English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fearful

Fearful translate Turkish

531 parallel translation
"A fearful storm blew up"
"Kuvvetli bi fırtına koptu"
That's a fearful price.
Ama bu çok korkutucu bir fiyat.
- Frightened of thunder, fearful of the dark.
- Gök gürültüsü ürkütür, karanlık korkutur.
The cunning of Frankenstein in his mountain laboratory, picking dead men apart and building up a human monster so fearful and so horrible that only a half-crazed brain could have devised.
Frankenstein'ın dağ laboratuvarındaki becerileri ölü insanları parçalayıp, sadece yarı çılgın bir beynin yaratabileceği kadar korkutucu ve dehşetengiz bir canavar oluşturmak.
It's a fearful thing to send a man's soul to perdition... but I am bound by my conscience... and my love of my king to deal out justice.
Bir adamın ruhunu cehennem azabına çevirmek korkunç bir şeydir ama ben vicdan sahibiyim. Ayrıca kralıma olan sevgim ve adalet kıyaslanacak şeyler değiller.
I, myself, unable to keep pace with his mental quirks and fearful of assault, turned down an opportunity to represent him as his attorney.
Şahsen, onun akıldışılıkları ve de saldırıya uğrama korkusu yüzünden onun avukatlığını yapma fırsatını reddettim.
I feel fearful
Ama... Korkuyorum.
It is a fearful truth.
Korkunç bir gerçek.
"I'm leaving ship to overtake him, as fearful of his condition."
" Durumundan endişeliyim, onu yakalamak için gemiden iniyorum.
It is indeed a fearful place.
Gerçekten de korku verici bir yer.
Fearful lot of stuff piled up while Maxim was away.
Maxim'in yokluğunda korkunç iş birikmişti.
We've got a fearful climb ahead of us, Colonel.
Önümüzde korkunç bir tırmanış var, Albay.
" I am surrounded by fearful odds...
" Tuhaf korkularla sarıldı...
I knowed you'd hate it fearful.
Onun korkunç halinden nefret ettiğini biliyordum.
It's fearful!
O korkutucuydu!
"What immortal hand or eye Could frame thy fearful symmetry?"
"Hangi ölümlü, el ya da göz, eder senin korku veren endamına kötü söz?"
And then it started like a guilty thing upon a fearful summons.
Ve ürperdi sanki, bir suçlu gibi korktuğu bir çağrıyı duymuş gibi.
The sentimental and fearful can always look for consolidation in church.
Korkak ve duygusal olan çareyi kilisede arar.
Thomas is another kind. He is more fearful.
Thomas da fazla korkakmış.
"And see only distress and darkness and fearful gloom... and they will be thrust into utter darkness."
"Ne var ki büyük ızdıraplar ve korkunç elemle zifiri karanlıklara gömülmüş olacaklar."
I am fearful when I see people substituting fear for reason.
İnsanların, sebep yerine korkuyu kullandıklarını görünce, ben de korkuyorum.
To please me, you're ready to face this fearful ordeal?
Beni memnun etmek için bu korkunç sıkıntıya katlanmaya hazır mısın?
I have a fearful temper.
Korkunç bir öfkem vardır.
I have the most fearful headache.
Başım çok kötü ağrıyor.
"Why are ye fearful, oh ye of little faith?"
'Neden korkuyorsunuz ey kıt imanlılar? '
That fearful sound had been the death cry of our poor ship
O korku dolu ses geminin ölüm ağlayışı olmuştu.
And his devastating force posed a fearful threat.
Kalk ve ışılda Uyuyan güzel. - Hadi.
A woman's heart is more fearful than a pistol.
A woman's heart is more fearful than a pistol.
He was fearful something had happened to his gold.
O altınlarından ötürü korkulan bir oldu.
I was fearful something had happened to you.
Benim korkum sana bir şey olmasından.
Grim-visaged war has smoothed his wrinkled front. And now, instead of mounting barbed steeds... - to fright the souls of fearful adversaries...
Sert bakışlı savaşın yüzü yumuşadı, zırhlı atların sırtına binip askerlerin ödünü patlatmayı bıraktı.
But I will plan a pitchy day for thee... and I will buzz abroad such prophecies... that Edward shall be fearful ofhis life.
Ama ben sana kapkara bir gelecek hazırlıyorum. Etrafa öyle söylentiler yayacağım ki Edward hayatının tehlikede olduğunu sanacak.
Thence we looked towards England... and cited up a thousand fearful times... during the wars of York and Lancaster that had befallen us.
Oradan İngiltere'ye bakıyoruz, York-Lancaster savaşları sırasında başımızdan geçen binlerce hazin olayı anıyoruz.
Methought I saw a thousand fearful wrecks... 10,000 men that fishes gnawed upon... wedges of gold, great anchors, heaps of pearl... inestimable stones, unvalued jewels... all scattered at the bottom of the sea.
Binlerce ürkütücü gemi enkazı görüyorum, etleri balıklar tarafından didiklenmiş on binlerce insan görüyorum. Külçe külçe altın, pahalı kolyeler, öbek öbek inciler, değerli taşlar, paha biçilmez mücevherler görüyorum, hepsi denizin dibine saçılmış.
Oh, let me think on Hastings... and be gone to Richmond while my fearful head is on.
Ama Hastings'i de unutmamalı. İyisi mi korku dolu kellem hâlâ yerindeyken bir an önce kaçıp Richmond'a sığınayım.
The leisure and the fearful time cuts off the ceremonious vows of love... which so long sundered friends should dwell upon.
Birbirimizi görmeyeli çok oldu ama, bu korkunç dönemde ne sevgimizi anlatmaya ne de tatlı tatlı konuşmaya vakit var.
O Ratcliffe, I have dreamed a fearful dream.
Hiç sorma Ratcliffe, çok korkulu bir rüya gördüm.
He's a bit fearful, but charming.
Sen korkunca bayağı şirin oluyorsun.
- A fearful creature.
O korkunç bir yaratık.
But, unlike normal death, no peace manifests itself for they enter into the fearful state of the undead.
Ama normal bir ölümün aksine, huzura kavuşulmaz... çünkü kurban ölemeyenlerin o korkunç durumuna düşer.
So fearful, and yet why is it I'm not afraid anymore?
Çok korkunç, ama yine de neden artık korkmuyorum?
Then she can undo this fearful curse?
Yani bu korkunç laneti ortadan kaldırabilir mi?
But King Stefan, still fearful of his daughter's life, did then and there decree that every spinning wheel in the kingdom... should on that very day be burned.
Fakat Kral Stefan, yine de kızının hayatı için endişeleniyordu, bu nedenle krallıktaki tüm çıkrıkların yakılmasını emretti.
Finally, you stand before a fearful mountain
Nihayet, korkunç bir dağın Karşısında buluyorsun kendini
Brother jerome was fearful you might lose your way.
kardeş Jerome sizin yolunuzu kaybetmenizden korkuyordu.
There is something about him I cannot help at sense kind of fearful tension that...
Onda bir türlü görmezden gelemediğim, bir şeyler var nasıl desem, sanki içini yiyen korkunç bir gerilim...
- I'm not the fearful type
- Korkak bir tip değilim ben.
What a fearful way to die.
Ne korkunç bir ölüm şekli.
Then a fearful thing happened.
Sonra korkunç bir şey gerçekleşti.
What's all that fearful caterwauling in the kitchen?
Mutfaktaki bu gürültünün sebebi de ne?
We are fearful of the consequences.
Olabileceklerden korkuyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]