English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fawning

Fawning translate Turkish

124 parallel translation
I mean sweet words, low-crooked courtesies and base spaniel fawning.
Doğru yoldan saptırabilir miyim ben budalaları baştan çıkaran şeylerle tatlı diller, iki büklüm bellerle, aşağılık köpek yaltaklanmalarıyla?
Everyone fawning all over him, even Mr. Sloan.
Herkes ona yağ çekiyor, Bay Sloan bile.
All the fawning ceases.
Yağlı kibarlığı kayboluyor.
Fifth brother, you fawning sycophant
5.ci kardeş, seni yağcı dalkavuk!
Yes, you are, just fawning over him.
Evet, çalışıyorsun, resmen yaltaklanıyorsun.
If you say I'm fawning over him, I'll hit you!
Eğer bir daha ona yaltaklanıp durduğumu söylersen, basarım tokadı!
Fawning!
Yaltaklanıyorsun!
You are fawning! Fawning!
Yaltaklanıyorsun işte!
The fawning, greased, obsequious leer.
Yaltakçılık, yağcılık ve dalkavukça kuyruk sallamak.
And I do not appreciate your fawning.
Ve benim de sizin yılışık halleriniz hiç hoşuma gitmiyor.
Well : you're fawning.
Yaltaklanıyorsun! Yaltaklanıyorsun işte! Var mı!
Everybody knows that J.B. liked to surround himself with fawning admirers.
Bekledim ve fark ettim ki. Kımıldamıyordu.
"And I myself crawled over " To beg fawning and dog-like
Ve köpek gibi yalvarmak için... yerlerde sürünmüştüm.
Brad, stop fawning all over Chris.
Brad, Chris'e sarkmayı bırak.
The dog, silent like his master, was friendly without fawning.
Sahibi gibi sessiz olan köpek sırnaşmadan cana yakın davranıyordu.
Emory, Say something weak and fawning.
Emory, yağcılığa başla haydi.
The gag. Women fawning, googly-eyes. You play dumb.
Sana sulananlar, senin aptala yatman.
How the devil can you dream of fawning on me?
Bana yaltaklanmayı nasıl düşünebildin?
I mean, anyone who talks to a female with fawning respect is no ferengi.
Kadınlarla yaltaklanarak konuşan biri Ferengi olamaz.
No, let the candied tongue lick absurd pomp and crook the pregnant hinges of the knee where thrift may follow fawning.
Bırak, haşmetli budalaların pabucunu yalasın dalkavuk dilleri ayak öpmenin çıkar sağladığı yerde çözülsün dizlerin gevşek bağları
While the whole of society's fawning over girls-on-girls, here I sit, a reviled gay man.
Toplum kızların kızlarla olmasına bayılırken ben lanetlenmiş homoyum.
I thought we would limit it to 3 because we don't need too much fawning and...
Yaltaklanmak gereksiz diye 3 kişiyle sınırlayacaktık ve...
I've seen you at school dances. It's like The Three Faces of Eve. You turn into this simpering, fawning...
ARK yarın gece derslerden sonra toplanacak.
'Cause for all the fawning that went over the English bands in S.L. C... those fuckin'English chaps could only say shit about us Americans.
Çünkü S.L.C nin üstüne düşmüş İngiliz şarkıları yüzünden... Bu lanet İngiliz şarkıları Amerikalılar için bir bok söylemiyor.
Your picture's in the paper. She'll be fawning all over you.
Peter, çıkart o kemeri!
Well... I hope that doesn't sound too fawning.
Umarım yalakalık gibi gelmez.
Fawning is just fine. Fawning is fun.
- Yalakalık kötü değil, eğlencelidir.
What is your problem? You're fawning all over my boyfriend.
- O yapıştığın benim sevgilim ve bundan hoşlanmıyorum.
FAWNING OVER HIM AND MAKING GOO-GOO TALK.
Her saniye hatta... Böyle düşünmeye devam et, saçlarına erkenden aklar düşecek.
My word. Cease your fawning and let us discuss the fox hunt.
Eric, yalakalık yapmayı bırak da tilki avını tartışalım.
Which one of these luscious, fawning chicks will it be?
İçlerinden hangi lezzetli, yollu pilici seçeceksin?
Everyone in the department has been fawning over her, laughing at her jokes, getting her coffee.
Bölümde ki herkes etrafında pervane oluyor, - esprilerine gülüyor, kahve getiriyor.
The husband is fawning over his guest.
Koca misafirine yaltaklanıyor.
How like a fawning publican he looks.
Çok saygın bir vatandaşa benziyor.
Don't get me wrong, I'm not fawning on you.
Haksızlık etme, sana yaltaklanmıyorum.
Sitting on a throne ruling the universe, all you human garbage fawning at his feet?
Bir tahta oturup evrene mi hükmediyor dersin? Sizin gibi tüm insan çöplüğü onun ayaklarına mı kapanıyor?
The longing looks, the disgusting, obvious fawning.
Hasret dolu bakışlar, iğrenç, açık seçik yağcılık.
She's fawning all over that guy like he's some superhero.
Adama bir süper kahraman muamelesi yapıyor.
No fawning.
Yağ çekmene gerek yok.
It means quit fawning over the man and keep your mouth closed.
Adama yağ çekmeyi kes ve çeneni kapalı tut demek oluyor.
Because you didn't. Just because some art scene fairy - Just because some art scene fairy - who probably admired my ass a lot more than my work - who probably admired my ass a lot more than my work - decides to write a fawning review, decides to write a fawning review,
Sırf, muhtemelen kıçımı çalışmalarımdan daha çok beğenen sanat eleştirmeni bir gay yağ çeken bir eleştiri yazdı diye, çantamı toplayıp ilk otobüse atlayacak değilim.
ME WHEELING YOU AROUND, EVERYONE FAWNING ALL OVER YOU.
Seni her yere götürüyorum, herkes yaltaklanıyor.
While everyone else was fawning over the ring, you made one final adjustment.
Herkes yüzük için yalakalık yaparken Son bir ayarlama yaptın.
- Just all that lot. All, ooh, fawning all over you.
İnsanların üstüne çökmesi yüzünden.
Now we'll open the floor to fawning praise and obvious questions.
Şimdi güzel övgülerinizi ve sorularınızı alacağız.
You should be fawning all over me, considering I just single-handedly cleaned up your mess, right?
Tek elle senin pisliğini temizlediğimi düşünürsek çevremde kuyruk sallıyor olmalısın, değil mi?
We were like lovers, roughhousing and fawning.
Gürültücü, yalaka aşıklar gibiydik.
Ah... I wonder which of his fawning grad students the old goat is fucking this time.
Acaba o yaşlı keçi şimdi hangi üniversite öğrencisiyle yatıyor.
I'm telling you, he's gonna have these rally girls fawning all over him until spring, okay?
Sana söylüyorum, bahara kadar, refakatçi kızlar etrafında pervane olacaklar, anladın mı?
doesn't mean I should pack my bags and grab the next Greyhound. He could've admired your ass without writing a fawning review.
Kıçını, yağ çeken bir eleştiri yazmadan da beğenebilir.
He could've admired your ass without writing a fawning review. And you have never been on a Greyhound in your life.
Ayrıca hayatın boyunca hiç şehirler arası otobüse binmedin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]