Fagin translate Turkish
154 parallel translation
That's the Fagin that put something over on you, ain't it?
Başınıza çorap ören hödük değil mi o?
'Ere he is, Fagin.
İşte bu Fagin.
Never blowed on old Fagin.
İhtiyar Fagin'e hiç havlamadı.
What'll Fagin say?
Fagin ne der?
What's it all about, Fagin?
Neler oluyor Fagin?
What's in the wind, Fagin?
Neler oluyor, Fagin?
You're blowed upon, Fagin.
Başın dertte, Fagin.
Somebody ought to go there, Fagin!
Birisi gitmeli, Fagin.
That it won't do, Fagin, so it's no use you trying it on.
Bu işe yaramaz, Fagin, boşuna deneme.
She'll go, Fagin.
Gidecek, Fagin.
Oh, no, she won't, Fagin.
Gitmeyecek, Fagin.
Oh, yes, she will, Fagin.
Evet gidecek, Fagin.
He'll blow on us, Fagin, for certain!
Başımızı kesin belaya sokacak, Fagin.
Fagin!
Fagin!
No, she ain't, Fagin. No, she ain't.
Hayır, Fagin, hayır.
We'll soon cure you of that, my young master!
- Seni yakında adam ederiz. - Hayır, Fagin, yapamazsın!
No you don't, Fagin! You've got the boy.
Çocuğu buldun daha ne istiyorsun?
- You'll be the worse for it if I do.
Eğer yaparsam çok daha kötü olursun Fagin, eğer yaparsam.
Why don't you join us, Mr. Fagin?
Niye bize katılmıyorsunuz, Bay Fagin?
Go on, Fagin, tell him it's Oliver.
Devam et, Fagin. Oliver'dan bahset.
Mind that, Fagin.
Düşün, Fagin.
Oh, one of Mr. Fagin's lads?
Fagin'in mi?
Fagin lied, Bill.
Fagin yalan söyledi, Bill.
We're in this together, Fagin.
Bu işte beraberiz, Fagin. Kilitle.
Fagin! Fagin!
Bu Fagin.
They've got Fagin!
Fagin'i yakaladılar!
Fagin, I brought my new friend to see you.
Fagin, yeni bir arkadaş getirdim.
Yes, Fagin!
Evet Fagin!
Who's Bill Sikes, Mr. Fagin?
Bill Sikes kimdir Bay Fagin?
Yes, Mr. Fagin.
Evet Bay Fagin.
That bit's for me, Emmett Fagin.
O yemek benim Fagin.
Be sure it ain't your own. Fagin, I'm waiting.
Fagin, bekliyorum.
- She'll go, Fagin.
- Gidecek, Fagin.
Yes, she will, Fagin!
Evet, gideceksin!
- That's mine, Fagin.
- O benim, Fagin.
You take care, I don't know, but do it, Fagin or I'll put the finger on all of you, and I don't care if I hang for it.
Dikkatli olun, yoksa hepinizi ispiyonlarım, anlaşıldı mı? Asılsam da umurumda değil.
They squawk, Fagin, they squawk.
- Viyaklarlar Fagin, viyaklarlar.
- No it's not, Fagin.
- Hayır değil, Fagin.
- After you, Fagin.
- Önden buyur Fagin.
And if i go, it looks a little... fagin and oliver twist.
Eğer ben götürsem, biraz Fagin ve Oliver Twist gibi duracak.
Well, you're practically a member of Fagin's gang.
Fagan'ın üyesi sayılırsın, değil mi?
We should be in a workhouse or shilling for Fagin.
Atölyede olmamız veya Fagan için fiyat yükseltmemiz lazım.
This is him, Fagin.
Bu o, Fagin.
That's mine, Fagin.
- O benim, Fagin.
♪ If you don't mind dealing with Fagin It's a fine life! ♪ It's a fine life! ♪ Though diseased rats threaten to bring the plague in
Fagin'i göz ardı ederseniz hayat güzeldir... fareler hastalık bulaştırabilir ama hayat güzeldir... komşunun kazı hep daha besili olsa da... bizim de başımız kel değil ya payımızı alırız, hem de gani gani... eğer bunu dert etmezseniz hayat güzeldir... çay ve bisküvimiz olmasa da hayat güzeldir... hayat çok güzeldir...
Go down to Fagin's and get the cash, will you?
- Fagin'e gidip parayı al. - Tamam.
Young Oliver wants to come on the game with Charlie and me.
Fagin, Oliver da Charlie ve benimle gelmek istiyor.
♪ How could we forget? ♪ How could we let Our dear old Fagin worry?
seni hiç merakta bırakır mıyız?
That's very likely, Fagin.
Her şey olabilir Fagin. Gördün mü, yakalanacaksın.
Not yet, Fagin.
Daha değil Fagin, daha değil.
You think about it, Fagin.
Dediklerimi düşün Fagin.