English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Existing condition

Existing condition translate Turkish

44 parallel translation
And after that they won't cover him because he'll have a pre-existing condition.
eski çünkü ödemezseniz durum doğar.
They first denied it just on principle, and then they said that leukemia was a pre-existing condition, and then they said leukemia wasn't covered in the policy.
İlk olarak sadece prensiplerine aykırı olduğu için reddetmişler, sonra da löseminin önceden varolan bir durum olduğunu söylemişler, ve sonra da... löseminin poliçe kapsamında bulunmadığını belirtmişler.
One injury and it's a pre-existing condition.
Sanki önceden çok sağlamdın.
Will this be a pre-existing condition on my new insurance?
Bu, önceden var olmayan bir durum sayılır, değil mi? Yeni sigortamda.
This is from a pre-existing condition.
Bu boks yaptığı için oluşmamış. Önceden var olan bir durum.
OH! WELL, I THINK YOU'RE SUFFERING FROM A PRE-EXISTING CONDITION...
Hayır hayır, harika hissediyorum.
At 22? With no known pre-existing condition?
Bilinen mevcut bir hastalığı olmadan mı?
It was a pre-existing condition, and she stabilized... and took early retirement in Sun City, Florida,
Zaten var olan bir hastalıktı, iyileşti ve erken emekli oldu. Sun City, Florida'da.
It was clearly a pre-existing condition.
Bu kesinlikle önceden var olan bir şey.
If that turns out to be the case, the hemorrhaging could be the result of a pre-existing condition.
Sonuç öyle çıkarsa, kanama, önceden varolan bir durumun sonucu olabilir.
Mine is a pre-existing condition, okay?
Her neyse, dostum.
What do you think they're going to do when they find out about Jimmy's so called pre-existing condition?
Jimmy'nin daha önce yaşadıklarını da öğrenirlerse ne yaparlar?
Pre-existing condition.
Simdi duruma bakinca...
Well, let's say she had a pre-existing condition.
Diyelim ki daha önceden bir durumu vardı.
Mina died of a pre-existing condition.
Mina, daha önce var olan bir sorunundan dolayı öldü.
I'm sorry, I cannot heal your pre-existing condition.
Parasını cebinden ödemesi gerekecek.
Because of her pre-existing condition.
Onun mevcut hastalığından dolayıdır.
We sued, But J.R.P. claimed Lisa had a pre-existing condition.
Dava açtık ama JRP, Lisa'nın önceden bir hastalığı olduğunu iddia etti.
'Cause of some kid of pre-existing condition, depression, and if I went and got treatment, you would have to give me my job back, because otherwise there'd be grounds for a lawsuit, like wrongful termination or something, so now, I'm like, totally confused.
Çünkü yaşadığım durumdan sonra eğer tedavi olursam, işimi geri vermek durumundaymışsınız. Çünkü eğer yapmazsanız, bu bir dava sebebi olurmuş ve bu haksız işten çıkarmaya girermiş falan. Yani şu anda kafam karıştı.
Could he have had a pre-existing condition that made him more vulnerable to the digitoxin?
Belki de başka bir hastalığı vardı onu digitoxin'e karşı daha savunmasız yapan?
No, pre-existing condition.
Hayır, daha önceden olan bir durum.
You didn't really hurt yourself, did you? No, I just have a bad back... pre-existing condition. No.
Gerçekten bir tarafın incinmedi değil mi?
So being a jerk is a pre-existing condition?
Yani bir pislik olman doğuştan gelen bir şey mi?
No pre-existing condition, but H.K. cops find no evidence of foul play.
Ön belirti yok, polisler cinayet için kanıt bulamamış.
One time I sprained my wrist and our insurance claimed that having a wrist was a pre-existing condition.
Bir keresinde bileğimi burktum. Sigorta kurumu, bileğe sahip olmanın önceden var olan bir durum olduğunu iddia etti.
And, Reid, you and JJ go to the medical examiner and have them look specifically for a pre-existing condition with Rodgers.
Reid, sen ve JJ adli tıbba gidin Rodgers'ın özellikle daha önceden olan bir hastalığı var mı bakın.
- He had a pre-existing condition.
Hayır, durma.
They called it pre-existing condition.
Buna var olan durum diyorlar.
As for their loved ones, there's always an autopsy when the existing condition is found.
Sevdiklerine gelince, otopsi yapılıp asıl sorun ortaya çıkarılıyor.
We profiled these victims had a pre-existing condition.
Kurbanların eski bir hastalıkları olacağını söylemiştik. - Sanırım bu.
Barring any pre-existing condition, I'd say... chronic dehydration.
Hasta geçmişine bakmadan konuşursak... kronik su kaybı derdim.
I'll just make a note of your pre-existing condition.
Önceden mevcut olan durumunuzu not edeceğim sadece.
Pre-existing condition?
- Önceden mevcut olan durumum mu?
The fall in the shower didn't affect your pre-existing heart condition.
Duşta düşmen, kalbinin durumu üzerinde bir etki yapmamış.
They maintain that some of your condition was pre-existing.
Bazı durumlarının zaten var olduğunu iddia ettiler.
But our dead guy had a pre-existing heart condition.
Fakat ölü adamımızın daha önceden kalp sıkıntısı varmış.
The trauma must have stimulated a pre-existing heart condition.
Travma daha önceden var olan bir kalp sorununu tetiklemiş olmalı.
We had no idea that he had a pre-existing medical condition.
Daha önceden var olan sağlık durumunu bilmiyorduk.
Pre-existing spinal condition.
Belkemiği hasarlıymış.
No, I just have a bad back... pre-existing condition. No. A "Prius-cyst-shun"?
Ön gelen mi?
He's got a pre-existing medical condition, a cerebral aneurysm...
Önceden var olan tıbbi durum mevcut. Beyin anevrizması...
She had a pre-existing heart condition.
- Önceden de kalp sorunları varmış.
Maybe the drugs are just the tipping point And these 3 share some sort of pre-existing mental condition
Belki uyuşturucu sadece son noktadır ve bu üçünde önceden var olan bir akıl hastalığı vardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]