English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Explanations

Explanations translate Turkish

599 parallel translation
There's two explanations that strike me, either the body was stolen by the members of a death cult that use human bones in their ceremonies, or else...
Cesedi, ya ayinlerinde insan kemiklerini kullanan bir ölüm tarikatının mensupları çalmıştır... -... ya da... - Ya da ne?
1 don't know exactly how to expiam it, but... Explanations belong 5,000 miles away.
Nasıl anlatacağımı tam olarak bilmiyorum, fakat... açıklamalar 8000 km uzağa ait.
Someone less tolerant might ask for explanations, or be shocked that you have no memory of the loan.
Daha az anlayışlı biri sizden açıklama isteyebilir ya da bunu aldığınızı hatırlamamanıza şaşırabilirdi.
You can't avoid explanations by vulgarity.
Kabadayılıkla açıklamalardan kaçamazsın.
- Explanations?
- Açıklama?
Explanations, always explanations!
Açıklamalar, sürekli açıklamalar! ..
Don't waste time in explanations.
Zamanınızı açıklama yaparak boşa harcamayın, Bay Freeman.
- After last night? - Don't ask for explanations.
Açıklamamı isteme.
- Oh, for heaven's sake, Alec. No explanations or apologies.
Ne açıklamaya ne de özüre gerek yok.
Explanations are unnecessary... particularly between old friends.
Açıklama gereksiz, özellikle dostlar arasında.
Ever since Mr Craig arrived, you've been asking me to produce scientific explanations like rabbits out of a hat.
Bay Craig geldiğinden beridir, şapkadan tavşan çıkarır gibi bilimsel açıklamalar yapmamı istiyorsunuz.
Well there are several possible explanations, the most obvious, of course, to advert suspicion.
Bir kaç olası açıklama var, en belirgini, kuşkusuz, kuşkuyu savuşturmak.
Explanations will have to wait until later, at the moment we're faced with a problem, which I fear, is insurmountable.
Açıklamalar sonraya ertelenebilir, şu anda bir sorunla karşı karşıyayız. Korkarım bu sorun üstesinden gelinebilecek gibi değil.
No explanations, Owen.
Açıklamaya gerek yok, Owen.
Please, don't insult my intelligence with any fantastic explanations.
Lütfen, gülünç açıklamalarla zekama hakaret etme.
- It is late for explanations.
- Açıklama için artık çok geç.
Their explanations appear to be quite satisfactory, espe...
Açıklamaları oldukça tatmin edici görünüyor.
There are a hundred possible explanations.
Yüzlerce olabilecek ihtimal var.
There's 100 ordinary, everyday explanations for it.
100 tane ihtimal var, hepsi olabilir.
He don't need explanations.
Onun açıklamaya ihtiyacı yok.
- You don't owe me explanations.
- Açıklamak zorunda değilsin.
At this late date you need explanations?
Beni bu kadar zaman oyaladıktan sonra bir de benden açıklama mı bekliyorsun?
- No explanations.
- Açıklamaya gerek yok.
Explanations only make things more complicated.
Açıklamalar işleri sadece daha karışık hale getirir.
The explanations, for lack of anything else.
Bilgi veren yazılar arasında, başka bir şey olmadığı için.
- No explanations.
- Açıklama yapmayacağım.
But why did you not just go without explanations?
Ama, neden çekip gitmedin, neden buradasın,?
- I'm in no mood for explanations.
- Açıklayacak durumda değilim.
It is a completely typical drunken monologue, with its incomprehensible allusions... and tiresome delivery. With its vain phrases... that do not await response... and its overbearing explanations.
Tamamiyle tipik bir sarhoş monoloğudur, anlaşılmaz kinayeleriyle... ve bıktırıcı üslubuyla, karşılık beklemeyen... muğlak ifadeleriyle... ve buyurgan açıklamalarıyla.
Two explanations are conceivable.
Mantıklı gözüken iki ihtimal var.
- Damn explanations, Grogan.
Açıklamanın canı cehenneme Grogan!
Too many explanations.
Çok fazla açıklama.
If you want explanations, get a warrant.
Bir açıklama istiyorsanız izin belgesi getirin.
You don't deserve any explanations, you pushed your way in here uninvited and unwelcome.
Açıklamayı haketmiyorsunuz, kendinizi davetsiz ve istenmeyerek içeri attınız.
Ah, this is no time for explanations!
Şimdi açıklama yapmanın sırası değil!
mademoiselle, you will receive all explanations at home, in Monteloup
Monteloup'e döndüğünde herşey açıklanacak.
- No explanations!
- Açıklamaya gerek yok!
When they come, there won't be time for explanations.
Buraya geldiklerinde, açıklamak için zamanımız olmayacak.
I'm sorry Doctor but you rattle off explanations that would have baffled Einstein and you expect Barbara and I to know what you're talking about.
Özür dilerim Doktor ama bir çırpıda yaptığın bu açıklamalar Einstein'ı şaşkına çevirirdi ve sen, ben ve Barbara'dan ne dediğini anlamamızı bekliyorsun.
No, no explanations!
Hayır açıklama yapmayın!
It's not his style to give explanations.
Açıklama yapmak tarzı değilmiş.
Now, I think it's only fair that any further instructions or explanations be given on your bathroom time, not mine.
Açıklamalar sizin banyo saatinizde yapılmalı benim değil.
We can all go home for sleep or explanations or whatever is necessary after we complete these waivers.
Bu feragatnameleri tamamladıktan sonra uyumak veya açıklama yapmak için evlerimize gidebiliriz.
I think you owe me a few explanations.
Bazı açıklamalar yapsan iyi olur.
And I demand some explanations!
Senden, bir açıklamadan daha fazlasını bekliyorum!
- Explanations later, Sergeant.
- Açıklama daha sonra Çavuş.
We're looking for rational explanations, and there is one.
Mantıklı açıklamalar arıyoruz ve bir tane var.
We'll have explanations first.
Önce açıklama istiyoruz.
- I have no time for explanations, Doctor.
- Açıklayacak vaktim yok, Doktor.
Not necessarily, sir. Several possible explanations come...
- Birçok değişik açıklaması olabilir...
There are explanations.
Açıklamaları vardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]