English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Faring

Faring translate Turkish

107 parallel translation
I was looking at this knot Lestrade it's a Bowline, much favored by sea faring men.
Şu düğüme bakıyordum, Lestrade, gemici düğümü, denizcilerin çok sevdiği bir düğüm.
How are we faring?
Nasıl gidiyor?
How are you faring, madame?
Durumunuz nasıl, hanımefendi?
It looks like our sea faring man and our little hard luck lady are in deep trouble. Come on, goddamn it!
Gemicimizle sansız küçük hanımımızın başı epey belada gibi.
Within this galaxy are stars and worlds and, it may be, an enormous diversity of living things and intelligent beings and space faring civilizations.
Galaksideki bulunan yildizlar ve gezegenler arasinda, belki de tahmin edemeyecegimiz sayida, yasam, zeki varliklar ve uzayda seyahat edebilen uygarliklar mevcut olabilir.
At nights, I go around in disguise to see how my subjects are faring.
geceleri, maskeli dolaşıp neler olduğunu görmek için, olayları izliyorum.
Why won't you accept and understand... that the gentle, poetic, and tender... space-faring side of yourself wants you to reject... these feelings of revenge?
Niçin kabul edip, anlamıyorsun... nazik, şiirsel ve duyarlı... yanını reddeder ve kendini... intikam duygusuna kaptrırsın?
Mrs. Teale... if I happen to see your man, I'll tell him you're all faring well.
Bayan Teale... kocanızı görürsem, hepinizin çok iyi olduğunu söyleyeceğim.
See how my Storm Troopers are faring.
Fırtına Askerleri'me bakmaya geldim.
Wonder how that young man's faring.
O genç adamın nekadar geride olduğunu merak ediyormusun?
How are you faring?
Durumunuz nasıl?
Ikarra was once home to a highly advanced, space-faring society.
İkarra bir zamanlar uzayda dolaşan çok gelişmiş bir toplumun vatanıydı.
- This is Mr Faring, my attorney.
- Bu avukatım Bay Faring. - Merhaba.
This could be a viable alternative for space-faring Vulcans.
Derin uzay görevinde ki Vulkanlar'a uygulanabilir bir alternatif olabilir.
As a space-faring race dependent upon trade with other worlds... I'm sure you see the advantage in this.
Diğer ırklarla yaptığı ticarete bağımlı olan bir ırk olarak bunun avantajını görebileceğinizden eminim.
Some of them must have developed space-faring technology and left the planet.
Bazıları, uzak uzay yolculuğunda kendilerini geliştirerek gezegeni terk etmişler.
Ultimately, several space-faring civilizations evolved and colonized the entire sector.
En sonunda birkaç uzaylı uygarlık gelişerek, tüm bölgeyi sömürgeleştirdi.
How is Rebecca faring?
Rebecca'nın durumu nasıl?
And Rygel is faring not better.
Ve Rygel'da pek iyi değil.
How are the other divisions faring up North?
Diğer birlikler Kuzey'de ne durumdalar?
Trip tells me that Sluggo's not faring too well.
Trip Sluggo'nun durumunun iyiye gitmediğini söyledi.
We believe they are faring better than new team members in the past.
Şimdiye kadar yeni alınmış ekiplerden daha iyi olduklarına inanıyoruz.
How you faring with that, Doctor?
Bununla nasıl başedeceksin, Doctor?
How's he faring?
Durumu nasıl?
But tell me, how are we faring?
Ama söyle, nasıl gidiyoruz?
Too bad the rest of the city isn't faring as well as your shrine here.
Kentin çok kötü geri kalanı burada yanı sıra türbe faring değildir.
By the way, how are the students faring under this pressure?
Öğrenciler bu baskıyla nasıl başa çıkıyorlar?
If the boisei lead comfortable lives with mostly domestic concerns how are the other local apemen faring?
Boiseiler bu kadar rahat yaşarken diğer maymun türleri acaba nasıl besleniyorlar?
Now, let's see how I'm faring on the jumping box.
Bakalım hareketli kutucukta nasıl duruyorum.
So how are you and Jack faring with him out in the field today?
Peki, eee, senin ve Jack'in bugün sahada yaşadıklarınız ne durumda?
We can keep tabs on Baal's fleet, see how their battle with the replicators is faring, and get Tok'ra intelligence reports from our agents in the field.
Baal'in filosunu sürekli gözleyebilir, çoğalıcılarla yaptıkları savaşın nasıl gittiğini görebilir,..... aynı zamanda sahadaki ajanlarımızdan istihbarat raporları alabiliriz.
I'm not faring well on this trip down memory lane.
Hafızalarımıza yaptığımız bu geziden pek zevk almıyorum.
How ’ re you faring?
Nasılsın?
How are they faring?
Nasıllar sence?
Let's see how the folks back home are faring with our strip.
Hadi gel evdekilerin karikatürleri ne yaptığına bir bakalım.
How you guys faring?
Evdekilerin durumu nasıl?
I just wanted to see, how you were faring it.
Nasıl olduğunu görmek istedim.
Hey, how are you faring on your end?
Hey, sen nasıl düşünüyorsun?
- How are you faring with the Rimbaud? - I like him. I like that E. E. Cummings guy too.
ii biri E.E. Cummings de iyi dogum gunumuz ayni falan,
I'd like to know how the women you sleep with are faring
Yattığın diğer kadınların nasıl seviştiğini bilmek istiyorum.
How's he faring?
Listede kimler var?
To find the answers, we'll travel to the far reaches of the heartland to see how its traditional cultures and unique creatures are faring today.
Buna cevap bulabilmek ve bu ülkeye has hayvanların geleneksel kültürlerle uyum içinde nasıl yaşayabildiğini öğrenmek için ülkenin kalbinden çok uzaklara doğru yöneliyoruz.
Speaking of relationships, how are you faring with cyrus and eleanor?
İlişkilerden bahsetmişken, Eleanor ve Cyrus'la aran nasıl?
So, let's see how my burly-bottomed ball handlers are faring.
Öyleyse, görelim bakalım benim güçlü-altlı top tutucularım ne yapıyorlar.
And the dear pretty one, how is she faring in her delicate condition?
Ve şirin olan, bu nazik durumla nasıl başa çıkıyor?
- Our scholars in Rome aren't faring any better.
Roma'daki bilgeler de daha iyi durumda değiller.
How's she faring?
Nerede tutuluyor?
Elsewhere, my friends were faring no better.
Ama diğer yandan, arkadaşlarım da çok iyi durumda değillerdi.
Charon has a job of faring souls from one side of the world, the world of the living, to the other side of the river Styx, which is the world of the underworld proper, or the world of the dead.
Charon'un işi dünyanın bir tarafından, yani yaşayanların dünyasından Styx nehrinin diğer kıyısına, yani yeraltı dünyasına, daha doğrusu ölüler diyarına geçmek isteyen ruhlardan geçiş parası almaktı.
She seems to be faring well at the helm of the mighty Empire?
Ayrıca oteli de iyi idare ediyor gibi görünüyor.
How is Urabe faring?
Urabe'nin cephane durumu nedir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]