English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Facilitate

Facilitate translate Turkish

342 parallel translation
- To facilitate your disappearance.
- Kaybolmanızı kolaylaştırmak için.
The idea that he went beyond the scope of his office to facilitate citizens'desires, and actually made the park himself, is nonsensical to those who understand our bureaucracy.
Vatandaşların isteklerini yerine getirmek için görevinin gereklerinin ötesine geçmesi ve parkı kendi çabasıyla inşa ettirmesi bürokrasimizin işleyişini bilenler için anlamsız bir düşüncedir.
- This will facilitate the investigation.
- Desene tanışmamız kolay olacak.
As officers of this great enterprise, you will facilitate our navy's geographical and meteorological mapping operations.
Bu büyük keşfin subayları olarak donanmamızın coğrafik ve meteorolojik haritalandırma operasyonlarını kolaylaştıracaksınız.
And we have the members of the Iyi Clan, who responded appropriately to facilitate his wishes.
Arzusunu yerine getirmek için uygun bir şekilde davranan Iyi Klanı mensupları var.
- Do you wish to facilitate colonization and get the Nobel prize?
- Kolonizasyonu kolaylaştırmak ve Nobel ödülü almak istiyormusunuz?
We really are taking steps to facilitate proceedings in a mature and deliberate way.
Aslında biz, düşünerek ve kendimizden emin olarak... -... bu adımı atmak istiyoruz.
Avoid gathering in closed places, as this will facilitate raids.
Tutuklanmanıza olanak sağlayacak şekilde kapalı mekanlarda toplanmaktan kaçının.
The reality of working clandestinely, certainly did not facilitate easier access to information
Gizli çalışmak elbette bilgilere ulaşmayı zorlaştırdı.
There's still some time before the second watch Let's go to town to facilitate us making a move
2.ci vardiyaya daha çok var gel hadi... kasabaya inelim
By limiting our movement forward, we facilitate moving backwards.
İleriye hareketimizin sınırlanması, geriye doğru hareketimizi kolaylaştırıyor.
The camps were sited on railway routes to facilitate transportation.
Kamplar, ulaşım düzeninin sağlanabilmesi için demiryolu ağına göre yerleştirildi.
The patient has been flown in from abroad in a state of suspended animation in order to facilitate the healing of his recent limb transplants.
Hastamız geçirdiği kol naklini rahat atlatması için yurtdışından buraya kadar uçuşunda uyutularak geldi.
To facilitate the broadcast media, we will precede each announcement with a 5 secs. tone, followed by a 1 sec. pause.
Haber yayınımızı kolaylaştırmak adına, her duyurumuz öncesinde 5 saniyelik bir uyarı tonu ardından 1 saniyelik es vereceğiz.
This should facilitate a better view of the interior.
Böylece içerisini daha iyi görebilirim.
– Thank you – I assure you, every element at our disposal... has been and will continue to be utilized... to facilitate his safe return.
- Teşekkür ederim. - Sizi temin ederim ki evine sağ-salim dönmesi için her öğe değerlendirilmiş ve değerlendirilmeye devam edilecektir.
Your orders are to facilitate the job of this scientific team.
Emirleriniz, buradaki bilimsel personelin işlerine yardım etmek.
I know you were trying to facilitate the release of war criminals. I can appreciate this.
Biliyorum, savas canilerinin serbest birakilmasini hizlandirmak istiyordun.
I'm just trying to facilitate the marriage process.
Sadece evlilik işlemlerini kolaylaştırmaya çalışıyorum.
Did Miss Adams use drugs to facilitate sleep, for instance?
Matmazel Adams kolay uyumak için hap kullanır mıydı, mesela?
How do you facilitate this communication, Johnny?
Bu konuşmayı nasıl kolaylaştırırsın Johnny?
Anything I can do to facilitate your velocitous extramuralisation.
- Elbette efendim. "İvmesel ve güzide nakkaşlığınızı" kolaylaştırmak için yapabileceğim başka bir şey?
It is necessary to facilitate the system upgrade.
Bu sistem yükseltmesini kolaylaştırmak için gerekli.
Appointed locksmith, Manfred Bagil, will facilitate entry at this point.
Bu noktadan sonra çilingir Manfred Bagil durumu ele alıyor.
To facilitate our introduction into your societies, we have decided a human voice will speak for us in all communications.
Toplumunuza girişimizi kolaylaştırmak için, tüm iletişimi bizim adımıza bir insan sesinin yapmasına karar verdik.
We hope that you will help us to facilitate our introduction.
Bu girişimizi kolaylaştırarak bize yardımcı olacağınızı umuyoruz.
I am here to facilitate its incorporation.
Burada katılımı kolaylaştırmak için bulunuyorum.
I believe that God left certain drugs growing naturally upon our planet to help speed up and facilitate our evolution.
Yani, ben öyle inanıyorum ki Tanrı bazı uyuşturucuları gezegenimizde doğal olarak yetişecek şekilde bırakarak evrimimizi hızlandırmayı ve kolaylaştırmayı amaçladı.
As President, I intend to relocate every mutant in this nation to internment camps that will facilitate the handling of these poor, unfortunate creatures.
Başkan olarak bu ülkedeki her mutantı tespit edip kamplarda toplayarak bu zavallı yaratıklarla başa çıkmayı kolaylaştıracağım.
I sent information to the ambassadors to facilitate my mission.
Görevimde bana yardım etmeleri için büyükelçilere bilgi gönderdim.
To facilitate this, I've ordered our armed forces on alert, and I've ordered them to prepare to engage in operation Canadian Bacon.
Ve başka bir önlem olarak da bütün silahlı kuvvetlerimize alarma geçmeleri için emir verdim ve onlara "Kanada Salam"'ı isimli bir operasyona hazırlanmalarını söylemiş bulunuyorum.
It'll facilitate exploration help us monitor Dominion activity give us warning in case of an attack.
Araştırmalarımızı kolaylaştıracak, Dominyon faaliyetlerini izlememize yardım edecek,... saldırı durumunda uyarı verecek.
Kes has prevailed upon Neelix to allow Dr. Jetrel to continue metabolic scans in the hope that it will facilitate treatment once the antibody has been synthesized.
Kes, Dr Jetrel'in tedavisini Neelix'e kabul ettirerek, gerekli incelemelerin başlayarak umut ettiğimiz ilacın sentezlenmesi işine başlamamızı sağladı.
Our scientists have found more modern ways to facilitate the search for animal guides.
Bilim adamlarımız hayvan rehberliğini aramayı kolaylaştırmak için modern yollar buldular.
We'll finally be able to facilitate some real change around here.
Nihayet burada gerçek bir değişim yapabileceğiz.
Your job would be to facilitate extraction.
İşiniz dikkat dağıtmak olacak.
You facilitate access to the detainees.
Tutsaklara ulaşmayı kolaylaştıracaksın.
The thing is, Ernie, the photographs will have no legal relevence, they can't facilitate in annulment.
Belki de. - Teşekkür ederim Teğmen. Başka sorum yok.
And the blackmailer's passion would facilitate hers.
Şantajcının tutkusu da kendi çöküşüne neden olabilir.
Lebensborn was designed to facilitate the birth, housing and raising of as many pure Aryan babies as possible.
Lebensborn, mümkün olduğunca çok saf Aryan bebeğinin doğumunu, bakımını, yetiştirilmesini kolaylaştırmak için oluşturuldu.
Your parents and your friends want to have a conversation with you, and I'm here to help facilitate that dialogue.
Ailen ve arkadaşların - seninle konuşmak istiyorlar. Ve benim amacım da bu konuşmayı kolaylaştırmak..
I'm here to facilitate a discussion about Abby.
Bugün Abby hakkında konuşmak için burdayım.
A vocal subprocessor designed to facilitate the sonic interface with Borg transponders.
Borg aktarıcılarda sonik ara yüzü kolaylaştırarak sesli alt iletişimini sağlamak amacıyla dizayn edildi.
It's a poison that's been known to facilitate self-abortion.
Çocuk düşürmeyi kolaylaştırdığı bilinen bir zehirdir.
music To facilitate The implementation music music Of our business system Transition strategy music music We must maximize our talent Base and thereby determine music music Our propensities For consensus building music
Ticaret sistemimizin geçiş statejisini rahatlatmak için yetenek veri tabanımızı artırmalı ve anlaşma arzumuzu ortaya koymalıyız.
I am alone facilitate in your love...
İşte sizin sevginizle yakıp tutuşuyorum.
If it's a problem, Mommy can help facilitate.
Eğer bir sorun varsa, annem çözmemize yardım edebilir.
Big things are happening all around. I'm just gonna try and facilitate my own big thing.
Ben de kendi büyük olayımı yapmak istiyorum, tabii cevabınız evet olursa.
Sorry, Carter, but in order to facilitate your return... -... we need to implement a few rules.
Ama işe dönüşünü hızlandırmak için birkaç kural koymak zorundayız.
- It might facilitate matters if you explain to him...
- Durumu ona anlatman işleri kolaylaştırabilir...
To facilitate procreation, the male species must become aroused.
Üreme olmazsa, insan soyu tükenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]