Faceless translate Turkish
285 parallel translation
"Mr Durand, the faceless killer."
Suratsız katil Mösyö Durand...
There, an army of faceless unknowns get on their way to face their destiny, or, in some prision, to cut an unknown head off.
Orada, yüzü olmayan tanınmayan kişilerden oluşan bir ordu... kaderleri ile yüzleşmek için ya da, herhangi bir hapishanede, tanınmayan bir kelleyi uçurmak için. kendi yollarını izliyor,
Time to kill. 24 hours to stay faceless in the crowd.
Cinayet zamanı. Kalabalıkta 24 saat boyu tanınmamalısın.
Faceless.
Yüzü yok gibi.
Not so? To think such faceless brutes could sway a priest.
Yüzü olmayan bu yabaniler bir papazı yoldan çıkarsın ha.
It's a faceless enemy, unrecognizable, blending in with hundreds of others.
O yüzü olmayan, tanınamayan bir düşman... Diğer yüzlerce kişinin arasına karışmış.
He's one of the faceless ones.
Yüzünü göremediklerimizdendir.
What I would really like to do is be faceless and bodiless and be left alone.
Gerçekten yapmak istediğim yüzsüz ve bedensiz olmak ve rahat bırakılmak.
It's much worse picturing some faceless threat.
Çizgilerini bilmediğim birisinin resmini gözümün önüne getirmek çok daha kötü.
( narrator ) To many Americans, at the end of their great advance across the Pacific, it now seemed that the animals, the faceless fanatics eager to die for their emperor, were human beings like themselves.
Birçok Amerikalı da Pasifik boyunca elde edilen ilerleyişten sonra artık hayvanların ne idüğü belirsiz, imparatorları için ölüme koşan fanatiklerin de kendileri gibi insan olduğunu anladılar.
Last night, I was awakened from a fitful sleep shortly after 2 : 00 in the morning by a shrill, sibilant, faceless voice.
Dün gece saat 2 sularında... gaipten gelen tiz bir sesle uykumdan uyandım.
As you know, the Daily Planet is very interested in that dam but what I don't understand is why you'd sell out to a faceless person you've never met?
Bildiğiniz gibi, Daily Planet bu barajla çok ilgileniyor... ama benim anlamadığım... neden onu hiç tanımadığınız bir adama satıyorsunuz?
Uh, no, no, I didn't read the piece on China's faceless masses.
Hayır, hayır. Yüzü olmayan Çinlileri okumadım.
Four years of Lockwood has changed us from strong to weak from proud to puny, from fearless to faceless.
Lockwood'la dört yıl, gücümüzü tüketti azametliyken çelimsiz, cesurken korkak olduk.
Faceless.
Yüzleri yok.
The real rulers of the State... are unknown, faceless manipulators... who, because they are not known... are able to wield power without let or hindrance.
Devletin gerçek yöneticileri bilinmiyor kim olduğu belli olmayan işleticiler. Kim oldukları blinmediği için... Gücü izinsiz ve engelsizce kullanabiliyorlar.
We've got one phony-bird colonel playing footsies... with one little Miss Know-It-AII... who's dodging tails with one faceless wonder... who's so anonymous he doesn't have any record or fingerprints.
Bir tane herşeyden tedirgin olan bir albayımız var... Bir tane herşeyi bilen bir bayanımız var... Peki ya sürekli kuyruğumuzda dolanan ve hakkında ne bir...
Nameless, faceless many!
İsimsiz, suratsız kişiler!
When we work undercover we have to remain faceless.
Gizli görevdeyken, yüzümüzü gizlememiz gerekiyor.
He's one of the nameless, faceless derelicts that wander through the streets of our country by the thousands.
O, sokaklarımızda dolaşan binlerce isimsiz... kimliği belirsiz, unutulmuş insandan biri.
He's just kinda faceless.
Sanki yüzü yok gibi.
A faceless guy.
Yüzsüz bir adam.
A faceless guy rips off your clothes.
Yüzsüz bir adam elbiselerini parçalıyor.
Murder is not a faceless event here.
Burada cinayet önemsenmeyen bir olay değil.
Hi-ho, faceless employees.
Hi-ho, hey yüzsüz işçiler.
In every city, the faceless ones.
Her şehirde, meçhul insanlar.
That's what sets us apart from the great faceless mass.
Bizi yüzsüz çoğunluktan farklı kılan da bu.
Faceless?
Yüzsüz mü! İşte yüz!
And what will you say when the great faceless mass comes calling on its own initiative?
Bu yüzsüz kitle, hesap sormaya geldiğinde ne diyeceksin?
Fact : Cable companies are faceless corporations which makes it okay. "
Gerçek : "Kablolu yayın şirketleri iyi işler yapan, yüzsüz şirketlerdir."
The tanuki watched this in anger and sadness and nicknamed the area "Faceless Hill."
Rakunlar bunu, kızgınlık ve hüzün içinde seyrettiler ve bölgeye "Yüzsüz Tepe" lakabını taktılar.
More than half of his home forest had been turned into "Faceless Hill."
Yaşadığı ormanın yarısından fazlası, "yüzsüz tepe" ye dönüşmüştü.
The Faceless Ghost!
Yüzsüz hayalet!
Roads were built on Faceless Hill and more building materials were brought in.
Yüzsüz tepeye yollar açıldı ve çok daha fazla inşaat malzemesi getirildi.
They say you are a faceless devil...
Yüzsüz bir şeytan olduğunuzu söylüyorlar....
I'll show faceless, corporate America they can't just shove the little guy aside.
O onursuz Amerikan şirketine göstereceğim. Bu küçük insanları öyle bir kenara atamazlar.
Even when I'm that faceless, corporate America.
Ben de o onursuz Amerikan şirketinden olduğum halde.
Were they all faceless Cardassians, or did you know who you were killing?
Onlar tanımadığın Kardasyalılar mıydı yoksa kimi öldürdüğünü biliyor muydun?
Well the innocent aren't faceless anymore.
Artık... masumların da yüzü var.
Your victims were always faceless.
Senin kurbanların her zaman suretsizdir.
Faceless.
Meçhul.
♪ in a faceless crowd ♪
"yanlız hissediyorsun."
Uh, the point I'm trying to make here is... that Bart must learn to be less of an individual... and more a faceless slug.
Varmaya çalıştığım nokta Bart fazla içine kapanık olmamalı ve daha çok duygusuz bir böcek olmalı.
The faceless men. They're _ _ _ Oh, my God.
Yüzsüz adamlara.
The faceless businessman in a bowler hat.
Melon şapkalı meçhul iş adamı.
A faceless champion of the hapless human race.
Bahtsız insan ırkının gizli kahramanıdır.
Our hand's been forced by the faceless rebels.
Elim kolum bağlı. Yüzü silinmiş asiler yüzünden başka çaremiz yok.
My colleagues never knew, focused as they were on the new threat ; the faceless alien rebels who'd burned our doctors alive...
Ortaklarımın bundan haberi yoktu. Onlar yeni bir tehditle ilgileniyorlardı ; doktorlarımızı diri diri yakan, yüzü olmayan uzaylı asilerle.
Blind to the fact that the faceless rebels already held the upper hand...
Tüm kozların asilerin elinde olduğunu fark edemediler.
Were you one of those faceless young bodies in palm Beach?
Chance gidiyoruz. Hemen. Birlikte.
They're faceless.
Yüzleri yoktur.