English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eyeing

Eyeing translate Turkish

252 parallel translation
Giant Mall is eyeing all our high revenue grossing stores for their own.
Giant AVM, aç kurtlar gibi gözünü bizim kira sözleşmelerine dikmiş.
You're eyeing the ladies.
Kadınlara bakıyorsunuz.
- The other kept eyeing Little Nicky... and repeating how tough it'd be on you if anything happened to him.
- Diğeri küçük Nicky'yi süzüyordu... ve ona bir şey olursa ne üzücü olur deyip duruyordu.
Leva says you've been eyeing the Captain's wife like a hound at hunting.
Leva diyor ki, yüzbaşının karısına göz koymuşsun, peşinden koşuyormuşsun.
Oh, he was always eyeing me.
Oh, gözü hep bendeydi.
You're eyeing a ministry seat.
Gözlerini bir bakanlık koltuğuna diktin.
Yasugoro has been eyeing the concession at the ford for a long time.
Yasugoro uzun süredir nehrin sığ tarafındaki hakların peşinde.
The men are eyeing us for the wrong reason.
Herkes bize bakıyor.
- I could see that foreman eyeing me.
Bayıldılar. Jüri başkanı beni kesiyordu.
They've been eyeing us for an hour.
Bir saattir bizi kesiyorlar.
He's eyeing that rug.
Kilimi süzüyor.
I could see that little curly-headed foreman of the jury eyeing me!
Kıvırcık saçlı jüri sözcüsünün beni süzdüğünü görebiliyordum.
She`d been eyeing it
Ona göz koymuştu.
GEE, I'VE BEEN EYEING THAT BOOK IN THE BOOKSTORE FOR WEEKS. I WAS GOING TO WAIT UNTIL IT CAME OUT IN PAPERBACK.
Bu kitaba haftalardır gözüm takılıp duruyordu ama pahalıydı ve ucuzlamasını bekliyordum, sağol canım.
- He's eyeing you.
- Sana bakıyor.
On the wedding day, she and the sedan bearer were eyeing each other.
Daha düğün gecesinde, tahtırevan taşıyıcısıyla bakışıyordu zaten.
I've seen you, Harris, eyeing Georgina, looking at another man's wife.
Seni gördüm, Harris, Georgina'ya bakıyordun. Başkasının karısına!
After eyeing me for 5 days, you turn your back.
5 gün bana bakıp durdun şimdi arkanı dönüyorsun.
She's been eyeing us.
Bizi gözetliyor.
I've been eyeing that last piece of pudding, wondering if I could possibly eat it, and now you've turned up.
Pudingin son parçasına göz gezdiriyordum, acaba yesem mi yemesem mi diyordum, sen çıkı verdin.
If someone was eyeing Al, drooling for his body, would you be mad?
Biri gözünü dikip Al'e baksaydı, vücuduna sulansaydı, kızar mıydın?
Whom you punished for stealing a biscuit, whipped for insolence, and expelled for eyeing the confessor you were jealous of.
Çaldığım bir bisküvi için beni 40 gün aç bırakmıştın. Karşı geldiğim için, kamçılatmıştın beni... Günah çıkartan gence göz kırptığım için manastırdan attırdın beni.
Sacred vows are all very well and good... but only moments later I felt Alex eyeing my rear end on the way home.
Hepimiz kutsal sözlerimizi verdik. Ama bir kaç dakika sonra eve dönerken, Alex'in bakışlarını kalçalarımda hissettim.
This is a golden opportunity for us to bid for the Sydney to Bangkok routes which the British are also eyeing.
- Bangkok seferleri için başvurmamız için bir altın fırsat bu sefere İngilizler de talip.
- In China, eyeing real estate deals.
- Çin'de, emlak işleri peşinde koşuyorlar.
The family dog is eyeing Bart's intestine
Evin köpeği Bart'ın bağırsaklarını gözler...
Yesterday, I was in the store and I see these two ladies eyeing me.
Dün marketteydim ve iki kadının bana baktığını gördüm.
She was eyeing you.
Seni süzüyordu.
Eyeing my gray hairs?
Ak saçlarıma bakıyorsun.
Oh, I know you've been eyeing this two-way mirror, but the other people behind there are data consultants, so please speak freely.
Bu iki yönlü aynaya baktığınızı biliyorum ama arka tarafta sadece veri danışmanlarımız var. Rahat konuşun.
I used to see you coming into the bar, watching Morn eat... eyeing my customers as they gambled and flirted with the dabo girls wishing you were one of them.
Seni hep izledim bara gelişini.... Anne yemeği arayışını... müşterilerimi kumar oyarken veya dabo kızıyla flört ederken izleyişini ve onların yerinde onlmak istediğini
He's eyeing us like Tiffany towers.
Tiffany kuleleri gibi süzüyor bizi.
.. I saw you eyeing it at the store.
Vitrinde buna baktığını gördüm.
Now, just follow these time-honoured traditions, and you too might get lucky with that young Pekinese peach you've been eyeing in the park.
Köklü gelenekleri takip et. Belki sen de parkta bakıştığın genç Pekinez'le çıkabilirsin.
He was eyeing that girl in red.
Şu kırmızılı kızı süzüp duruyordu.
Stop eyeing the working women!
Kıza bakmayı kes!
And apparently, he's been eyeing Prue all night.
Ve anlaşılan, Bütün gece Prue'yu kesmiş.
I saw you eyeing those.
Dikizlediğini gördüm.
I knew I had to move really fast because the Parkers were eyeing her.
Ama Keyti'yi yurda koydular. Elimi çabuk tutmam gerektiğini biliyordum çünkü Parkırların onda gözü vardı.
So I see Morrie a couple rows down, he's eyeing us, he's giving us all this look. All of a sudden he stands up and says...
Ayağa kalktı ve şöyle dedi,'İki numara olmak kötü mü yani?
I've been eyeing this lot for 3 years now.
3 yıldır bu arsaya bakıyordum.
People shouldn't have to ask first : "Are you gonna be eyeing other prospects tomorrow?"
İnsanlar "Yarın gözün başka birilerinde olacak mı?" Diye sormak zorunda olmamalı.
I saw you eyeing that big cutout in the lobby, so... here you go.
Lobideki afişe baktığını gördüm. O yüzden, işte burada.
A few weeks in, Rousseau's eyeing Jeanne.
Birkaç hafta sonra, Rousseau Jeanne'i kesmeye başlamış.
- Eyeing how? - All moony.
- Nasıl "kesiyormuş"?
Look, you have the silk placemats I've been eyeing at Bergdorf's.
Bergdorf'ta gözüme kestirdiğim ipek örtülerden almışsın.
- That girl's eyeing me.
- Şuradaki kız beni kesiyor?
- I don't want tourists eyeing us.
- Turistlerin bizi gözetlemesini istemiyorum.
Three slices and he's eyeing his fourth.
Üçüncü dilimi ama gözü dördüncüde.
Mr Langdon is seriously eyeing a run for a congressional seat. But the scandal of an openly homosexual son...
Bay Langdon milletvekili olmayı düşünüyor ama eşcinselliğini saklamayan bir oğlu olduğu skandalı...
I saw you eyeing it a couple weeks ago.
İki hafta önce seni ona bakarken görmüştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]