English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eyelashes

Eyelashes translate Turkish

295 parallel translation
But she'd flutter her eyelashes, and he'd be enchanted all over again.
Ama kadın kirpiklerini bir sallasın, hemen büyüleniverirdi.
I hope you're not confusing Freddi with the kind of woman... who used to dither in and out of your consulting room in a flutter of checks and eyelashes. Ah.
Umarım Freddi'yi sık sık muayenehanenize heyecanla girip sizi gözleriyle yiyen kadınlarla karıştırmıyorsunuzdur.
The way he'd look at me through his long thick eyelashes when I was vetoing an amendment.
Bir yasa değişikliğini veto ettiğim zaman uzun, kalın kirpikleriyle o bana bakışını.
The only thing black about you is your eyelashes.
Seninle ilgili kara tek şey göz kapakların.
One of my eyelashes is coming off.
Kirpiğimin teki çıkıyor.
Because you left off your eyelashes last performance last season.
Çünkü geçen sezon son gösteride kirpiklerini sahne de bırakmıştın.
Don't you get messages, eyelashes?
Mesajlarına hiç bakmaz mısın?
Your teeth, your eyes your eyelashes, your hair.
Dişlerin, gözlerin kirpiklerin, saçın.
When I was straightening up the couch, I found six hairpins, a lipstick a pair of false eyelashes and a swizzle stick from the Stork Club.
Kanepeyi düzeltirken neler buldum biliyor musunuz? 6 saç tokası, bir ruj bir çift takma kirpik ve Stork Club'tan kokteyl karıştırma çubuğu.
Have you seen your son ´ s long eyelashes?
Oğlunun uzun kirpiklerini gördün mü?
Look at those eyelashes?
Şu kirpiklere bak.
- Make my eyelashes longer.
- Kirpiklerimi uzatmak için.
He has beautiful eyelashes.
Çok güzel kirpikleri var.
She said I had beautiful eyelashes.
Çok güzel kirpiklerim olduğunu söyledi.
Snowflakes that stay On my nose and eyelashes
Burnumda ve kirpiklerimde Kalan kar taneleri
No, it's the false eyelashes.
Takma kirpikler de ağırdır.
It's the mink eyelashes, I tell you.
Takma kirpikleri de çıkar.
And deliciously long eyelashes to go with them.
Uzun kirpikler de iyi gider sizin gözlerinize.
- You're wearing false eyelashes.
- Sahte kirpik takıyorsun.
False eyelashes, false hair, false bosoms.
Takma kirpik, takma saç, takma göğüsler.
Thank you, but is it necessary that I wear these eyelashes?
Sağ ol ama bu kirpikleri takmam şart mı?
Blusher, false eyelashes, eyeliner... everything.
Göz farı, takma kirpikler, göz kalemi - her şey yani.
Long eyelashes.
Kirpikleri uzun.
You don't have eyelashes?
- Kirpiğin yok mu?
Do you know that eyelashes are made out of real animal fur?
Kirpiklerin hayvan kürkünden yapıldığını biliyor musun?
My eyelashes.
Kirpiklerim.
Her eyelashes.
Onun kirpikleri.
Viveca, darling, what are you doing here, peddling false eyelashes, huh?
Viveca, sevgilim, sen burada ne yapıyorsun, takma kirpiklerinle oyalanıyorsun, ha?
You're thinkin'about somebody with long eyelashes, and you're smelling'that sweet perfume.
Uzun kirpikleri olan birisini düşünüyorsun ve o tatlı kokuyu duyuyorsun.
You know, that righteous tone green he was too, all glowing like a fungus, and oozing and eyelashes...
Hani yemyeşil şekildeydi mantar gibi parlıyordu. Kirpiklerinden sızıyordu.
Gorgeous hair, gorgeous teeth, gorgeous eyes, gorgeous eyelashes.
Ya yatağın? Düzelttin, değil mi?
You have pretty eyelashes.
Ben de senden. Çok güzel kirpiklerin var.
and two warm tears oozed slowly from under his eyelashes and rested on his cheeks.
Kirpiklerinden içten iki gözyaşı yavaşça süzüldü ve yanaklarında dinlendi.
But please no false eyelashes.
Ama lütfen takma kirpik olmasın.
Do I have to hang myself in your eyelashes, - so that you could see me?
Beni görebilmen için, gözlerinin önünde... kendimi asmam mı gerek?
Stephanie, those false eyelashes are coming unglued.
Stephanie, şu suni kirpikler düşecek.
This from a woman wearing rubber eyelashes and a padded bra.
Bunu takma kirpik ve takviyeli sutyen takan bir kadın mı söylüyor?
What lovely long eyelashes you've got.
Gözlerin ne kadar güzelmiş.
And he got real close to me, and then he batted those eyelashes at me.
Sonra bana iyice yaklaştı sonra gözlerini bana dikti.
He'll get you a Cherry - same make. Right down to the model number and eyelashes.
Sana bir Cherry bulacaktır, aynı şase, aynı seri numarası ve aynı kaşlar.
Four hours of batting my eyelashes.
Dört saattir göz kırpıyorum.
Cheryl insisted on the eyelashes.
Cheryl kirpiklerde ısrar etti.
Just bat your eyelashes.
Sadece kirpiklerini kıpırdat.
- You don't like my eyelashes?
Kirpiklerim hoşuna gitmiyor mu?
Not like the boots or crucifix or anything... but some eyelashes to bring your eyes out.
Çizmelerden ve haçtan bahsetmiyorum. Gözlerinizi belirginleştirsek diyorum. - Tawny!
They should be hung by their eyelashes.
Bunları saçlarından asacaksın.
My eyelashes hurt.
Kirpiklerim zarar veriyor.
I've traveled through the Yucatan with the circus, popping false eyelashes off a trained monkey with my bullwhip,
Sirkte çalışırken Yucatan'ı dolaştım. Kırbacımla eğitimli maymunların düşen kirpiklerini topluyordum.
Eyelashes make the eyes look bigger make them expressive.
Kirpikler gözlerin daha büyük ve etkileyici gözükmesini sağlar.
Even with an ugly one, with eyelashes she... shines.
Çirkin bile olsa kirpikler insanı güzelleştirir.
And eyelashes.
Ve kirpikler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]