Expressions translate Turkish
447 parallel translation
First shot of your expressions in Istanbul.
İstanbul'daki dışavurumunun ilk karesi.
Why are those old hags looking at me with such sorry expressions?
"Neden bu kocakarılar suratıma acıyan ifadelerle bakıyorlar?"
Besides, she must also possess a certain something in the tone of her voice, in her address, in her expressions, as well as, in her figure and carriage.
Ayrıca o kişinin... sesinin tonunda... konuşmasında, ifadelerinde, duruşunda ve de şahsiyetinde özgünlük olmalı.
I must watch the expressions on your faces.
Yüzündeki ifadeyi görmeliyim.
I must, of course, use German expressions.
Tabii Almanca ifadeler kullanmak zorundayım.
Theo knows only two English expressions -
Theo sadece iki tane İngilizce kelime biliyor.
Look at people's expressions.
İnsanların yüz ifadelerine bak.
Your expressions have the Baretto flavour, almost medieval.
İfadenizde bir Baretto havası var, neredeyse ortaçağa ait.
It's all just an intellectual game with expressions that one uses as if denoting something real. "
Bu, sanki gerçek bir şeyi ifade edermişçesine kelimelerle oynadığımız entelektüel bir oyundur.
This old maid, she had a parrot that cursed a blue streak... and knew more vulgar expressions than Mr. Kowalski.
Hatta bu papağan Bay Kowalski'den bile daha çok küfür biliyormuş..
Arts begin, grow, and disappear... because dissatisfied people... break through the world of official expressions... and go beyond its festivals of poverty.
Sanat, memnuniyetsiz insanların... resmi ifadelerin dünyasını aşarak... hiçlik şölenlerinin ötesine geçmesi ile... başlar, büyür ve yok olur.
Would you notice any brutish expressions on their faces?
Yüzlerinde zalim bir ifade fark ettiniz mi?
Trying not so much to draw hands as gestures... not so much faces as the expressions of people.
El çizmek yerine jestleri çizmeye çalışıyorum surat yerine surat ifadelerini çizmeye çalışıyorum.
And it is full of fraternal expressions of devotion from your Czar.
Çarın samimi ve dostane duygularını dile getirdiği ifadelerle dolu.
Using one of your expressions, Mark, that isn't exactly cornflakes, is it?
Senin ifadenle, Mark, çerezlik olduğu söylenemez, değil mi?
Perhaps you can tell me exactly what the poet means by such expressions as "splendor in the grass" and "glory in the flower."
Şimdi şairin tam olarak ne anlatmaya çalıştığını söyler misin? "Görkemli Çimenler", "Çiçeğin Zaferi" yle ne anlatmak istiyor?
- She has a wild look about her. They are several types of tempting expressions.
Çünkü davetkar var, davetkar var!
Your little memories, bathed in nostalgia, your inoffensive and fundamentally sentimental evocations are all the expressions of an accomplice...
Anımsamalarınız nostaljiye batmış, sizin zararsız ve temelde duygusal çağrışımlarınız... bir suç ortaklığının ifadeleri.
From your expressions, I gather that is the dreaded nursery.
Yüzünüzdeki ifadeden anladığım kadarıyla korkulan çocuk odası burası.
Expressions of gratitude?
Genellikle sadece küçülürler.
The meaning of words and of expressions, is no longer grasped
Sözcüklerin ve ifadelerin anlamı bundan sonra kavranmayacak.
- Spare me your expressions of regret.
- Üzüldüğünü söyleme sakın.
His gestures, his facial expressions are rather peculiar.
Duruşu ve mimikleri oldukça enteresan.
His facial expressions are rather funny.
Komik bir görünüm.
I think it's sad, however, that these ancient expressions should be degraded to a position on lavatory walls.
Ne var ki burada acı olan, bu eski ifadelerin... tuvalet duvarına layık görülecek kadar alçaltılmasıdır.
The woman's facial expressions are good.
Kadının yüz ifadesi çok iyi.
One's movements, expressions, gait - all that counts, doesn't it?
İnsanın hareketleri, kendini ifade ediş biçimi, yürüyüşü hepsi güzelliğine dâhildir, haksız mıyım?
There are words and expressions that everyone uses.
Bütün romanlarda kol gezen kelime ve deyimler vardır.
The so called "Popular Fronts", with the bourgeoisie, "Centrism" and Browderism were political expressions of Stalinism.
"Halk Cepheleri" ise, burjuvazi "merkeziyetçilik" ve Browderizm ile Stanilizmin politik ifadeleriydi.
I'm an observer of human expressions.
İfadeleri gözlemlemede iyiyim
There follows an untranslatable play on words with the use of local idiomatic expressions.
Burada yerel dile özgü tercüme edilemeyecek ifade ve kelime oyunları geçiyor.
You mustn't use such expressions.
Bu şekilde konuşmaya hakkın yok.
Their made-up faces and enigmatic expressions the maskes of drunkards, the shouting, wild laughs, idiotic and cruel jokes... reminded me of some strange and weird people... that you see all over the district.
Makyajlı yüzleri, gizemli ifadeleri sarhoş maskeleri bağırmaları, vahşi gülüşleri, aptal ve acımasız şakaları her yerde görebileceğimiz garip ve acaip insanları hatırlattı bana.
Those were more expressions of gratitude than love.
Aslında onlar sevgiden çok minnettarlık ifadesiydi.
Who taught you those expressions?
Bu şeyleri sana kim öğretti?
How about my expressions?
Neden, nasıl ki?
Forgive me, but, you know, in my business we have to learn to read expressions.
Beni bağışlayın, fakat, bilirsiniz ya, benim işimde ifadeleri okumayı öğrenmemiz gerekir.
You want to suffocate any expressions of the spirit.
Sen herhangi bir tinin ifadesiyle boğulmak istiyorsun.
It was left with old expressions.
Eski moda laflarını kullanıyordu.
It clings to an author's phrase, makes use of his expressions, erases a false idea, replaces it with the right idea.
Bir yazarin deyisine siki sikiya baglanir, ifadelerinden yararlanir, yanlis fikri çikarip yerine dogru olani koyar.
I only wish I could describe it with the incomparable panache the consummate verve, the enthralling cadences, the delicate gestures, the evocative expressions of America's greatest tragic actress,
Aslında bunu şöyle anlatmak isterdim ; eşsiz bir şevk, benzersiz bir coşku, şıklık, ince jestler, nüans sanatı ile tıpkı büyük tiyatro sanatçısı Harriet Belinda gibi ya da Linda Arden.
I'm not here to exchange hypocritical expressions of politeness, but to demand an explanation.
- İkiyüzlülük yapmaya gelmedim - Fakat bir açıklama yapman gerek
A signed letter from the Ali Pasha, himself, proposing the expressions of the utmost confidence.
- Ali Paşa tarafından imzalanan bir mektup - Bana büyük bir güvenin olduğunu gösteriyor
You've found some unusual expressions, and a certain style.
Sıra dışı ifadeler yakalamışsın ve bu kesinlikle yeni bir tarz.
I'll have to learn some vulgar southern expressions. I'll learn to be lazy and slovenly.
Herhalde bir kaç güney şivesi ve deyimleri öğrenip tembel ve dağınık biri olmam gerekecek.
The airline has given us a lot of strange words and expressions, and ways to look at language that they force us into.
Havayolları hayatımıza garip sözcükler, kalıplar soktu ve bizi kullanmaya zorladıkları dile farklı açılar getirdi.
If anyone ever told me that I'd be taking out a girl... who used expressions like "la-de-dah"...
Yani... önceden birisi bana... "u-ka-la" diyecek bir kızla çıkacağımı söyleseydi...
That's one of your Chippewa Falls expressions.
Yine taşralı deyimlere döndün.
Ahoy, and other nautical expressions.
Ve tüm diğer denizci sözleri!
- Just collecting expressions.
Özel dosyam için ifade topluyorum.
Mr. Addams and I find expressions of gratitude so embarrassing.
Tamamen mi?