English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fagot

Fagot translate Turkish

64 parallel translation
No, you were thinking of "bassoon."
Hayır, "Bassoon" ( fagot ) u düşünüyorsunuz.
Talk correct, you, fagot.
- Bozma ağzını lan ibne!
You're fagot.
- İbne sensin. Lan!
I owe you for the other night, monster fagot!
Geçen geceden sana borcum var canavar ibne!
Lacrosse is a fagot college activity.
Lakros, kolejli ibnelerin bir aktivitesidir. Kusura bakmayın, aynen öyle.
That's right. Anytime you're standing in a field with a stick with a net on the end of it you're engaged in a fagot college activity.
Eğer ucunda ağ olan sopalarla dolu bir sahadaysanız işte o kolejli ibnelerin aktivitesidir.
Could that bassoon have come in any more late?
Şu fagot biraz daha geç çıkamaz mıydı?
Goddamn fagot.
Allah'ın belası ibne.
Hopefully you will fall the ping, fagot!
Dua etki içkiliyim, yoksa seni gebertirdim, ibne!
Stop sniffling like a faggot!
Bir fagot gibi burnunu çekmekten vazgeç!
I am bassoon!
Ben de fagot!
I'm talking to you, fagot!
Seninle konuşuyorum ibne!
I'm more of a fagot every day.
Her gün biraz daha gayleşiyorum.
Eighth grade you quit the bassoon when Bobby Nowocinski beat you out for the solo in the winter festival.
Sekizinci sınıfta Bobby Nowocinski seni yendi diye fagot çalmayı bıraktın. Bunu açalım.
Try and touch my tits again, you fucking fagot.
Memelerime dokunma orospu çocuğu.
Peter and the Wolf is the duck a flute or a bassoon?
"Peter ve Kurt" ta... Ördek flüt müydü, yoksa fagot mu? Hatırlayamıyorum da.
Oh, um. - A bassoon, I think.
Fagot, sanırım.
For it is a fagot liar more pussy for you and believe.
O tam bir orospu çocuğu ve sen de ona inanıyorsun.
And if I knew I was not going collect. For you are a tremendous fagot.
Gelip alamam çünkü... senin o dostun benim işlerime sıçtı.
Now you will see, you'll see a fagot.
Bütün kancıklıkların sonu.
Wait, stay, fagot!
Burada kal!
I just shot that fagot cop, Arthur!
O ibne polisi az önce vurdum Arthur!
They are my cousins who live here The only instrument we are missing is a bagpipe.
Bunlar burada yaşayan kuzenlerim. Eksik olan tek enstrüman bir fagot.
Don't forget who pays the rent, you fagot.
Kirayı kimin ödediğini unutma.
Shut up, you fagot.
Kapa çeneni, ibne.
A fagot with an acquired taste for luxury.
Lüks şeylerden edinilmiş zevkleri olan bir puşt.
Are you fagot or what?
İbne misin sen?
- You may be right In addition, I have good taste. .. Fagot.
- Belki haklı olabilirsin Ayrıca benim bazı ilginç zevklerim var.
Go get them, fagot!
Git getir, pislik!
I think my brother's a fagot.
Bence kardeşim bir salak.
Hit it! Hit it! Fucking fagot.
Vurun, iyice vurun.
Fagot!
İbnetor!
Come one you fagot!
Hadi ibne!
Get out, fagot.
Çık dışarı ibne.
Are you saying that my brother is a fagot?
Yani sen benim kardeşime ibnemi diyorsun?
And if all the smart features kissed it and you're a fagot?
Ya tüm zekasına karşılık onu öptüysen ve bir nonoşsan?
"Imitate the goat" "Call me a fagot" "Put it in your ass" routine...
Keçi taklidi yap, eşcinsel muamelesi yap şunu çamaşırına koy falan.
He says that at his age a man is married, divorced or fagot.
Senin yaşlarındayken, sevgilin olur, boşanmış olursun ya da lezbiyensindir.
Right.
Fagot. Doğrudur.
Like a bassoon?
Fagot gibi mi?
Find someone else to suck you, fagot!
Yalatacak başkasını bul, ibne!
( DROWNING ) Breathe through your nose, you fagot!
Burnundan nefes almaya çalış, nonoş!
You're a fagot since birth!
Sen doğuştan homosun!
You already made me doubt, fagot!
Beni de şüpheye düşürme, homo!
Listen, man, want that little fagot.
Bak ahbap, o küçük ibneyi istiyorum.
You little fagot!
Allah kahretsin!
But I kind of want a bassoon, maybe drums.
Fagot veya davul olsun istiyorum.
- Clarinet, bassoon and oboe.
- Klarnet, fagot ve obua.
Bassoon.
Fagot muydu yoksa?
Fucking fagot!
İbne!
Did you just say "bassoon"?
- Fagot mu dedin sen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]