyorum ama arkadaşım için değil... çünkü o hasta, dolayısıyla bir an önce onu iyileştirebilecek bir yer bulmalıyız... ve senin neden söz ettiğim hakkında hiçbir fikrin yok, değil mi?
And I promise you everything is going to be fine
Ve sana söz veriyorum iyi olacak.
In Enron, it looks to me like the captain first gave himself and some friends a bonus, then lowered himself and the top folks down in the lifeboat and then hollered up and said, by the way, everything is going to be just fine.
Enron ` da ise bana öyle geliyor ki kaptan kendine ve yakın çevresine ikramiye verip, kendisini ve üst düzey kişileri filikaya bindirip ; kalanlara "Her şey düzelecek." demiş.
In Enron, it looks to me like the captain first gave himself and some friends a bonus, then lowered himself and the top folks down in the lifeboat and then hollered up and said, by the way, everything is going to be just fine.
Enron da ise bana öyle geliyor ki kaptan kendine. ... ve yakın çevresine ikramiye verip kendisini ve üst düzey kişileri. ... filikaya bindirip ; kalanlara.
Then I'm sure everything is going to be just fine.
Eminim ki, her şey yoluna girecektir.
Everything is going to be just fine.
Her şey çok güzel olacak.
Uh, everything is going to be just fine.
Uh, her şey yoluna girecek.
Nothing, nothing. If everyone stays calm, everything is just going to be fine.
Eğer herkes sakin olursa, her şey iyi olacak.