English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fending

Fending translate Turkish

103 parallel translation
Chief Yang was fending like crazy with the masked robber
Şef Yang o maskeli haydutlara karşı... deliler gibi savaşıyordu!
Leave an old lady alone, fending for herself.
Yaşlı bir kadını tek başına bıraktılar.
I don't think she's capable of fending for herself.
Başının çaresine bakabileceğini sanmıyorum.
now, if willie fixes my ship, i suppose i could start a new life somewhere else... on some desolate, crater-filled asteroid, and spend the rest of my life fending off gamma rays.
- Şimdi Willie benim gemimi tamir edebilirse,.. ... başka bir yerde yeni bir hayata başlayabilirim. - Unutulmuş, ıssız, kraterlerle dolu bir asteroidde...
Oh, Sam, that's really too bad, because you know, in a way, fending off your stupid advances brought Susan and I back together.
İşte bu çok kötü, Sam. Çünkü senin aptalca asılmalarından kurtulmaya çalışmak Susanla beni yeniden bir araya getirdi.
No, it's her, fending him off but trying not to hurt him.
Hayır, onu kırmadan karşı koymaya çalışıyor.
- That's a very young girl to be going around... fending benders.
- Bu o etrafta dolaşan genç kız... çamurluk tahmincisi
The empress Deborah has the most enormous difficulty fending off her husband, who tries to have his way with her morning, noon, and night.
İmparatoriçe Deborah sabah, akşam ve gece kendisini ikna etmeye çalışan kocasını uzaklaştırmak için muazzam zorluklar çekti.
People want to know what goes on there. They want to imagine themselves fending off a Cardassian attack, or facing a fleet of Jem'Hadar ships.
İstasyondakiler orada neler olduğunu merak ediyor ve Kardasya saldırısını savuşturmanın veya Jem'Hadar filosuyla karşı karşıya gelmenin hayalini kuruyorlar.
We're fending for ourselves. The servants are off till Monday.
Korkarım ki bu hafta sonu kendi işimizi kendimiz yapmalıyız.
The Cardassian military has been so busy fending off the Klingons they've basically given a free hand to the Maquis in the Demilitarized Zone.
Kardasya ordusu, Klingonları savuşturmaya odaklanacaktır. Bu Maquislere, Arındırılmış Bölgede hareket özgürlüğü verecektir.
Even though it is only a few hours old, it is perfectly capable of fending for itself.
Sadece bir kaç saatlik olmasına rağmen tümüyle kendini koruyabilecek durumdadır.
A friend in Oakland has a sketchy report of a... a young girl fending off a group of vampires about a week ago.
Oakland'dan bir arkadaşım yaklaşık bir hafta önce birilerini... vampirlerden koruyan bir genç kızla ilgili bir rapor verdi.
Well, uh, how come I ain't... fending off movie starlets with a pointy stick?
Neden o zaman genç film yıldızları beni sivri bir çubukla defediyor?
The female, for her part... uses her time in the sacred meeting ground... fending off the advances of all but the right males.
Dişi, kendi açısından kutsal buluşma yerindeki zamanını doğru erkekler dışındaki hepsinin çabalarını savmakla geçiriyor.
Suppose you wanna smile at a cute guy without fending off his dumb-stick. I can give you that.
Yakışıklı bir erkeğe gülümsemek istediğini ama onun ahmak çubuğuyla uğraşmak istemediğini düşün.
Clerk's dead, so he put the gun in his pocket but when he got attacked he couldn't get to it, fending off knife blows from behind.
Kadın ölmüş. Silahı cebine koyuyor ama saldırıya uğrayınca çıkartamıyor. Sırtından bıçaklanıyor.
We wander through the desert fending for ourselves.
Kendimizden geçmiş bir şekilde çölde amaçsızca ilerliyoruz.
I was like a prisoner - blindfolded, fending off flaws from every directions.
Bir mahkum gibiydim. Hangi yöne gideceğim konusunda kafam karışıktı.
You know what? You guys have had your hands in the company coffer for years. But starting tomorrow, there is going to be a new boss in town... and you're all gonna have to start fending for yourselves.
Elleriniz yıllardır şirketin kasasının içinde, ama yarından itibaren, şehirde yeni bir patron olacak ve hepiniz kendinize bakmak zorunda kalacaksınız.
As Mason was making friends, I was fending off co-workers.
"Mason arkadaş edinirken ben ise..." "... iş arkadaşlarımı kendimden uzaklaştırıyordum. "
- Imagine being taken away from us for weeks, maybe even months, constantly fending off Gideon's attack.
- Düşünün bizden atılıyor Hafta, belki de ay, sürekli Gideon saldırı savuşturmuştu.
Can't stand to see me fending for myself?
Başımın çaresine bakabilmeme dayanamıyor musun?
And because of that, I spent the night in a prison cell fending off the amorous advances of a very giant man with a pierced scrotum.
- O zaman nasıl... Fahişe olduğunu bilmiyordum. Sırf bu yüzden bütün gece bir hücrede kıçımı dev gibi bir adamın ihtiraslarından korumak için savaş verdim.
Just fending off the advances of that totally hot guy.
Ne yapıyorsun? Şu son derece yakışıklı adamın iltifatlarını savuşturuyorum.
- Hey. You guys cool fending for yourselves for dinner?
Akşam yemeği için kendi başınızın çaresine bakabilir misiniz?
She is getting straight A's at one of the most prestigious prep schools in Europe, she is fluent in three languages, and she is fending off Ivy League colleges with a stick.
Avrupa'nın en prestijli okullarından birinde, tüm dersleri A. Üç dil biliyor. Sekiz büyük üniversite onun peşinde.
- But you're not just fending for yourself.
Ama yalnızca kendini korumuyorsun.
You're fending for two.
İki kişiyi koruyorsun.
i have been fending off attacks on my life since before you were born.
Hayatıma karşı yapılan saldırılarla sen daha doğmadan öncede uğraşıyordum.
Fending for yourself?
Başının çaresine bakabilecek misin?
Look, I know you were forced into fending for yourself, Jay.
Bak, kendini korumaya zorlandığını biliyorum, Jay.
I have been fending off jackals all day.
Bütün gün çakalları savmakla uğraştım.
And you, Amy, on the other hand, if you weren't so busy fending him off, you might find within yourself arguments for wanting... another child.
Ve sen, Amy, diğer yandan, İşinle bu kadar meşgul olmasaydın onu kendinden uzaklaştırmazdın böylece kendi içinizde tartışarak ikinci çocuk isteyip istemediğiniz çözerdiniz.
So you stayed here all this time, fending for your life to protect Earth?
Yani bunca zaman dünyayı korumak için mi burada kaldın?
It's for fending off thieves and coyotes.
Hırsızlardan ve çakallardan korunmak için var.
I heard you were quite brave fending off the battle droids, Jar Jar.
Savaş droidlerini uzaklaştırmak için elinden geleni yaptığını duydum Jar Jar.
I just thought one weekend of us fending for ourselves and not tripping over our staff would be nice.
Elemanlarımıza güvenmeden kendi kendimize yetineceğimiz bir hafta sonunun iyi olacağını düşündüm.
... when I'm not fending off a Hammeroid attack. - Fine.
Şu hemoroidlerin saldırısını savuşturunca özür dilerim.
I'll be out there. Fending for myself.
Gidip kendi yemeğimi kendim bulacağım.
Well, then maybe your father and I should stop worrying about paying the bills around here and you can start fending for yourself.
Peki, o zaman baban ve ben senin etraftaki faturalarını ödemeyiz ve sen de kendini geçindirmeye başlayabilirsin.
You were doing God knows what in New York City, probably fending off all your hipster boyfriends.
Kim bilir New York'ta sen neler yapıyordun, muhtemelen hippi erkekleri başından defediyordun.
You left poor Ryan downstairs fending for himself.
Zavallı Ryan'ı aşağıda kendi kendine bıraktın.
But I do know that what you get on a report card is going to seem pretty insignificant when you're living off the land and fending off marooders.
Hazırı tüketirken ve yoğmacılarla mücadele ederken karnende ne yazdığının ne önemi kalacak ki?
The corporeal body is still waiting for the mind to be free of wrath... wandering around... fending off the revenge of karma.
Maddesel vücudu hala aklın gazaptan kurtulmasını beklemekte. Başı boş dolanıyor karmasının öç alma duygusunu defediyor.
I am hungry, but I don't like fending for myself.
Açım aslında ama yemeğimi kendim hazırlamak istemiyorum.
- Well, that's very sweet but I've gotta get used to fending for myself now.
- Çok düşüncelisin ama kendi kendime yaşamayı artık öğrenmeliyim.
When you can't keep an asset away from his favorite vice, it's often better to supply him with a safe target, which is one reason why female operatives are trained in how to keep men interested while fending them off like Aikido Masters.
Bir varlığı en sevdiği kötü alışkanlığından mahrum bırakamıyorsanız önüne güvenilir bir yem bırakmak en iyisi olacaktır. Bu yüzden de bayan ajanlar, bir yandan erkeklerin ilgisini çekip bir yandan da onları savuşturacak Aikido uzmanları gibi yetiştirilirler.
I spent so much time fending off your come-ons I wasn't solving any crime.
Senin "hadi" lerini defetmekle o kadar meşguldüm ki hiç suçla savaşmıyordum.
Fending you off and carrying my gold I couldn't move much
Bir yandan sizi savuşturur, bir yandan altını taşırken pek fazla altın alamam.
soon, these kits will be fending for themselves.
Dubai büyüklüğünde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]