English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eyelash

Eyelash translate Turkish

170 parallel translation
- Not an eyelash!
- Bir kere bile!
Sued me before I could bat an eyelash.
Gözümü kırpmadan beni dava etti.
Eyelash curler.
Kirpik bigudisi.
No, I'm just a big eyelash man.
Hayır, uzun kirpikli bir adam olarak.
If you can tell them to shoot Mrs. Favor without flicking an eyelash... I wonder how you feel about the rest of us.
Gözünü bile kırpmadan Bayan Favor'u vurmalarını söyleyebiliyorsan... kim bilir bizim hakkımızda neler düşünüyorsundur.
Do something about that floating eyelash.
O yüzen kirpik için bir şey yap.
I lost my left eyelash.
Sol kirpiğimi düşürdüm.
I have to get an eyelash and tape for my ankle.
Takma kirpik ve bileğim için de bir bant almalıyım.
It's just an eyelash.
- Sadece takma kirpik.
I wanted to play a game and get even with you, and I asked her to lend me a stocking, a shoe, a false eyelash, and that bracelet... that you bought her.
Durumu eşitlemek için sana bir oyun oynamak istediğimi anlattım ve ona aldığın bir çorabını, bir ayakkabısını bir takma kirpik ve bir bileziğini ödünç vermesini istedim.
Fellow showed me an eyelash, it was made out of real live mink.
Adam bana bir takma kirpik gösterdi, gerçek canlı bir minkten yapılmış.
Let me take an eyelash off your face.
Dur da şu kirpiği alayım.
Hey, honey, look, after all the goofing off I've been doing on your behalf, I'm within a gnat's eyelash of losing my cab and getting kicked right out of the company.
Hayatım, senin işlerinle uğraşmaktan taksiyi kaybetmeme ve işimden kovulmama ramak kaldı.
And through the eyelash goes fast
Ve kirpiklerin içinden hızla gider
" I'll tear out an eyelash and stab you with it dead.
" Kirpiklerimden birini koparır, onunla bıçaklayıp öldürürüm seni.
A little tiny eyelash.
Evet. Minicik bir kirpik.
Eyelash.
Kirpik var.
We need two pebbles and the eyelash of a serpent.
İki çakıl taşı ve bir yılanın kirpiğine ihtiyacımız var.
Eyelash tinting, body wraps, facials...
Kirpiklerin boyanması, vücut maskesi, yüz makyajı...
You have an eyelash.
Kirpik var.
Eyelash implants.
- Kirpikler takma.
We took out one eyelash so you can see the difference.
Bir kirpiği çıkaracağız siz de aradaki farkı göreceksiniz.
" Limousine eyelash
Limuzin kirpikler
- Yellow eyelash pit viper.
Sarı engerek.
- Ooh, nice eyelash.
- Güzel kirpik. Senin mi?
And you've got an eyelash on your nose.
Burnunda kirpik var.
A very long, pretty blond eyelash.
Çok uzun, tatlı, sarı bir kirpik.
It's an eyelash.
Kirpikmiş.
The eyelash?
Kirpik mi?
There's a 90 % chance the owner of this eyelash has died of natural causes.
Bu kirpiğin sahibinin yüzde 90 doğal sebepten ölme ihtimali var.
We find the man who's lost an eyelash, we have the murderer.
Kiriği kayıp birini bulduğumuzda, katili bulmuş oluruz.
They found an eyelash in the south wing.
Güney kanadında bir kirpik bulmuşlar.
- They found my eyelash.
- Kirpiğimi bulmuşlar.
They won't marry the eyelash to you.
Kirpiğin sana ait olduğunu bilemezler.
What makes you think the owner of the eyelash is here?
Size, kirpiklerin sahibinin burada olduğuna düşündüren nedir?
While I was busy obsessing about an eyelash, your instincts... took us in the right direction.
Ben kirpiğe kafayı takmışken sizin iç güdüleriniz doğru yolu gösterdi.
- Anybody seen an eyelash?
- Kirpik gören oldu mu?
I found your eyelash.
Kirpiğini buldum.
Blink of an eyelash. You'll face the best middle-distance runners in any games l can recall.
Göz açıp kapayana kadar bildiğim her oyunda en iyi olan, orta mesafecilerle karşılaşacaksın.
Someone left an eyelash curler in your room.
Birisi odanda kirpik bükücüsünü unutmuş.
Can I use your eyelash curler?
Kirpik bükücünü kullanabilir miyim?
I've got eyelash curlers.
Yanımda, kirpik kıvırıcım, var.
Hey, you. Uh... you have an... an eyelash.
Hey, şurada kirpik var.
Even in non-eyelash moments.
Kirpik olmasa bile.
Ooh. you got a little eyelash right there.
Şurada bir kirpik var.
All he left behind was an eyelash and three skin flakes.
Ve arkasında bıraktığı şey, birkaç kirpik ve üç deri parçasından ibaret.
An eyelash curler.
Kirpik kıvırıcı.
I got an eyelash.
Kirpiğim düşmüş.
Oh, you slay me, Tiger. You are the fly in my soup. You are the eyelash in my eye.
Sen benim çorbamdaki bir sineksin gözümdeki kirpiksin.
Her fingers were nimble enough to tie three knots in an eyelash.
Parmakları, göz açıp kapayıncaya değin üç düğüm atabilecek kadar çevikti.
Eyelash.
Kirpik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]