English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Exchanging

Exchanging translate Turkish

360 parallel translation
He had a crazy scheme about exchanging murders.
Çılgın bir planı vardı.
Exchanging information daily, putting aside all thoughts of personal success.
Her gün bilgi alışverişi yapan, kişisel başarı hırslarını bir kenara bırakmış insanlar.
Prince of Wales and Bismarck exchanging fire. "
"Prince of Wales" ve "Bismarck" birbirlerine ateş ediyorlar. "
And I shouldn't wonder if you two have been exchanging confessions.
Sizi ikiniz sırlarınızı paylaşıyor musunuz diye merak ediyorum.
Look, they're exchanging the symbols of eternal love.
Bak, ölümsüz aşkın sembollerini birbirlerine veriyorlar.
Well, do you still feel like exchanging courtesies with the Russians?
Hala Ruslar'a nazik davranmak istiyor musunuz?
We are exchanging you for a friend of ours.
Seni arkadaşlarımızdan biriyle takas ediyoruz.
Since we're exchanging confidences, Gérard and I could have hired ugly old hags, but looks were a factor.
Madem güven tazeliyoruz Gérard'la ben çirkin cadıları bile işe alabilirdik ancak dış görünüş bir yerde çok önemli oluyor.
You seemed to be exchanging phone numbers.
Birbirinize telefonlarınızı veriyor gibiydiniz.
The Burmese people were now exchanging one set of imperial masters for another.
Burma halkı şimdi bir imparatorluktan diğerine geçmişti.
Yesterday he saw me at the Union Station where I was exchanging $ 100,000 for merchandise belonging to my client.
Dün Union Station beni gördü Ben müvekkilime ait mal için 100.000 $ alışverişi oldu.
Since you and I are exchanging rooms tonight, I think it is.
Bu akşam seninle odaları değişeceğimize göre, bence ilgilendirir.
The Imam has assumed power... exchanging some people for guns and converting the others to Islam by force.
İmam gücü ele geçirdi. Bazı insanları silahla takas ediyor ve diğerlerini zorla İslam'a döndürüyor.
He's exchanging the bag.
Şimdi çantayı değiştirdi.
The other team is exchanging right behind them.
Diğer takımda onlardan hemen sonra değişimi yapıyor.
He Himself approached, and began travelling with them. But their eyes were prevented from recognizing Him. "What are these words... you are exchanging with one another, and why are you sad?"
"Değiş tokuş edip durduğunuz bu sözcükler ne ve neden üzgünsünüz?"
You thought by exchanging sons you will be saved.
Oğlumu geri vererek kurtulabileceğinizi mi sandınız?
Not trading, exchanging or distributing.
Ticaret, takas veya dağıtım değil.
I get more than that each week... exchanging dollars on the black market.
Her hafta bundan fazlasını alıyorum... karaborsada dolar bozuyorum.
I'm telling you, within a month there'll be wild music and guys dancing and exchanging phone numbers.
Sam, bir ay içinde burada çılgın müzikler ve dans edip telefon numarası alışverişi yapan erkekler olacak.
Here she is exchanging theories with Nils Andersen... the father of modern blood disease.
Dr. Fletcher, modern kan hastalığının babası sayılan... Nils Andersen ile fikir alışverişi yapıyor.
A terrible change came over my stepfather, instead of making friends and exchanging visits with our neighbors, who at first were overjoyed to see a Roylott back in the family seat, he shut himself up in the house and indulged in ferocious quarrels.
Üvey babamda korkunç bir değişim meydana geldi, aralarında tekrar bir Roylott görmekten ziyadesiyle memnun olan komşuların ziyaretlerine mukabelede bulunmak ve ahbaplık yapmak yerine, kendini eve kapattı ve kendini son derece kaba münakaşalara hasretti.
Have you seen guys slamming beers and exchanging great tales of marital bliss?
Erkeklerin biralarını tokuşturmasını ve evliliğin ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsettiklerini hiç gördün mü?
- Overthere, exchanging plans and instructions.
Şu tarafta. Bilgi alışverişinde bulunuyorlar.
I'm exchanging you for these two dogs.
Seni, şu iki köpekle değiş tokuş ettim.
Exchanging clothing
# Elbiselerini değiştiriyorlar #
The baths of the old aristocracy used to be holy places for exchanging information.
Eski soylularda banyolar bilgi paylaşımı için kutsal mekânlar gibiydi.
But you preferred exchanging favors for gifts.
Ama siz hediye karşılığı iyilik yaparak hayatınızı kazanmayı tercih ettiniz.
The difficulty of deciding the amount of tomatoes that would be equivalent to a chicken, and the problems of directly exchanging chickens for whales were the main reasons for the invention of money.
Bir tavuğa denk gelecek domates miktarının belirlenmesindeki zorluk ve balinalar karşılığında tavukların doğrudan takas edilmesindeki sorunlar paranın icat edilmesinin asıl nedenleriydi.
Then, Mrs Anete walks from door to door exchanging those perfumes for a slightly larger amount of money.
Daha sonra, Bayan Anete biraz daha yüksek bir miktar para karşılığında o parfümleri takas ederek kapı kapı gezer.
They've been exchanging it for the real stuff.
Onu aklıyorlarmış.
Well, he's exchanging Paloma for Aguilar at midnight.
Paloma'yla Aguilar'ı takasını gece yarısı gerçekleştiriyor.
Two pros exchanging ideas.
Onunla iki ortak gibi çalışacağız.
Father even did some present exchanging.
Peder bile hediyeleşti.
Just by phone, by mail, and exchanging manuscripts.
Şu an yaptığımız şey ise öncelikle kırmızı noktaları dikkate almak.
I'm just here exchanging some dollars.
Buraya para bozdurmaya gelmiştim.
- Why? Irene and I are exchanging family histories.
Irene ile birbirimize ailevi geçmişlerimizi anlatıyoruz.
You've been exchanging notes for the last three days.
Hadi ama. Son üç gündür birbirinize notlar yazıyorsunuz.
Warner Purcell and Olive seem to always be exchanging coy glances.
Warner Purcell ve Olive sanki birbirlerine kaçamak bakışlarla bakıyorlar.
[Reed] They're exchanging the contents of their minds.
Akıllarındaki içeriği transfer ediyorlar.
- They're exchanging fashion tips.
- Moda tavsiyesinde bulunuyorlar.
We didn't get around to exchanging names, but we're tight.
İsimlerimizi zikretmeyiz ama çok sıkı dostuz.
We were exchanging ideas. We were connected somehow.
Fikir alışverişi yapıyorduk.
... think this has all been about exchanging holiday greetings?
... bütün bunların tatil kutlaması hakkında olduğunu düşün.
We would be telepathically linked... exchanging our thoughts... in essence, becoming one mind.
Telepatik olarak bağlanabilirsiniz- - düşünceleri karşılıklı değiştirebilirsiniz- - aslında, tek bir zihin haline gelirsiniz.
We are merely exchanging long protein strings.
Biz sadece uzun protein liflerimizi değiş tokuş ediyoruz.
They're exchanging recipes.
Yemek tariflerini paylaşıyolar.
- We're exchanging our damn gifts.
- Birbirimize hediye veriyoruz.
While you'll be here and your fiancee will be at your local Baptist church, you'll both be exchanging vows at the same time and each of you will have someone standing in for the other person.
Sen buradayken nişanlın kilisede olacak, konuşmalar aynı zamanda yapılacak ve ikinizin de yanında diğerinizi temsilen bir kişi olacak.
You're not sitting in a military session, exchanging prisoners now, Captain Swanson.
Buna memnun oldum.
Since we're exchanging intimacies here,
Aynı hisleri besliyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]