English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Farce

Farce translate Turkish

500 parallel translation
Just an asinine farce they dreamed up.
Sadece hayalini kurdukları bir saçmalık.
MABEL AT THE WHEEL Parte 1 Farce Comedy
FARS KOMEDİ BÖLÜM BİR
Part 2 Farce Comedy
İKİCİ BÖLÜM FARS KOMEDİ
- Today it is a farce.
- Bugün komedi.
No, I don't care to prolong this farce.
Hayır, bu komediyi uzatmaya niyetim yok.
It's a silly, stupid farce, and it's not funny.
Saçmalık, aptal bir maskaralık ve komik değil.
After that two-men-in-a-bedroom farce... I sort of imagined that when we left, he left.
Yatak odasında iki adam komedisinden sonra bizim ardımızdan o da gitmiştir sanıyordum.
What a farce!
İnanılmaz bir şey!
Corneille, this farce must stop at once!
Corneille, bu oyunu bir an önce kesin!
It's a farce.
Bu saçmalık.
I've never seen such a farce in a respectable house.
Böylesine saygın bir evde böyle maskaralık görmedim.
Are you going to stop this silly farce?
Bu saçma şeye devam edecek misin?
Do you believe that farce?
- Bu rivayete inanıyor musunuz?
The whole exercise'll be a farce
O kodu alırsanız tüm çalışmalar fasa fiso olacak.
Listen. Why don't you stop this farce and take us in!
Niçin bu saçmalığı kesip bizi tutuklamıyorsunuz!
I'm not trying to obstruct justice, but just as this young man says, this is a farce.
Adaleti engellemeye çalışmıyorum ancak bu genç adamın da dediği gibi bu bir saçmalık.
No, a slightly ribald farce.
Hayır, müstehcen bir fars.
No, a comedy, a farce.
Hayır, bir komedi, bir fars.
I'm not some character out of a farce.
Farsdan çıkmış bir karakter değilim.
But for my conscience sake I cannot witness what seems to me but a preconceived and shameful farce.
Bu gibi düzmece ve utanç verici bir maskaralığa şahit olmaya vicdanım el vermiyor.
This whole education thing is a farce when the moment of truth arrives.
İyi bir eğitim almak iş ararken daha iyi olanaklar sağlar. Tabii ki körler için değil.
Your Honor, I object to this farce.
Sayın Hakim, bu komediye itiraz ediyorum.
This is a farce... to ask us to vote... in the face of the kind of intimidation and pressure... that has been exerted in the past few weeks.
Bu bir komedi. Son haftalarda yaratılan gözdağı ve baskı karşısında oylama yapmamızı istemek bir komedi.
We rehearse the new farce tonight.
Bu akşam yeni farsı prova edeceğiz.
I was sick of this tiresome daily farce.
Usandırıcı gündelik saçmalıklardan bıkmıştım.
Elections are a farce.
Seçimler maskaralık.
In truth I am but a poor jester in this farce of dark shadows.
Gerçekte ben bu manasız karanlık gölgelerin içindeki zavallı bir soytarıdan başka bir şey değilim.
This is a ridiculous farce.
Gülünç bir komedi bu.
One's debut is a miserable farce!
İlk çıkışlar hep zavallı komedilere dönüşür!
But it's still a damned farce!
Yine de sulu bir komediye benziyor!
It was a farce.
Tam bir maskaralık tı.
You're not going to start last night's farce all over again, are you?
Dün geceki maskaralığa yeniden başlamayacaksınız, değil mi?
We're on the verge of a farce. A real farce.
Bugünü gerçekten de ucuz atlattık.
Now, is it a farce, or is it?
Sonuç mükemmel, değil mi?
The farce is over.
Bu maskaralık sona ersin!
The tragedy Jeanne thought she was in had become a farce.
Jeanne'ın içinde olduğunu düşündüğü trajedi komediye dönüşmüştü.
The farce is over.
komedi sona erdi.
But as a military operation, conceived and carried out, it was a farce.
Ama askeri bir harekat olarak tam bir komediydi.
- A farce?
- Komedi mi?
What a farce!
Bu ne maskaralık!
Before acting out our little farce, we bow to the audience.
- Küçük saçmalığımızı oynamadan önce, Seyircileri selamlayalaım.
This pistol-packing farce is becoming a sort of nuisance.
Bu silahlı gösteri artık can sıkmaya başladı.
Long enough for me to realise that our marriage is a farce, a mockery!
Evliliğimizin bir saçmalık olduğunu anlayacak kadar uzun süredir.
We'll put an end to this farce.
Bu saçmalık bitsin artık.
Well, you'll excuse me if I don't stay to watch the farce, won't you?
Kalıp bu müsamereyi izlemezsem sizin için bir mahzuru olmaz sanırım.
I've had enough of this silly farce.
Bu saçma şeye son verelim.
Loving, or not loving, the farce of life flies on... and nobody's interested in what happened in Act One.
Sevgi dolu ya da değil, hayatın saçmalığı devam ediyor,... ve kimse Birinci Sahne'de ne olduğuyla ilgilenmiyor.
" And I never saw a more enchanting farce
" Hele hiç unutamayacağım o eğlenceli anı
It's all a farce.
Hepsi bir saçmalık.
I didn't expect our dinner to turn into a farce.
Yemeğimizin komediye dönüşmesini beklemiyordum.
And tired too, of this farce we perform, you and I, for public consumption.
Halkın refahı için yer aldığımız bu komediden de sıkıldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]