English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eyebrows

Eyebrows translate Turkish

1,065 parallel translation
Don't raise your eyebrows!
Kaşlarınızı kaldırmayın!
What are those things crawling about on your eyebrows?
Şu kaşlarındaki şeyler de ne?
I, too, have skin and bones and body weight and eyebrows and fingernails, just like you.
Benim de senin gibi derim, kemiklerim, ağırlığım... kaşlarım ve tırnaklarım var.
My eyebrows flinch, my heart aches So this was the reason
Gözlerim seyiriyor, kalbim tekliyordu demek sebebi buymuş
Nevertheless, I don't want to see any supercilious glances, snootiness, or raised eyebrows.
Yine de, kimseye karşı tepeden bakmak burun kıvırmak veyahut kaş çatmak yok.
Duncan did the eyebrows on the whale, but I did the rest.
Balinanın gözünü Duncan yaptı ama gerisini ben yaptım.
Earlobes, noses, eyebrows.
Kulak memeleri, burunlar, kirpikler.
The corners of her mouth dropped down, and when she talked, her eyebrows went up and down and her right hand became deformed.
Ağzının kenarları sarktı ve kaşları kalktı. Sağ eli deformasyona uğradı.
You start with the eyebrows, Sir.
Kaşlarla başlayacaksınız, Sör.
Eyebrows?
Kaşlar mı?
You soap the eyebrows.
Kaşları sabunlayacaksınız.
We won't forget to finish our eyebrows, will we, Sir?
Kaşlarımızı tamamlamayı unutmayız, değil mi Sör?
If this is the same red hair that you have on these eyebrows, too?
Senin şeyindeki kızıl saçla bu aynı mı, kaşlarındakiyle?
Unless it's setting your eyebrows on fire, forget it.
Kaşlarını yakmak değilse, unut gitsin.
Never stray from the path, never eat a windfall apple... and never trust a man whose eyebrows meet!
Asla yoldan ayrılma, asla yere düşmüş bir elmayı yeme ve asla kaşları bitişik bir erkeğe güvenme!
The first thing I noticed about you was the way your eyebrows meet.
Sende dikkatimi çeken ilk şey bitişik olan kaşlarındı.
If he's born feet first he'll be the one, if he's born feet first and his eyebrows meet in the middle!
Doğarken önce ayakları dışarı çıkmışsa, bil ki hayra alamet değildir... Doğarken önce ayakları dışarı çıkmışsa ve kaşları ortada bitişmişse...
Your eyebrows are like two crescent bows.
kaşların bir çift hilale benziyor.
- Eyebrows.
-... kaş.
- Pigs don't have eyebrows.
- Domuzların kaşı olmaz.
What are those things crawling about on your eyebrows?
Kaşlarının arasında dolaşanlar ne?
I've got these thick eyebrows.
Kalın kaşlarım var.
I got no eyebrows.
Kaşlarım yok.
- Where are my eyebrows?
- Kaşlarım nerede?
Time to drain the drug overdose sloshing above your eyebrows and tell me who the dude was driving that other car.
Kaşlarına kadar sıçrattığın uyuşturucuları boşaltma ve diğer arabayı kimin sürdüğünü anlatma zamanı.
I'm gonna flap my eyebrows to death.
Göz kapaklarım dayak yiyor!
By the way, the eyebrows are growing back nice.
Bu arada kaşların çok güzel uzamış.
Yeah, and someone will have to do the eyebrows.
Evet, ve birinin de kaşlarını yapması gerekecek. - Bak.
- The last time you showed me a trick it took three weeks for my eyebrows to grow back.
Sıradaki dava! Ah, gaz kokusu!
Why are you plucking your eyebrows?
Niye kaşlarınla oynuyorsun?
Bigger nose, thicker eyebrows.
Burnu daha büyük olacak ve kaşları da kalın.
- Get a load of those eyebrows.
- Şu kaşlara bak be.
- What's the deal with eyebrows?
- Kaşlar ne işe yarıyor?
But eyebrows?
Ama kaşlar niye?
Only you and Liz Taylor can get away with those eyebrows.
Yalnızca sen ve Liz Taylor'da bu kaşlar göze batmaz.
Do I have any eyebrows left?
Hiç kaşım kalmış mı?
- l hate not having eyebrows.
- Kaşsız olmaktan nefret ediyorum.
You know, it's in my will that they don't bury me without eyebrows.
Biliyorsun, vasiyetime yazdım kaşlarım olmadan gömülmek istemiyorum.
"Kiss the girl with the black eyebrows"
"Siyah kaşlı kızı öp."
Sounds like your mother. Look... eyes... nose, eyebrows...
Annene benziyor.Bak... gözleri... burnu, kaşları...
They pulled hairs from their eyebrows and brushed mascara on their lashes.
Onlar kaşlarını aldılar ve kirpiklerine rimel çektiler.
Please adjust my eyebrows.
Lütfen kaşlarımı düzelt.
The eyebrows are quite large.
- Gözbebekleriniz çok büyük.
He had these eyebrows.
FBl'nın suça iştiraki hakkındaki kanıtlar sana yetmedi mi?
And also... if you put a couple of drops on a toothbrush, you can groom your eyebrows.
- Ve bir de bir diş fırçasına birkaç damla sürersen, kaşlarını tarayabilirsin.
You've got great eyebrows.
Senin kaşların çok güzel.
Those eyebrows could use a trimming.
O kaşlar biraz bakım istiyor gibi.
The guy will be like, " l don't think her eyebrows are even.
Erkekler, " Kaşlarının düzgün olduğunu sanmıyorum.
Could I look at uneven eyebrows for the rest of my life? "
Hayatım boyunca düzgün olmayan kaşlara bakabilecek miyim? " diye düşünür.
The eyebrows.
Kaşlar.
Would've raised eyebrows.
Kaşlarınızı kaldırdınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]