English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eyeballing

Eyeballing translate Turkish

132 parallel translation
You eyeballing there, Society?
Nereye bakıyorsun Sosyete?
Get out of my eyeballing seat, you new-meat dummy.
Ben oradan dışarı bakarım, kalk! Seni aptal çaylak.
You was eyeballing.
Etrafı seyrediyordun.
Can't get your mind on them weeds if you're eyeballing.
Etrafı seyrederken işini doğru dürüst yapamazsın.
Any eyeballing done around here, I'll do it.
Burada birine yan bakılacaksa ben bakarım.
Stop eyeballing me.
Gözümün içine bakma.
Stop eyeballing me, or I'll rip your eyeballs out and skullfuck you to death.
Gözümün içine bakma, yoksa gözlerini söker kafatasını sikerim.
And stop eyeballing me, boy!
Ve gözümün içine bakma!
In space there'll be little need for eyeballing at any rate.
Nasıl olsa uzayda sağa sola bakmanın pek alemi yok.
So I'm, like, eyeballing her.
Ona bir bakış fırlattım.
That guy was eyeballing me the whole time.
Adam sürekli dik dik bana baktı.
And when a man gets to eyeballing me, it makes my Agent Orange act up, and I get the urge to kill!
Bu yüzden, ne zaman birisi bana dik dik baksa, vücudumdaki Agent Orange zehri ortaya çıkıyor ve beni öldürmeye teşvik ediyor!
Are we certain that you want the Gaming Control Board... eyeballing your record and your gangster pals like Nicky?
Kumar Kontrol Kurulu'nun sizin ya da Nicky gibi gangster dostlarınızın... sabıkasını incelemesini mi istiyorsunuz yoksa?
Quit eyeballing me, Flavius.
Gözünü bana dikme, Flavius.
Are you eyeballing me?
Gozlerime mi baktin?
Didn't you notice how he was eyeballing you?
Sana nasıl dik dik baktığını fark etmedin mi?
They're eyeballing my minivan.
Minivanımı izliyorlardı.
Jenny stood right in front of those guys, eyeballing them, checking them out.
Jenny adamların tam karşısında durdu... gözlerini onlara dikti, hepsini kontrol ediyordu.
He's eyeballing Max.
- Max'e bakıyor.
Who are you eyeballing?
Κime bakıyorsunuz?
You eyeballing me?
Bana mı bakıyorsun?
You're eyeballing a married woman now!
Şimdi de evli kadınlara mı göz dikiyorsun!
Oh, he's eyeballing'all the men something fierce Not a word
Herkesin gözünün içine ateş püskürterek baktı. Tek kelime yok.
Oh, he's eyeballing'all the men something fierce.
Herkesin gözünün içine ateş püskürterek baktı. Tek kelime yok.
Who you eyeballing, tough guy?
Neye bakıyorsun sert çocuk?
I wasn't gonna let my baby be here all alone with all sorts of guys eyeballing her privates and whatnot.
Ağızlarının suyu akarak bebeğime bakan herifler varken onu yalnız bırakamazdım.
I'm warning you, stop eyeballing my woman.
Seni uyarıyoruım, kadınıma öyle bakmayı kes.
Don't be eyeballing'me.
Öyle gözlerini yuvarlama bana.
Nigga was eyeballing'me.
O da beynimi sikti.
Who are you eyeballing?
Sen kime öyle gözlerini yuvarlıyorsun?
- It burns. - I saw you eyeballing me when I came in. You were all up in my goodies.
- Geldiğimden beri bana bakıyorsun gözlerin her yerimde.
Are you eyeballing meNwith those baby blues?
O mavi gözlerinle beni mi süzüyorsun?
He's eyeballing'me.
Dik, dik bana bakıyor.
Well, you were too busy eyeballing that Redbook...
Şeyy, sen Redbook'un kapağındaki GIenn CIose'a bakarken... baya meşguldün.
You never question Heylia's eyeballing.
Heylia'nın gözüne laf yok.
Quit eyeballing me.
Ters ters bakma.
I feel like you're eyeballing me, dawg!
Kendini nasıl hissediyorsun köpek?
I don't like punk bitches eyeballing me.
Sürtüklerin benden hoşlanacağını düşünüyor musun?
Oh, he's eyeballing you.
Ah, gözüne giriyor.
Pretty much it for the whole tape Sittin', eyeballing'each other
neredeyse bütün kaset boyunca oturuyorlar ve birbirlerine göz yuvarlıyorlar..
You eyeballing them right now?
Şu an izliyor musun?
But the problem is it's really tough to tell just by eyeballing these people.
Ama problem şu ki bunu göz kararıyla yapmak gerçekten zor.
no, what you need to do is leave because you been eyeballing me all night.
Hayır, tek yapman gereken çıkıp gitmek çünkü gece boyu beni gözetledin.
Just eyeballing it, I can tell you, unless this guy got a running start, he was pushed.
Göz kararıyla söyleyebilirim ki, bir start çizgisinden şahlanmadı ise adam itilmiş.
You eyeballing my piece, 50 Cent?
Parçaya mı bakıyorsun, 50 Cent?
Look at that dog over there, eyeballing me.
Şurada ki köpeğe bak, bana kötü kötü bakıyor.
Then I remembered this guy who was eyeballing me.
Ne yapacağımı bilemedim. Sonra beni dikizleyen adam aklıma geldi.
Why you eyeballing my food?
Neden benim yiyeceklerime göz dikiyorsun?
I interviewed 23 girls until I found Heather, but if I ever catch you eyeballing her again, I will fire her tight little butt.
23 kızla görüştüm ve en sonunda Heather'ı buldum, eğer bir daha onu dikizlediğini fark edersem, küçük sıkı kıçını kovarım.
- Did I just catch you eyeballing me?
Az önce gözlerinle beni mi takip ediyordun sen?
You eyeballing me, boy?
Beni mi kesiyorsun, evlat?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]