English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Exiles

Exiles translate Turkish

103 parallel translation
- Are you one of the foreigners in the exiles camp?
Toplama kamplarından mı kaldınız yani?
My master pledges to land a thousand armed Vikings on this coast to do your bidding three months after you deliver the exiles into his hands!
Efendim size binlerce silahlı adam sözü veriyor. Karşılık olarak tek istediği şey üç ay içinde sürgündeki kralı ve ailesini yakalayıp teslim etmek.
I'd be an exile in a bowler hat, sipping tea, and carrying a rolled umbrella... talking with the other exiles about how much we could do if we were only there.
Melon şapka ile sürgün edilip, çay koyup, şemsiye tutan diğer sürgünler ile orada olsaydık neler yapardık diye konuşuyor olurdum.
As if Terry had initiated me into an order of exiles
Terry beni bir sürgün birliğine kaydettirmiş sanki.
If all men knew that banishment could be like this, we'd have a world of exiles.
Eğer tüm erkekler, sürgün edilmenin böyle bir şey olduğunu bilseler... bir dünya dolusu sürgün olurdu.
To be exiles.
Sürgüne gönderilmeyi.
There are 2 million prisoners, 500 thousand exiles.
2 milyon tutuklu, 500 bin kayıp vardı.
Are we not exiles, you and I, not good enough for the world out there?
Sürgün değil miyiz, siz ve ben? Dışarıdaki dünya için iyi değiliz.
Why speak of exiles as if they were in opposition to those in Spain... the underground in opposition to the masses?
Gizli örgütümüz sanki kitlelerin karşısındaymış gibi, İspanya'da olanlara karşı çıkıp sürgüne gönderilenlerden bahsetmek niye?
Some exiles return, Merlot.
Gün olur sürgün edilenler geri döner, Merlot.
If all men knew that exile could be so, we would have a world of exiles.
Ve orada yaşayıp gideceğiz. Eğer tüm erkekler, sürgün edilmenin böyle bir şey olduğunu bilseler... bir dünya dolusu sürgün olurdu.
We wanted everyone to be able to feel in our disdain and in our rebellion as exiles, the meaning of our struggle, the historical meaning.
Herkes sürgün olarak isyanımızı, horgörümüzü hissetsin istedik. Mücadelemizin anlamını, bunun tarihsel anlamını.
We know it was founded by exiles, immigrants, people like many of you here, who came from across the ocean, seeking a better life.
Sürgünler tarafından kurulduğunu biliyoruz, göçmenler, çoğunuz gibi, daha iyi bir hayatı bulmak için okyanusu geçen insanlar.
We are all exiles now Marguerita.
Artık hepimiz sürgünüz, Marguerita ve Alfred.
And almost all of them - Germans, Austrians, refugee Jews, leff-wing exiles - had passed through verminous transit camps, interned without trial.
Ve neredeyse hepsi - Almanlar, Avusturyalılar, mülteci Yahudiler, ikincil kanat sürgünler - bitli geçiş kamplarından geçtiler, ve yargılanmadan göz altına alındılar
The banished, the pariahs, the exiles.
Yerinden edilenler dışlananlar sürgün yiyenler.
Those who never speak, those who talk to themselves, The old lunatics, the old lushes, the exiles.
O hiç konuşmayanlar kendi kendine konuşanlar yaşlı kaçıklar, ayyaşlar sürgün yiyenler.
For Kepler, it was only the first in a series of exiles forced upon him by religious fanatics.
Bu sürgün, Kepler için, din fanatikleri yüzünden yaşayacağı sürgünlerden ilki olacaktı.
He'll train as many Zangaran exiles as he can.
Eğitebildiği kadar Zangora'lı sürgünü eğitecek.
The exiles are all coming back. The Jews, the anarchists, the socialists.
Sürgündeki Yahudiler, anarşistler, sosyalistler geri dönüyor.
I called the committee.... for the Repatriation of Civil War Exiles.
Komiteden, sivil savaş sürgünlerinin ülkelerine geri dönüşleri hakkında bilgi aldım.
Not until my father exiles Medea tomorrow I too shall see her tomorrow No, Jason.
Hayır, Jason.
They are singing "The Song of the Exiles".
Şarkı söylüyorlar. "Göçmenlerin Şarkısı".
He spent last summer in New Orleans and was arrested in a brawl with anti-Castro Cuban exiles. Lou?
FBl şefi Hoover'ın 1960 Haziran tarihli bir notunda... birinin Oswald'ın pasaportu ve kimliğini kullanabileceği yazıyordu.
People who were thought dead, exiles who reappear resurrected.
Öldü sanılan insanlar tekrar ortaya çıkan sürgünler.
The city is ours, and though we may live in the woods now the people of Troy will one day retake their homes and be exiles no more.
Şehir bize ait ve her ne kadar şu anda ormanda yaşıyor olsak da... Truva halkı bir gün evlerini geri alacak ve bir daha da sürgün olmayacaklar.
She sent the blue priest to drive us out of the city to live in the forest as exiles.
Bizi şehirden sürmek için Mavi Rahip'i gönderdi... Sürgün olarak ormanda yaşamamız için.
... helping Cuban exiles who oppose Castro would not only be a violation of international law, it would be an open invitation for Mr. Khrushchev...
castroya karşı olan bu Küba sürgünlerine edilen yardım.... sadece uluslar arası yasaların çiğnenmesi değil... Bay Khrushchev için açık bir davetiye olabilir.
All exiles
Tüm sürgündekilere
Another theory... exiles from heaven.
Başka bir teoriye göre, Cennetin sürgünleri,
An irate President Eisenhower declared a complete trade embargo and ordered the CIA to recruit Cuban exiles.
Başkan Eisenhower öfkeyle top yekûn ticari ambargo ilan etti ve CIA'ye Kübalı sürgünleri eğitime alma emri verdi.
At a secret base in the Guatemalan jungle, American CIA agents had been training Cuban exiles to invade Cuba.
Guatemala ormanlarında gizli bir üste Amerikalı CIA ajanları, Kübalı sürgünleri Küba'yı işgal etmeleri için eğitiyorlardı.
Kennedy felt that a plan that he had inherited, in which a band of Cuban exiles were to liberate their own country, was one he could hardly turn his back on.
Kennedy için kendisine miras kalan bir grup, Kübalı sürgünün kendi ülkelerini özgür kılacağı, plana sırtını dönmek çok zordu.
The following day, just 1,500 exiles, equipped with American arms and ammunition, arrived at the Bay of Pigs, 125 miles to the south of Havana.
Ertesi gün Amerikan silah ve mermileriyle donatılmış yalnızca 1500 sürgün, Havana'nın 201km güneyine, Domuzlar körfezine ulaşmıştı.
As well as fine words Americans sent armed exiles back into the Soviet empire.
Güzel sözlerin yanında silahlı sürgünler de Sovyet İmparatorluğu'na geri gönderildi.
That is the defeatist faith that turned us into desperate exiles... and why ever more Jews no longer want to be Jews at all.
Bu umutsuz sürgünler bizi inacımızdan döndürmedi... ve Yahudiler her zamankinden daha fazla Yahudi olmalıdır.
Do you deny that you stole it from customs and exiles?
Müşterilerden ve sürgünlerden çaldıklarını İnkar mı edeceksin?
Shall we remain exiles for all eternity waiting for heaven to send someone to come save us?
Sonsuza kadar köle mi kalacağız yoksa cennetten birinin gelip bizi kurtarmasını mı bekleyeceğiz?
My guess would be Serbian military exiles.
Bence terhis olmuş Sırp askerleri.
If the King exiles me, you're good for the galleys.
- Sizi uyarıyorum. Kral beni sürgüne yollarsa siz de Antiller'de kürek çekersiniz.
The civil war lasted with more than 75,000 deaths, and around one million exiles.
İç savaş ardında 75,000'den fazla ölü ve 1 milyon civarında mülteci bırakarak sürdü.
"EXILES"
"SÜRGÜNDEKİLER"
I see a train of exiles stand amid the desert desolate, the fathers of Massachusetts land, the daring pioneers of fate who braved the perils of sea and earth...
Duruyor sürgünlerle dolu bir tren ıssız çölün ortasında, Massachusetts ataları geliyor, kaderin cesur öncüleri denizin ve karanın tehlikelerine...
Which means I've learned nothing from all those disappointments, exiles and police investigations.
Demek ki yaşanan onca hayal kırıklığı, sürgünler fişlenme, sorgular bana bir şey öğretememiş.
Exiles.
Sürgünler.
Some people are suggesting that he's joined up with Obote's exiles.
Obote'nin sürgün edilen adamlarına katıldığı söyleniyor.
He inherits a secret war against the Communist Castro dictatorship in Cuba a war run by the CIA and angry Cuban exiles. Castro is a successful revolutionary frightening to American business interests in Latin America.
Oraya Jack'i ve orada dans eden arkadaşım Jatta'yı görmeye giderdim.
13, 01 : 26 : 41 : 00, "Carmen Trivago, what room?" 00, 01 : 26 : 42 : 00, "Follow your ear."
En iyi Bunker Hill filmi olan, Kent MacKenzie'nin çektiği, düşük bütçeli bağımsız film Sürgünler ( The Exiles, 1961 ),
13, 01 : 26 : 45 : 00, The best Bunker Hill movie is The Exiles, 00, 01 : 26 : 49 : 00, an independent low-budget film by Kent MacKenzie,
Arizona'dan Los Angeles'a sürgüne gönderilmiş Yerliler hakkındaydı. 1958'de çekimine başlandı.
24, 00 : 53 : 54 : 21, It begins with The Exiles by Kent MacKenzie.
Kent MacKenzie'nin Sürgünler ( The Exiles, 1961 ) filmiyle başladı.
You, me, Wonder Woman, Superman, we are all of us orphans and exiles.
hepimiz yetim ve sürgün kişileriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]