Felicia translate Turkish
898 parallel translation
Sister Anna, Sister Felicia, this is Mr. Caldwell.
Rahibe Anna, Rahibe Felicia, bu, Bay Caldwell.
Felicia Green.
Felicia Green.
Thanks, Felicia.
Teşekkürler, Felicia.
Look, Felicia, we're both in the same boat.
Bak, Felicia, ikimiz de aynı teknedeyiz.
I mean, I may not be the finest guy to end your days with, but look, Felicia...
Yani, günlerini sona erdireceğin en güzel kişi olmayabilirim, fakat bak, Felicia...
Felicia- -
Felicia- -
- Felicia?
- Felicia?
Felicia Vabar, a member of an enemy spy apparat, had one of the couriers intercepted and the overlay he was carrying stolen.
Düşman bir casusluk örgütü üyelerinden Felicia Vabar kuryelerden birinin yolunu keserek kuryenin taşıdığı parçayı çaldı.
The second overlay, which Felicia Vabar is still after, is kept right here.
Felicia Vabar'ın peşinde olduğu ikinci parça burada muhafaza ediliyor.
Now, Felicia will arrive with her people at precisely 10 : 30.
Felicia yanındakilerle tam 10 : 30'da gelecek.
The overlay this one fired out of the vault room is the same one Felicia Vabar is so desperate to get.
Parçanın kasa dairesi dışına çıkarılış şekli Felicia Vabar'ın gözükara planının aynısı.
Felicia?
Felicia?
Felicia, are you there?
Felicia, orada mısın?
Felicia.
Felicia.
Bye, Felicia.
- Hoşçakal Felicia.
THE THOUSAND AND ONE PERVERSIONS OF FELICIA
FELICİA'NIN BİNBİR SAPIKLIĞI
I think it was pretty odd to name her daughter Felicia.
Onun kızına Felicia ismini koyması çok garip.
Felicia...
Felicia...
Felicia!
Felicia!
What about Felicia?
Felicia olabilir mi?
Felicia?
Felicia'mı?
Felicia has no interest in what we do.
Felicia'nın bizimle ne ilgisi olabilir ki?
That Felicia, she's really a case!
Şu Felicia, kız gerçekten garip!
But as long as Felicia is here, I don't think I can concentrate on it, Pierre.
Ama Felicia burada olduğu sürece, bu işlere konsantre olacağımı sanmıyorum, Pierre.
- What are you doing, Felicia?
- Ne yapıyorsun, Felicia?
- Felicia, the bread please.
- Felicia, ekmeği uzat, lütfen.
Felicia, if you please...
Felicia, lütfen....
- Felicia... my darling?
- Felicia... tatlım?
Looking at those pictures, I got the feeling that Felicia is in love with you.
Resimlere bakarken, Felicia ile yattığınıza dair bir his oluştu bende.
Where's Felicia?
Felicia nerede?
Felicia's only staying three weeks.
Felicia sadece üç haftadır burada.
- Why of course, Felicia.
- Elbette, Felicia.
When did you start drinking straight from the bottle, Felicia?
Ne zamandan beri şişeyi kafaya dikmeye başladın, Felicia?
Did it go well with Felicia?
Felicia ile iyi miydiniz bugün?
Not poison, like the one Felicia made this morning.
Zehirsiz, Felicia bu sabah kendi elleriyle yaptı.
What did Felicia tell you now?
Felicia sana ne anlattı?
Felicia isn't ready yet.
Felicia henüz hazır değil.
Come on, Felicia.
Hadi, Felicia!
- That's enough, Felicia!
- Bu kadar yeter, Felicia!
- Felicia, you're...
- Felicia, sen tam bir...
Between Felicia and me!
Felicia ile aramızda!
- What's this, Felicia?
- Bu ne Felicia?
Oh, Felicia... my darling.
Oh, Felicia, aşkım.
- And Felicia?
- Ya Felicia?
- Is he eating you, Felicia?
- Seni yalayabilir miyim, Felicia?
- With three... It's better than two, Felicia!
- Üçlü... ikiliden her zaman iyidir, Felicia!
Well, goodbye, Felicia.
Hoşçakal, Felicia.
Evidently you don't know that Mrs. Felicia Heymans is considered one of the finest of our English poets.
Belli ki Bayan Felicia Heymans'ın İngiliz şiirinin en iyi isimlerinden sayıldığını bilmiyorsun.
Look, Felicia.
Dinle Felicia.
Felicia, I want your ass in this bed when I get back.
Felicia, döndüğümde seni bu yatakta istiyorum.
Jill, meet Felicia.
Jill, Felicia.