Exhaust translate Turkish
676 parallel translation
- Come on. Let's go and exhaust ít.
- Gidip şu kredini bitirelim öyleyse.
They've got the exhaust.
Egzoz dumanına maruz kalmışlar.
Ever see a five passenger hearse, sir, doing the Lambeth Walk the exhaust hit and going pssssss...
Hiç Lambeth Walk'da beş yolculu cenaze arabası gördünüz mü? ... egzoz darbe aldı ve psss -
Once, in Spain I waited two days for the fascist planes to exhaust themselves.
Bir keresinde, İspanya'da iki gün boyunca faşist uçaklarının kendiliğinden tükenmesini beklemiştim.
Young man, you're beginning to exhaust my patience.
Genç adam, sabrımı tüketmeye başladınız.
Exhaust velocity potential of 30,000 ft / sec?
Saniyede 10 kilometre ivme sağlayan bir reaktörle?
- The exhaust pipe of the world.
- Dünyanın egzoz borusudur.
You'll exhaust my patience in the end.
Sonunda sabrımı tükettin.
Oh, man. You should have seen those other punks on that track choke in my exhaust.
Yarış pistinde egzoz dumanımda boğulan o diğer serserileri bi'görmeliydin valla.
Just a few minutes from Hollywood, in the town of San Fernando, reports have come in of saucers flying so low the exhaust knocked people to the ground.
Hollywood'dan bir iki dakika mesafede San Fernando kasabasında, Uçan dairelerin, insanları yere yıkacak kadar alçaktan uçtuğu bildirildi.
Little does he know that back at the exhaust the fumes are filling the balloon.
Ama egsozdan çıkan gazların balonu doldurduğunu bilmiyor.
I need to put a tubule on the exhaust.
Egzoz borusunu değiştirirsem birkaç km kazancım olacak. Atla hadi!
Well? You'll exhaust the girl, this way!
Bu yolda yorgun düşecek!
You'll exhaust yourself.
kendinizi tüketiyorsunuz.
You'll see a puff of smoke from my exhaust when I cut in the motor.
Motoru gazladığımda egzosdan dumanlar tütecek...
Exhaust stim.
Egzoz buyarı.
I know an engineer who uses organ pipes for his exhaust.
Egzozu için org boruları kullanan bir mühendis bilirim.
This exhaust pipe is so rusty I could...
Bu egzoz borusu o kadar paslı ki, ben...
On our present budget, we can't even afford a new exhaust pipe.
Mevcut bütçemizle, yeni bir egzoz borusuna bile gücümüz yetmez.
We can maintain this speed for seven hours before we exhaust our fuel.
Yakıtımız tükenmeden önce bu hızı ancak yedi saat koruyabiliriz.
We'll exhaust our impulse power long before then.
- Bir güneş günü. O zamana kadar itici gücümüz tükenmiş olacak.
- You might exhaust yourself.
- Kendini bitirirsin sen.
Do not exhaust yourself.
Kendini tüketme.
To avoid being singed by jet exhaust, please exit your vehicle on the right and walk through the blue zone on the left.
Egzozdan yanmamak için aracınızın sağından inin ve soldaki mavi bölgeden yürüyün.
- Exhaust fumes out of the tailpipe.
- Egzoz borusundaki dumandan.
Look, shit-for-brains, I had those cops eating'right out of my exhaust pipe.
Dinle zevzek herif, o polisleri zaten ekecektim.
Our youth shouldn't exhaust itself!
Gençliğimiz kendini tüketmemeli!
You take a potato, you stick it in the exhaust pipe.
Bir patates alırsın, egzost borusuna sıkıştırırsın.
Your exhaust is shot to hell!
Egzozunuz darmadağın olmuş!
Somebody smacked into the rear of her car... and the exhaust fell off.
Öldü. Birisi arabasına çarpmış ve egzozu bozulmuş.
"To attack in mass and with rapidity and not to exhaust the attack forces."
"Hızlı ve etkili saldır! Tankları bir arada tut!"
Look at his exhaust. Belgian ehaust!
Bak, tam bir Belçika tenceresi.
Now, I know the temptation is to leap to psychiatry but any reasonable psychiatrist would exhaust the somatic possibilities first.
Biliyorum, psikiyatrik tedavi istiyorsunuz... ama sorumluluk sahibi bir psikiyatri uzmanı da öncelikle vücutla ilgili sorunlara bakar.
We had a chap who was an experienced butcher as the co-driver, and he always arranged that there should be two jerry cans of water behind where the exhaust pipes came out.
Yardımcı sürücü ve maharetli bir kasap olan bir arkadaşımız vardı. Sürekli olarak egzoz borularının çıktığı yerde içi su dolu iki bidon bulundururdu.
"It's only been used once, and that was in a suicide pact, so there's a little bit of lipstick around the exhaust pipe."
"Sadece bir kez ortaklaşa intiharda kullanıldı." "Bu yüzden egzoz borusunun etrafında biraz ruj kalmış olabilir."
The exhaust pipe had been fed back into the van so that everyone inside was suffocated by the fumes.
Egzoz borusu kamyonun içine döndürülmüştü... böylece içerideki herkes gazla boğuluyordu.
He's got the exhaust pipe in here.
Egzoz dumanından kafayı bulmuş.
What about your exhaust system?
Havalandırma sistemi ne durumda?
He has drilled 12 cylinders and fitted them with concave linings rammed in a whole heap of high-tension ignition plugs linked to three-inch hyper-polished exhaust manuals.
12 silindir için uygun yerleri açarak motoru ; üç inçlik, iyi cilâlanmış egzoza bağIı yüksek gerilimli bujinin içine sokulmuş konkav astarlarla donattı.
Rimspoke comes out of the bend with Gore-Slimey scraping his exhaust.
Rimspoke virajdan çıkıyor ve Gore-Slimey'i dumana boğuyor.
Near the exhaust.
Ekzozun yanında.
I suppose Henry and I are going to have to exhaust ourselves again doing your work for you.
Sanırım Henry ve ben yine senin işini yaparak kendimizi tüketeceğiz.
I'll put this end in her exhaust pipe and the other end in the window.
Bunu hem egzoz borusuna hem de pencereye yapacağım.
The satellite was to analyse exhaust gases from a missile test.
Bu uydu bir roket denemesinin sonunda oluşan gazları analiz ediyordu.
If you insist on dragging it out, it'll only exhaust everyone involved.
Daha da uzatırsan, yorulursun.
Use the shotgun kick of the exhaust to break the speed... and set her gently on her tail. Turn the ship around.
Roketi döndür.
You can overcome anything, but your own arrogance. Don't exhaust yourself, great one.
Kendinizi yormayın efendim.
She'll exhaust you.
Sevginizi tüketecek.
Otherwise he will exhaust himself to death.
Yoksa göbeği düşecek.
Don't exhaust yourself making your own clothes.
Boşuna yorma kendini.
Uh, this man still has exhaust of his own, you know?
Adamın kıçından hala duman çıkıyor.