English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fajitas

Fajitas translate Turkish

47 parallel translation
Vegetarian fajitas and tofu croquettes.
Vejeteryan fajitaları ve japon kreması ile yapılmış kroketler.
The local Taco Bell was retraining laid-off auto workers... to assemble tacos and chicken fajitas.
Buradaki Taco Bell, işlerinden atılan otomotiv işçilerine tako ve tavuklu fajita "montajının" inceliklerini öğretiyordu.
I'll even buy you some fajitas.
Hatta yanında da biraz fajita alabilirim.
Oh, fajitas.
Fajita!
I think they're eating fajitas.
Meksika yemeği yiyorlarmış.
Heh heh heh! So, can I get you gentlemen something more to drink... or maybe something to nibble on... some pizza shooters, shrimp poppers, or extreme fajitas?
Beyler, biraz daha içecek alır mısınız... ya da atıştıracak birşeyler- - mini pizzalar, karides cipsi, ya da fajita?
The only thing weird would be if someone didn't like Mexican food because I'm making fajitas!
Eğer aranızdan biri Meksika yemeği sevmezse garip olur esas çünkü fajita yapacağım!
I do like fajitas.
Fajitaya bayılırım.
And when are the fajitas gonna be ready?
Ve fajitalar ne zaman hazır olacak?
My fajitas!
Fajitalarım!
Fajitas!
Fajitalar!
- When did you have the fajitas?
- Fajitaları ne zaman aldınız?
No, last Thursday night was fajitas night.
Hayır. Geçen perşembe özel yemek gecesiydi.
Fajitas are served.
Fajitalar hazır.
Fajitas?
Fajita mı?
¡ Apúrate con esas fajitas!
¡ Apúrate con esas fajitas!
It was fajitas, fajitas, fajitas. And then you finally took him and he got scared of that sizzling plate and that was the end of fajitas.
Nihayet onu fajitas yemeye götürdüğünde fokurdayârak gelen tabaktan korktu ve konu orada kapandı.
I'm making fajitas.
Meksika yemeği pişireceğim.
I'll be back in time for fajitas.
Meksika yemeği için vaktinde dönerim.
Welcome to Shenanigans, home of the world-famous Blarney Stone fajitas.
Shenanigans'a hoşgeldiniz, dünyaca ünlü öpücük taşı yemeğinin mekanı.
I'm Marvin. Welcome to Shenanigans, home of the world famous Blarney Stone fajitas.
Shenanigans'a hoşgeldiniz dünyaca ünlü öpücük taşı yemeğinin mekanı.
You know what, I think I undersold the fajitas.
Biliyor musunt, Fajitasları ucuza satabilirim.
Who's up for fajitas?
Kim fajita ister?
Who ordered the whup-ass fajitas?
"Ağzımıza layık fajitaları kim ısmarladı?"
They've been talking about the Hideki Matsui Caliente Fajitas all week.
Hafta boyunca Hideki Matsui'nin * acılı fajitasından * bahsedip durdular.
And what about them beautiful fajitas and spicy frijoles that them Mexicans give us?
Hem şu Meksikalıların verdiği güzelim fajitalara ve baharatlı frijolelere ne olacak?
Oh, fajitas.
Dürüm.
Mexican... huh, Fajitas?
Meksika..., Dürüm?
- Fajitas!
! - Fajitas!
Mix that with the smell of like a dead cat and some fajitas and you've got what you call yourself a severely diminished libido.
Bunu kedi leşi gibi bir kokuyla birleştir. O zaman libidon bayağı bir düşüyor.
Okay, we've got fajitas with all the fixins, so you make your own.
Tamamdır, dürümlerimizle malzeme burada, kendi dürümünüzü yapın.
I'm thinking pancakes or fajitas.
- Boşa konuşuyorum.
Never mind. And, really, pancakes or fajitas?
Bu arada ciddi misin, krep ve salata mı?
Oh, Myke, I also love fajitas and cage fighting and bald women...
Myke, fajitaları, kafes dövüşlerini ve kel kadınları da seviyorum. Mesela Sinead O'Conner?
More cricket fajitas!
- Daha çok karıncalı dürüm!
And afterwards, we will feast like kings on Southwest Fajitas and Cajun shrimp!
Sonrasında da karnımızı fajita ve karidesle doldurup krallar gibi yiyeceğiz!
Tonight it's fajitas and taquitos with fresh guacamole.
Bu aksam fajita ve avokadolu taquitos var.
So I've made you, or at least tried to make... burritos and fajitas.
Bu yüzden sana fajita ve burrito yaptım. Ya da yapmayı denedim diyelim.
"'cause one of my kids wanted to learn how to make fajitas. "
"'çünkü bizim çocuklar fajita yapmayı öğrenmek istedi. "
- I'm gonna make you fajitas, Jody.
- Sana fajita yapacağım, Jody.
Well, the important thing is, he got his steak fajitas, and I fixed my karma.
Önemli olan o fajitasını yedi, ben de karmamla aramı düzelttim.
I'll watch it tonight while I eat my fajitas.
Bu gece fajita * yerken izlerim bunu.
It's chicken fajitas.
Bu, tavuklu fajita.
Looks like the fajitas.
Fajitaya benziyor.
To the fajitas.
Fajitalara.
It's just like the fajitas.
Reklamlarda görüp, sürekli fajitas isteyişini hatırlıyor musun? Fajitas gibi.
Mm, because, Nate, I like pancakes, and I like fajitas.
Çünkü, Nate, krep ve salata seviyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]