English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Faults

Faults translate Turkish

632 parallel translation
DEWEY : When George was studying the great 1964 Alaskan earthquake, we knew at that stage already that movements of the Earth's crust and shaking of the Earth's crust through earthquakes were linked with the big structures in the crust we call faults.
George büyük 1964 Alaska depremini incelerken o aşamada dahi, Dünya'nın kabuğunun hareketlerini ve Dünya'nın kabuğunun depremler yoluyla sarsılmasının kabuktaki, bizim fay dediğimiz büyük yapılarla bağlantılı olduğunu biliyorduk.
Believe me, these faults will be corrected.
İnanın bana, bu kötü özellikler düzelecek.
Because i recognized your faults.
Çünkü senden kopmaya gücüm yetmiyor.
I think real love should be blind to faults, and I see yours clear as day.
Bence gerçek aşk bütün hatalara kör olmalı, ama ben seninkileri apaçık görüyorum.
Never mind, darling. I've always loved you, despite your faults.
Boşver canım, seni her zaman sevdim, hatalarına rağmen.
- What? Well, he may have had his faults...
Evet birçok hatası vardı ama... en azından kumarda kazanıyordu!
I have my faults, like all men.
Her erkek gibi benim de kusurlarım var.
Sound of skin and skeleton and free from faults and faculties.
Bir deri bir kemik, işe yaramaz.
Except to other people's faults.
Başkalarının hatalarına değil tabii.
Perhaps my faults might have been overlooked had I concealed my struggles and flattered you that no doubt of my course had ever entered my mind.
Eğer sadece sizi unutamadığımı söyleyerek... gururunuzu okşasam ve geri kalan düşüncelerimi... gizleseydim yaptığım hatalar görmezden gelinebilirdi.
Miles had his faults like any of us, but he must've had some good points, too.
Hepimiz gibi Miles'in da hatalari vardi, ama iyi taraflari da vardi herhalde.
Honey, with all your faults I love you still
Canım, bütün hatalarına rağmen seni seviyorum
I know his faults.
Onun hatalarını biliyorum.
Her story should hurt us deeply, because in spite of her faults, being a sinner and what not, she has been judged by God.
Hikâyesi hepimizi derinden yaralamalı çünkü bir günahkâr olarak hatalarına rağmen onu Tanrı yargılayacak.
Sure, I know I've got lots of faults, but being in love with you isn't one of them, is it?
Elbette, birçok hatam oldu. Ama sana aşık olmak onlardan birisi değildi, değil mi?
There are faults on both sides, Phile.
İki tarafın da hataları var, Phile.
The other motive is the great love the general people bear him, who, dipping all his faults in their affections, convert his sins to graces.
İkinci nedense, halkın büyük bir coşkuyla onu sevmesi. Bu sevgi silip süpürebilir bütün suçlarını.
Why's it so easy to overlook faults in yourself, but not in others?
İnsan kendi hatalarını hoş görür de, neden diğerlerininkine katlanamaz?
YOU HAVE FAULTS AND WEAKNESSES.
Seninde hataların ve zaafların var.
Our hidden faults poison the air others breathe.
Gizli hatalarımız, diğerlerinin soluduğu havayı zehirliyor.
That was one of our faults.
Hatalarimizdan biri de buydu.
I know I have my faults...
Suçun bende olduğunu biliyorum...
I'm sure we all appreciate having our little faults and weaknesses pointed out to us, sir.
Eminim hepimiz, zayıflıklarımıza ve hatalarımıza... dikkat çekmenizden dersler çıkardık, efendim.
And I also know that whatever your faults are, you're still an Army man.
Ve hataların ne olursa olsun, şunuda biliyorum... sen hala ordu mensubusun.
"He who does not love the faults of his loved one does not love at all."
"Eğer kişi sevdiğini hatalarıyla sevmiyorsa hiç sevmemiş demektir."
That's always been one of my great faults.
Bu en büyük hatalarımdan biri olmuştur.
He had many faults, but it is a sad, sad blow.
Pek çok kusuru vardı ama bu acı, çok acı bir kayıp oldu.
You always look for leaders, strong men without faults.
Hep lider peşinde koştunuz, kuvvetli, hatasız adamların.
He admitted his faults, but you have a few, too... and he understands them perfectly.
Kendi hatalarını kabul ediyor, Lakin seninde birkaç hatan var... ve onları anlayışla karşılıyor.
Homer always had a husband's faults.
Kocamken hep evli erkeklerin hatalarından yapardı.
Those that have known the earth so full of faults.
Böylesine suç dolu bir yeryüzü görenler.
- I do not like your faults.
- Kusurlarını sevmiyorum.
A friendly eye could never see such faults.
Bir dost gözü kusur görmez dostunda.
Hated by one he loves, braved by his brother, checked like a bondman, all his faults observed, set in a notebook, learned and conned by rote to cast into my teeth.
Sevdiği sevmez, kardeşi üstüne yürür oldu. Bir köle gibi azarlanır oldu Cassius. Bütün kusurları göze batıyor defterlere yazılıp ezberleniyor suratına çalınmak için.
Pan has his faults, to be sure.
Peter'ın hataları var, elbette.
And we'll train these men in such a manner as to overcome faults in the equipment.
Ve bu adamları öyle bir eğiteceğiz ki aletlerdeki aksaklıkları çözecekler.
Today we'll pinpoint some of your faults in grammar.
Bugün bazı gramer hataları üzerinde duracağız.
It's no excuse for her faults.
Hatalarına gerekçe olamaz bu.
Glad that you understand. I'm not talking about technical faults.
Konuşacak ne kaldı?
I have plenty of faults, but I'm faithful.
Pek çok hatam var, ama sadığım.
We all have faults
Hepimizin hataları oldu.
I see them as ordinary faults.
Bense sıradan hatalar olarak görüyorum.
It's very generous to overlook his little faults, like raping other men's wives.
Ne kadar anlayışlısınız, tecavüz gibi ufak kusurlarını görmezden geliyorsunuz.
In order to come into closer union with our Lord... you will be submitted to exercises and tests... which are designed to root out your faults... curb your passions... and prepare you for acquiring the virtues and grace.
Tanrı'ya yakın olabilmek için... hatalarınızın kökünü kazımak, tutkularınıza gem vurmak... ve sizi erdem ve rahmet kazanmaya hazırlamak için tasarlanmış... test ve uygulamalara... tabi tutulacaksınız.
We will pay particular attention to the removal of faults... the control of passions, and the acquiring of virtue... so that you may be born again in Christ.
Hataların bertaraf edilmesine, tutkuların kontrol edilmesine... ve İsa'da yeniden doğmak için erdem kazanmaya... özel dikkat göstereceğiz.
From now on, in addition to writing in your notebooks... you will once a week... proclaim before your sisters your external faults against the Rule.
Şu andan itibaren, defterlerinize yazmanın yanı sıra... haftada bir kez... Kural'a karşı yanlışlarınızı, rahibelerinizin önünde beyan edeceksiniz.
They are always such glaring faults.
Hep göze batan hatalar yaptım.
My child, I don't underestimate for a moment the seriousness of your faults.
Evladım, hatalarının ciddiyetini bir an olsun azımsayamam.
And this is only one of my faults.
Hatalarımdan biri de bu.
lgnoring your faults!
Hatalarını görmezden geliyorsun!
Miss Olympia Thor-Felsenegg has completed this round... with no penalties or faults.
Bayan Olympia Thor-Felsenegg bu turu cezasız ve... hatasız tamamladı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]