English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fairchild

Fairchild translate Turkish

216 parallel translation
323, you're C. The same on Fairchild.
323, sen C'sin. Sen de Fairchild'a paralel sür.
C, pick her up at Fairchild.
C, Fairchild Caddesi'nde sen peşine düş.
I'll pick her up when she crosses Fairchild.
Fairchild'ı geçerken ben peşine düşeceğim.
A, C, cut into Fairchild.
A, C, Fairchild'a gelin.
Also on the estate there was a chauffeur by the name of Fairchild, who had been imported from England years ago, together with a new Rolls-Royce.
Malikanede ayrıca yıllar önce İngiltere'den ithal edilen..... Rolls-Royce ile birlikte gelen Fairchild adlı... bir şoför vardı.
Fairchild was a fine chauffeur of considerable polish, Like the eight cars in his care.
Fairchild pırlanta gibi iyi bir şofördü..... baktığı sekiz otomobil gibi.
Fairchild!
Fairchild! Fairchild!
- Morning, Fairchild.
- Günaydın, Fairchild.
I mean Fairchild.
Yani Fairchild.
- Mother, this is Miss Fairchild.
- Anne, bu Bn. Fairchild.
I've too much respect for Fairchild to intrude on his personal life.
Fairchild'a saygım çok. Kişisel hayatına karışmam.
We'll fire Fairchild.
Fairchild'ı işten atarız.
- Fairchild, I need you tonight.
- Fairchild, bu akşam bana lazımsın.
Anything wrong, Fairchild?
Sorun mu var, Fairchild?
Fairchild, I never realised it, but you're a terrible snob.
Fairchild, hiç farketmemiştim, ne kadar snobsun.
One in the name of Sabrina Fairchild.
Biri Sabrina Fairchild adına.
Miss McCardle, I want flowers in Miss Fairchild's cabin.
Bn. McCardle, Bn. Fairchild'ın kamarası için çiçek istiyorum.
Transfer to Thomas Fairchild 1,000 shares, Larrabee Common.
Thomas Fairchild'a 1.000 tane Larrabee adi hissesi aktarın.
- Miss Fairchild for you.
- Bn. Fairchild sizi arıyor.
Do you want me to send those presents to Miss Fairchild's cabin?
O hediyeleri Bn. Fairchild'ın kamarasına göndereyim mi?
It says here that Linus Larrabee, that's you, and Sabrina Fairchild, that's she, have reserved adjacent deck chairs on the Liberte, sailing today.
Diyor ki, Linus Larrabee, yani sen..... ve Sabrina Fairchild, yani o..... bugün kalkan Liberté vapurunda yanyana yerler ayırtmışsınız.
Miss Fairchild? Il y a un monsieur surle bateau qui voudrait bien que vous lui arrangiez son chapeau.
Vapurda bir centilmen var..... şapkasını düzeltmenizi rica ediyor.
My name is Lady Mary Fairchild.
Adım Leydi Mary Fairchild.
Colonel Fairchild is my name.
Ben, Albay Fairchild.
- But Governor Fairchild...
- Ama Bakan Fairchild...
- Especially not Governor Fairchild.
- Özellikle de Bakan Fairchild'ı.
I intend to see that Governor Fairchild stands trial for murder.
Bakanala cinayet duruşması İçin görüşecektim.
Where's Fairchild?
Fairchild nerede?
Fairchild.
Fairchild!
Fairchild.
Fairchild! Fairchild!
THANK YOU, JULIUS.
Fairchild var. - O herifte kim?
- THERE'S FAIRCHILD.
Lois Fairchild.
LOIS FAIRCHILD, SOCIETY SECTION.
Toplum ha? Her neyse.
WE'RE BOTH AS GOOD AS DEAD.
Fairchild efendim.
FAIRCHILD, SIR.
Beni çağırmışsınız.
- FAIRCHILD.
Otur bakalım.
YOU SENT FOR ME? OH. YEAH, YEAH.
Fairchild gözlerim üzerindeydi.
UH, ONE MORE THING, FAIRCHILD : I'M CERTAIN THE GOVERNMENT WILL GO TO UNBELIEVABLE LENGTHS
Eminim ki hükümet bunun gizli kalmadı için uğraşacaktır.
BYE, MR. DIXON. GOODBYE, MISS FAIRCHILD.
- Hoşçakalın Bayan Fairchild.
Dr. Fairchild, we only wanted him for routine questioning but he tried to outrun the detectives.
Dr. Fairchild, onu sadece rutin bir sorgulama için istedik ama o dedektiflerden kaçmaya çalıştı.
Maybe, Dr. Fairchild. But I believe he killed Robin Hammond.
Belki öyle Dr. Fairchild ama ben Robin Hammond'ı onun öldürdüğüne inanıyorum.
I'm Col. Jack Seamens, and I'm here to tell you about the good folks from Fairchild who make the A - 10 Tankbuster.
Ben Albay Jack Seamens, size Fairchild'daki dostlarımızın A - 10 Tanksavar'ından bahsedeceğim.
I hear you're handling the Fairchild Foods merger, and it may not go through.
Fairchild Yiyecekleri'nin birleşimiyle ilgilendiğini duydum ve bu gerçekleşmeyebilir.
Morgan Fairchild!
Morgan Fairchild.
I have talked to Morgan Fairchild on the telephone for an hour in my room.
Morgan Fairchild ile özel hattından bir saat konuştum.
You'll meet Mr. Fairchild, the managing director, and Dr Sinita Brahmachari,
Genel müdür Fairchild ile görüşeceksiniz ve Dr. Sinita Brahmachari ile.
Fairchild is gone, sir.
Fairchild üssü gitti, efendim.
He can see Fairchild's gone.
Fairchild'ın gittiğini biliyor.
FAIRCHILD, I'VE BEEN KEEPING MY EYE ON YOU.
Teşekkürler efendim.
GO TO IT. RIGHT AWAY, SIR.
Birşey daha var fairchild.
FAIRCHILD, FROM THE TIMES.
Bu domates konusu nedir. - Efendim? - Bak dostum bana salak numarası yapma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]