Execs translate Turkish
128 parallel translation
I want the files on all the air execs and operations officers... recommending those who'd take over in an emergency.
Komutan yardımcıları ve operasyon subaylarının dosyalarını getir. Acil bir durumda komutayı almaya tavsiye edilenlerin listesini.
PROSECUTION CALLS FOR CONTINUED DETENTION OF EXECS
SAVCILIK GÖZALTI SÜRESİNİN UZATILMASINI İSTİYOR
EXECS'RELEASE PENDING - PROSECUTOR RUNNING OUT OF TIME
YÖNETİCİLER SERBEST BIRAKILIYOR... SAVCILIKTAN ZAMAN AŞIMI KARARI.
I won't see it in my lifetime... but some of the younger execs like Ruby may.
Belki görmeye benim ömrüm yetmez ama Ruby gibi genç yöneticilerden bazıları görecektir.
And on October 15, Diana Christensen flew to Los Angeles for what the trade calls powwows and confabs with our West Coast programming execs and to get production rolling on the shows for the coming season.
15 Ekim'de Diana Christensen, Batı Yakası temsilcileriyle özel bir toplantı yapmak ve onların fikirlerini almak için Los Angeles'a doğru uçuşa geçti aynı zamanda programın gelecek sezonki plânlarını da belirleyeceklerdi.
I know how busy you execs are.
Idareciler genelde meşguldür, ya.
* A LITTLE LIE, A STRETCH OF TRUTH CAN TURN THE PUBLIC'S HEAD * * THERE'S TV TYPES AND AD EXECS AND EVERYONE'S THE BEST * * AND YET
Reklam yapımcıları ve hepsi... bir tek adama güvenirler.
Here, R.K. Maroon is seen clinching the deal with Cloverleaf's bankers and execs in one of the biggest real estate deals ever in California history.
R. K. Maroon'u, Cloverleaf'ın müdürleriyle anlaşırken görüyorsunuz. Kaliforniya tarihinin en büyük emlak anlaşması gerçekleştirildi.
Shoot, I'd like to know how many of them Beantown execs... are wearing one of your rat-lined overcoats.
Lanet olsun. O fasülye kafalılardan kaçının senin fare çizgili paltolarından giydiğini bilmek isterdim.
I know you bad-mouthed me to the execs at NBC.
Beni, NBC'deki yöneticilere kötülediğini biliyorum.
The Gothcorp execs think she perished in the fire, but my men got her out.
Gothcorp yetkilileri yangında yandığını düşündüler ama adamlarım onu kurtardılar.
But hey, it was a grant that would have enabled... the station and myself to make the leap into syndication-viable programming... leaving me, of course, with no choice... but to peddle this show to the network execs and beg for a job.
Fakat, TV kanallarının ilgisini çekecek ve bana ve kanala, 70 Bölümü aşan TV programlarına sıçrama yapma imkanı sağlayacak bir fırsattı. Elbette, alternatif olmamakla birlikte. Bu şovu kanalın yapımcılarına satmak için çok yalvardım.
He can't risk losing face in front of the network execs.
Kanalın sahiplerinin önünde bir kişi kaybetmeyi göze alamaz.
No fans, no record execs.
İzleyiciler yok, kayıt alan hayranlar yok.
We tried to tack that happy ending on the picture,'cause back then... well, studio execs, we were - we were just dopes in suits, not like today.
Filme bu mutlu sonu koymayı denedik, çünkü o zamanlar stüdyo yönetimindekiler yani bizler takım elbiselerin için müthiştik, bugünün aksine.
AD EXECS, ACCOUNTANTS.
İşletmeci, muhasebeci...
I've got execs from Tokyo, every network, and you pull a stunt like this?
Tokyo dan temsilciler geldi ve böle bir gaf yapıyorsun?
Yeah, he's one of his top marketing execs, You know, Harvard Law,
Evet, en iyi pazarlama şeflerinden biriydi, bilirsin Harward kanunları.
The network execs said, " Look, we're not sitting in judgment of your ideas.
Kanal yöneticileri dedi ki, " Bakın Fikirlerinizi yargılamıyoruz.
If this gets out, the studio execs, they'll know you're desperate.
Ortaya çıkarsa, stüdyo idarecileri çaresiz olduğunu öğrenir.
So record execs aren't gonna come see fine, Haley.
Yani kasetçiler sadece iyi olanı görmek için gelmeyecekler, Haley.
Top execs would push the stock price up and then cash in their multi-million-dollar options.
Üst düzey yöneticiler, fiyatları yukarı çekmek için talebi canlandırdıktan sonra multi milyon dolarlık senet opsiyonlarında likitidasyona geçiyorlardı.
Top execs would push the stock price up and then cash in their multi-million-dollar options.
Üst düzey yöneticiler, fiyatları yukarı çekmek için talebi canlandırdıktan. ... sonra multi milyon dolarlık senet opsiyonlarında likitidasyona geçiyorlardı.
Are you saying there's a psycho killing paper-execs?
Yani şimdi siz bana, manyak bir katilin kâğıtçıları öldürdüğünü mü söylüyorsunuz?
No name, no family relatives to claim the bodies, no execs can, no one who cares.
Cesedi teşhis edebilecek yakın veya uzak akrabası yok hiç tanıyan yok.
We're waiting for some execs to arrive from Seoul.
Seul'den gelecek birkaç yöneticiyi bekliyoruz.
Lucinda Shay, and a whole slew of Syntel execs.
Lucinda Shay ve diğer Syntel yöneticileri.
The ad execs are getting pissed off.
Bay Chambers. Reklam yöneticileri kızgın.
Unfortunately, you'll never see the film I'm talking about, because these people up here, these execs, ripped out its soul.
Maalesef siz benim bahsettiğim filmi asla göremeyeceksiniz çünkü şu insanlar, şu yöneticiler onun ruhunu çaldılar.
We need to find those execs.
Sorumluları bulmalıyız.
The studio execs bastardized your beloved Green Spirit and turned him into a pop culture punch line.
Stüdyo yöneticileri senin değerli Yeşil Ruh'unu yozlaştırdılar onu bir pop kültürü öğesine dönüştürdüler
You also read the execs who had screwed your character would be here, too.
Ayrıca karakterini berbat eden yöneticilerinde buraya geleceğini okudun.
So you've been speaking to the Bureau execs.
Büro yöneticileriyle konuşmuşsun.
Listen, this is probably just bullshit but one of my guys heard that a couple of your execs were in Canton sniffing around my Reebok account.
Dinle bu tamamıyla saçmalık ama Cantondaki adamlarımdan bazıları Reabok'tan kötü kokular geldğini söylüyor.
Let's mind bomb some TV execs.
Hadi birkaç TV yöneticisini fikir bombardımanına tutalım.
I wrote a program to cross-check credit card charges, ran Scott Rowe's against corporate cards issued to IRT execs, limited my search parameters to the last six months under the assumption...
Kredi kartı harcamalarını karşılaştırmak için bir program yazdım. Scott Rowe'un kredi kartıyla IRT şirketinin yöneticilere verdiği kartı karşılaştırdım. - Aramayı son altı aya indirip- -
Filmmakers, studio execs, all of them, I will change the perception.
Film yapımcıları, stüdyo müdürleri. Hepsinin bana karşı bakışını değiştireceğim.
I oversee all the execs at a big record company.
Büyük bir plak şirketinde, denetmen yöneticiyim.
I have to deal with the record company execs, the media...
Kayıt şirketi yöneticileriyle, medyayla ilgilenmek zorundayım...
A dumb game for bored execs.
- Oyun değil.
- A dumb game for bored execs.
- Oyun değil.
- ( Execs chuckles ) - Jeff : i think that- -
Ben düşündüm de...
- Execs : that is amazing.
- Bu harika. - Gerçekten mi?
It didn't take a genius to see that none of the execs Had a clue about the horrors of cellulite- - or cared!
Hiçbir yöneticinin selüloit korkusu hakkında en ufak bir fikirleri olmadığını ya da umursamadıklarını anlamak için bir dahi olmak gerekmiyordu.
Execs, uh, do it better?
- Yöneticiler daha iyi yapar.
"fondest wish." Still, I began to get this feeling The other execs didn't like me very much.
"En içten dileği." Yine de diğer yöneticilerin benden pek fazla hoşlanmadığını düşünmeye başlamıştım.
Look, St. George, I know you just gave me a sign, But when I saw those execs eyeballing me, It really got me thinking that maybe
Bak, Aziz George, bana daha yeni bir işaret verdiğini biliyorum ama o yöneticilerin beni gözlerine kestirdiklerini görünce, belki de o bacaksız George'un bir rastlantı olduğunu düşünüyorum.
One of your, uh, Judge execs,
Sizin Judge'daki yöneticilerden biri, Pierre Jejeune.
I mean, four execs in ten months?
On ayda dört yönetici.
- Sucking up to ad execs.
Yalakalıkla meşgul.
One- - one of your execs on my list.
Tamam mı?