English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Evite

Evite translate Turkish

61 parallel translation
Meredith has an evite from Jim.
"Meredith'e Jim'den bir davet var"
Well, Christina used e-vite to send out all her invitations.
Bakalım Christina, davetiyeleri Evite ile yollamış.
- I gotyour Evite. - Oh.
- Davetiye gönderdin ya.
But we did receive an evite to Patrick Dempsey's house for running charades.
Ama Patrick Dempsey'in evinde sessiz sinema için bir partiye davet edildik.
I got your evite.
Davetini aldım.
You can send an evite for anything.
Kaçınmak için her şeyi yollarsın.
I'd have to check the evite rsvp list Before I could accurately respond to that.
Sana kesin cevap vermeden önce netten lcv listesini kontrol etmem gerekiyor.
Give me your e-mail, I'll send you an Evite.
E-posta adresini ver, e-davet göndereyim.
You waiting I should send you an Evite?
İnternetten davetiye mi yollamamı bekliyorsunuz daha?
Make sure to send her mom an Evite. - You got it.
- Annesine bilgisayardan davetiye gönderelim.
I have sent out an Evite for our big grand opening pancake luncheon.
Pankek servisli dev, Büyük-Açılışımız için "e-davetiyeler" gönderdim.
Well, first of all, I find this whole evite thing profoundly annoying.
Birincisi, tüm bu şeylerden zaten keyif almıyorum.
- We put women, booze, fashion all together in one spot - - and what do we do, send him an evite?
Kadınlar, içkiler, moda, hepsini bir araya koyarız. Ne yapacağız peki, davetiye mi göndereceğiz?
It's an Evite to our halloween party.
Cadılar bayramı partimiz için bir e-davetiye.
Most of you responded to my Evite, but some of you remain evasive, so...
Bir çoğunuz davetime cevap verdi. Fakat aranızdan bazıları kaçamak davranıyor.
i - You did get the evite to my barbecue!
Barbekü davetimi almışsın!
- I'm guessing you didn't get the evite.
- Sanırım sen de uzak duramadın.
Yeah. Everyone on the evite.
Evite'de ki herkes burada.
Dude, you sent out an evite? !
Dostum sen Evite'e mi yazdın?
Hey, did you get the Evite I forwarded to you?
Sana yolladığım davetiyeyi aldın mı?
'Cause I already sent out the evite.
Zira davetiyeleri çoktan gönderdim.
I just got an evite.
Davet gelmiş.
Um, I think the line from the Evite was "Jeans Okay."
Evite'daki söz gibi, "Kotlar olur."
Evite?
Evite?
You're going to be receiving an Evite shortly to a Sukkot party at my house. A what kind of party?
Çok yakında evimde düzenlenecek bir Sukkot partisine davetiye alacaksınız
Evite from Ruxin.
Ne? Ruxin'in davetiyesi.
I do appreciate you telling me,'cause I was able to un-send that Evite.
Bana söylediğin için sağol çünkü bunun gönderilmesini engelleyebilirdim.
- Did you get my Evite?
- Maille gönderdiğim davetiyeyi aldın mı?
Did I not get the Evite to your bar mitzvah?
Yoksa yetişkinliğe kabul törenin için e-davetiyeyi almadım mı ben?
Like, right now, you are the most annoying thing in my life, with the possible exception of Evite.
Şu andaki gibi, hayatımdaki Evite'nin olası istisnası dışında hayatımdaki en sinir bozucu şey sensin.
Evite. Tell a friend and then kill yourself
Evite ( Elektronik davetiye ) arkadaşınıza söyleyin ve sonrada kendinizi öldürün.
When I picked her up from the police station she was wondering if an evite was too informal.
Onu polis merkezinden aldığımda internet davetiyesinin basit kaçıp kaçmayacağını düşünüyordu.
I knew you were gonna be there,'cause I saw the comments on the Evite.
Orada olacağını biliyordum. Çünkü internette davetiyedeki yorumlarını gördüm.
Fine, I'll send you an evite.
Tamam, sizi de çağırırım.
I, uh, saw that you opened my birthday Evite.
Doğum günü davetimi açtığını gördüm.
I don't know. Polly made a last-minute Evite so...
Polly son dakika listesi hazırladı.
An Evite equals party.
Liste varsa parti de vardır.
I got an Evite to a bukkake party on the west side.
- Takma kafana. Batı Yakası'nda bukkake partisine davetiyem var.
Well, I just got an Evite to a surprise party at Warner's this Friday.
Aslında, Cuma günü Warner'larda sürpriz doğum gününe davet edildim.
Didn't you get the Evite?
E-davetiyeyi almadın mı?
Did you see this Evite that Drew sent out?
Drew'in gönderdiği davetiyeyi gördün mü?
And plus, the party's on Saturday and he just sent the Evite out.
Hem parti Cumartesi olmasına rağmen davetiye yeni geldi.
Drew accidentally put me on the Evite.
Drew yanlışlıkla bana da davetiye yollamış.
I-It's possible I forgot to send out the Evite.
E-davetiyeleri göndermeyi unuttum galiba.
S-So now the best man is painstakingly handwriting 200 table cards, but my maid of honor forgot to click "send" on an Evite.
Şimdi de sağdıç, daha da zahmete girerek 200 masa kartını elleriyle yazacak. Ama benim baş nedimem e-davetiyeleri "gönder" e basmayı unutmuş.
But I just couldn't deal with an evite to my wedding.
Ama e-davetiyelerle uğraşmak istemedim.
- You know, I haven't heard from you yet on that Evite for my sister's birthday party.
- Biliyorsun, kız kardeşimin doğum günü partisi için olan, Evite konusunda senden henüz haber alamadım.
It's an Evite from Kate.
Kate bir e-davetiye gelmiş.
I should send you an Evite?
İnternetten mi göndereyim?
Don't you love her dress?
Babamın sürpriz partisine neden sadece Evite'tan haberim oldu.
Why did I just get an Evite to my own father's surprise party?
( online davetiyelerin gönderilebildiği web sitesi )

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]