English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Faucets

Faucets translate Turkish

93 parallel translation
A mediocre engineer working in sewers, drainpipes, faucets!
Kanalizasyonlarda, pis su borularıyla, musluklarla çalışan vasat bir mühendis!
Mow the lawn, fix leaky faucets, paint fences and read a few detective stories in the bathtub.
Çimleri biçmek, sızdıran muslukları onarmak, çitleri boyamak ve küvette birkaç tane polisiye roman okumak istiyorum.
- Like two faucets.
- İki çeşme gibi.
The faucets.
Musluklar.
Even on the faucets of the shower.
Banyo musluklarında bile.
On faucets, glasses and handles there were no prints of yours.
Musluklarda, kapı kollarında ve bardaklarda hiç parmak izin yoktu.
They promised us water at the other end, water faucets
Yolun ilersinde bize su vaad ettiler
Nothing comes out of the faucets, yet the basement is flooded.
Musluklar akmıyor. Ama nasıl olduysa bodrumu su basmış.
Where are the faucets?
Musluklar nerede?
Now, when you're grown, you can fix the faucets for your wife.
Artık sende büyüdüğün zaman karın için muslukları tamir edebilirsin.
They want new roads, new sewage systems... for cleaner water for their shiny new faucets.
Yeni yollar, daha temiz su ve parlak, yeni muslukları için... yeni kanalizasyon sistemleri istiyorlar.
You know, it has ballerina faucets and a bidet.
Balerinden muslukları ve bidesi var.
Nothing will change, except for now my faucets will work.
Hiçbir şey değişmeyecek. Sadece musluklarım çalışacak.
It has a chimney, an enormous oven and also two faucets of water.
Bir ocak, büyük bir fırın ve iki çeşmesi var.
Jane, take all your busy-bees and clear out of here... or I am going to turn on all the faucets... and flood this house, do you hear me?
İnanılmaz! Sen var ya Fleischman... Klasik.
That we couldn't drink out of our faucets that we'd have to buy water out of bottles.
Musluklarımızdan su içemeyeceğimize... şişeyle su almamız gerekeceğine inanır mıydık?
So, goodbye leaking faucets, goodbye soap dispenser... that never had soap in it, goodbye too hot radiator.
Yani, hoşçakal damlayan musluk hoşçakal içinde hiçbir zaman... sabun olmayan sabunluk, sana da hoşçakal sıcak kalorifer.
Every morning in this city, 8 million people wake up, turn on their faucets, they want to see clean, fresh water coming out of there.
Bu şehirde 8 milyon insan sabah kalkıp musluklarını açtıklarında temiz ve yumuşak suyun akmasını istiyorlar.
Gay houses usually sell real quickly... because of the recessed lighting and the good faucets.
Homoların evleri temiz ve bakımlı olduğu için çabuk satılır.
That explains why blood was pouring from all my faucets this morning.
Demek o yüzden bugün bütün musluklardan kan akıyordu.
I was blinded by the faucets.
Musluklar tarafından kör edildim.
Silver nickel under counter sinks, handmade faucets, multiple showerheads.
Gümüş nikel kaplama tezgah el yapımı musluklar çoklu duş başlıkları.
- Did you run the faucets?
- Muslukları açık bıraktın mı?
That first year of marriage, if you had to go to the bathroom you shut the door, lock it, turn the faucets on, turn the shower on.
Evliliğin o ilk yılında, tuvalete gittiğinizde.. ... kapıyı kapatır, kilitlersiniz, musluğu açarsınız, duşu açarsınız.
faucets are boken lights go out
Kırık musluklar, yanmayan ışıklar...
It's calculating all these dripping faucets and buckets, and trains that are always running late.
Sorun damlayan şu musluklar ve kovalar ve sürekli geç kalan trenlerin hesapları.
I had to pick up hinges and doorknobs and faucets.
Menteşe, kapı kulpu ve almam gerekiyordu. Tanrım.
Jimmy, can we get silver faucets?
- Jimmy, bizim de gümüş musluklarımız olsun mu?
The main faucets must be closed.
- Ana hat kapalı olmalı.
Let's open all the faucets, come on!
Haydi bütün muslukları açalım.
I replaced several shingles on the roof changed the washers in the faucets, and weather-stripped the windows.
Çatıdaki bir kaç kiremidi değiştirdim musluk contalarını değiştirdim, pencereleri yalıttım.
It's a plumber I hired to fix the faucets. On my own.
Muslukları tamir etmesi için parasını kendi ödediğim tesisatçı.
We got plumbing to barbeques, bathtubs to drywall, faucets to French doors. We have it here.
Barbekü altlığından kuru duvarlar için banyo küvetine ve Fransız kapı kollarına kadar her şey bu mağazada.
I have some 19th century faucets, but that's about it.
Bir tek 19. yüzyıldan kalma bir musluğum var
Yes, one who specializes in imaginary drips and phantom spurting faucets.
Evet, hayali damlalar ve garip şekilde su fışkırtan musluklardan anlayan biri.
I had to stop some leaky faucets.
- Sızan bazı muslukları durdurmalıydım.
We've had water from the faucets turn on and off unexplainably.
Açıklayamadığımız bir şekilde musluk açılıp kapandı.
This includes faucets, sinks, and mirrors.
Buna musluklar, lavabo ve aynalar da dahil.
You know how to fix faucets?
Musluk tamir etmesini biliyor musun?
But remember how the faucets leaked, and the refrigerator made that sound, and the oven didn't have temperatures?
Musluklar damlatırdı, buzdolabından garip sesler gelirdi, fırın bir türlü ısınmazdı.
Speaking of which, your faucets, they fixed, I added a few washers, presto, good to go.
Daha konuşmak gerekirse, senin muslukların, onlar onarıldı, Daha iyi contalar takıldı iyisinden.
- What do you know about faucets?
- Musluklarla ilgili ne biliyorsun?
Arab people with cash flowing out of their water faucets.
Arapların çeşmelerinden para akıyor sana öyle söyleyeyim.
And I checked the faucets, and the water's running.
Ve muslukları kontrol ettim, sular da akıyor.
Your sons'blood vessels are like tiny faucets with only so much blood to lose.
Oğullarınızın kan damarları küçücük musluklar gibi ancak kaybedilecek çok kan var.
Now, if we can turn off the faucets, we can keep your sons from bleeding.
Muslukları kapatabilirsek oğullarınızı kan kaybından koruyabiliriz.
Should we open all faucets or just one?
Tüm muslukları açmalı mıyız yoksa biri yeter mi?
So we need all three faucets?
Üç musluğu da açmak zorunda mıyız?
I do not know what happens to you, Jane. Close But faucets and you go back, okay? More thing that I want is another irregularity.
Babasının her zaman onunla olduğunu her zaman onu seveceğini ve büyüdükçe babasını unutmaması için dua edeceğimi söylüyorum.
You pass my Cheerios... and I'll give you back your team of losers and snot faucets.
Cheerios'larımı geri ver, ben de sana zavallı ve sümüklü takımını geri vereyim.
But look at those faucets.
Musluklara bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]