English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eyeful

Eyeful translate Turkish

77 parallel translation
- He's an eyeful.
- Bir içim su.
Get an eyeful of this.
Şuna bir göz atın.
I took pity on you, because you're an eyeful.
Sana acıdım, çünkü güzelsin.
I suppose a doctor could get an eyeful.
Bir doktor olsa, o göz dolusu bakabilir, ha.
Angela, who's an eyeful
Angela'yı, Gözleri dolduran
This is a real eyeful.
Gerçekten gözalıcı.
You getting an eyeful?
Yeteri kadar dikizledin mi?
What do you care about a man hunting for an eyeful?
Bir güzele baktı, ne kızıyorsun?
Naso, get an eyeful of this.
Naso, gel buraya, şuraya bak!
You get yourself a good eyeful.
Kendine oyalanacak bir şeyler bulacaksın şimdi.
We got an eyeful, all right.
Tamam, göz önündeydik.
Get an eyeful of that.
Şuna baksana.
wait till vern gets an eyeful of this.
Burn bu gördüğüne inanamayacak.
wait till the world gets an eyeful of this.
Bütün Dünya bu gördüğüne inanamayacak.
And all the women will faint when they get an eyeful of those two pigs walking in together.
Ve butun kadinlar bayilacaklar bu iki domuzun guzelliklerini farkettiklerinde birbirleri ile yururlerken.
You'lI definitely get an eyeful. Oh! God4 isn't she gorgeous boys?
Gözlerinizle onu süzün ve yeyip bitirin beyler.
- What an eyeful.
- Ne kadar da göz alıcı!
Cyclops, give them an eyeful.
Cyclops, onlara biraz ışın ver.
Come on inside. Larry. Before the neighbors get an eyeful.
İçeri gir Larry, komşular seni görmesin.
Get an eyeful,'cause you won't be seeing anything... - but the butts on your dogs for some time.
İyi bak çünkü uzun bir süre köpeklerinin... kıçından başka birşey görmeyeceksin!
I take an eyeful...
- Göz banyosu yapayım.
- I'm going to give him an eyeful.
- Ben onlara göz kulak olacağım!
You were gettin'an eyeful of him, weren't you, light bulb?
Dikkatle seni kesiyordu, değil mi ampül kafa?
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah. Ok, ok, you've had an eyeful.
Tamam, tamam, tamam, güzel kızsın.
You've got an eyeful!
Göz banyosu mu yapıyorsun?
Miami's beautiful people got an eyeful today...
Miami'nin güzel insanları bugün göz banyosu yaptı.
You get a vision of my Maris, I get a big eyeful of Dad.
Sen Maris'i görüyorsun, ben babamı.
You know, if somebody wants to help themselves to an eyeful well, we say enjoy the show.
Eğer birisi göz alıcı bir şeyler görmek isterse tadını çıkarmalarını söyleyeceğiz.
Before I forget... you got a good eyeful the other day?
Unutmadan geçen gün iyice bir göz banyosu yaptın mı?
When you were three, you woke up in the middle of the night with an earache, and then, got an eyeful when you went in to see mommy.
Bakalım anlamış mıyım : Üç yaşındayken, gecenin yarısında kulak ağrısıyla uyandın ve anneni görmeye gittiğinde, gözlerin fal taşı gibi açıldı.
I want the audience to get an eyeful.
Seyircinin gözünün doymasını istiyorum.
Or get an eye gouged out for getting an eyeful of us.
Ya da bize bir baktığı için, gözü çıkartılıyorsa.
That's all. Now, she's an eyeful.
Amma büyümüş.
They're here to get a big eyeful of... hero!
Onlar göz alıcı "kahraman" için buradalar. ... Aaah!
It's such an eyeful, I can't even listen.
Çok göze batıyor, dikkatimi dağıtıyorlar.
Get an eyeful, creeping around?
Yine oralarda göz banyosu mu yapıyordun?
Fine, I'll give you an eyeful!
Göster o zaman. Peki, göstereceğim!
Right now, the first thing that you have to do is look deep inside yourself and figure out if you can take an eyeful of that.
Şimdi ise, yapman gereken ilk şey, derinlemesine düşünmek ve böyle bir şeye bakabilecek misin, bunu anlamak.
- Let her get an eyeful.
- O zaman ona güzel şeyler gösterelim.
Had an eyeful?
Hey! Ne yapıyorsun?
Getting a good eyeful?
- İyi görebiliyor musun?
I only found out because I read her diary, but it was an eyeful.
Günlüğünü okuduğum zaman öğrendim. Fakat göz alıcıydı.
Rumor has it you got an eyeful in Afghanistan.
Söylentiye göre Afganistan'da bulunmuşsun.
Well, he's about to get an eyeful.
Öyleyse birazdan gözleri kamaşacak.
Clerk comes in this morning, gets an eyeful of this.
Tezgahtar sabah gelmiş ve bunu görmüş.
Get an eyeful of that stripe, gentlemen, eh?
Şu çizgilerden gözünüzü alamıyorsunuz beyler değil mi?
It's hard not to get an eyeful.
gözden kaçırmak elde değil.
- And quite an eyeful, or so we're told.
- Yazması da öyle
All right, you've had an eyeful.
Tamam, nazar değdireceksin.
Yeah, she got quite an eyeful.
- Evet, gözü keskin.
Your friend got an eyeful.
Arkadaşın hoş bir görüntü ile karşılaştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]