Ferguson translate Turkish
842 parallel translation
There is another one named Miss Fergerson.
Orada adı Ferguson olan başka bir hemşire daha var.
But Miss Barkley is her and her friend Miss Fergerson.
Fakat bayan Barkley ve arkadaşı bayan Ferguson var.
And this is Miss Fergerson.
Ve bu da bayan Ferguson.
- Where is Miss Fergerson.
- Bayan Ferguson nerede.
But Miss Fergerson is very nice too.
Fakat Bayan Ferguson da çok hoş biri.
- Fergerson.
- Ferguson.
Mrs. Whiting and that Dalrimple girl... and the Ferguson woman, Dolly, and....
Bayan Whiting ve şu Dalrimple... bir de şu Ferguson denen kadın, Dolly ve...
Leslie, don't tell me that's the same tiny piece of work... ... you were doing at the Fergusons'.
Leslie, sakın bana bunun, Ferguson'lara yaptığın işin küçük bir parçası olduğunu söyleme.
Get me a pair of wire cutters. Ferguson.
Bana bir tel kesici verin.
So that's where you stand.
Ferguson. Demek o tarafta durmayı seçtin.
I wrote Ferguson's telephone number in your notebook last night. - Yes?
Ferguson'un telefon numarasını dün gece not defterine yazmıştım.
This date with Ferguson's rather important.
Ferguson'la önemli bir konuda görüşeceğiz.
And call Ferguson and tell him you changed your mind.
Geç kaldım. Ferguson'u da ara ve fikrini değiştirdiğini söyle.
It was for the sake of her future that you had lunch with Ferguson?
Kızımın geleceği için mi Bill Ferguson'la öğle yemeği yedin?
Bill Ferguson sells me two million dollars worth of dyes every year.
Bill Ferguson her sene bana iki milyon dolarlık boya satar.
- They're here, Mr. Ferguson.
- Geldiler Bay Ferguson.
Listen, Ferguson, I've made up my mind. I...
Dinle Ferguson, kararımı verdim.
Please, Mr. Ferguson, don't make me take the stand.
Lütfen Bay Ferguson, beni o kürsüye çıkartmayın.
This is Martin Ferguson.
Benim, Martin Ferguson.
Ferguson's office.
Ferguson'ın ofisine.
They're here, Mr. Ferguson.
- Geldiler Bay Ferguson.
Mr. Ferguson.
- Bay Ferguson?
Let me speak to Ferguson, quick.
Ferguson'a bağlayın beni, hemen.
Hello, Ferguson.
Alo, Ferguson?
Hey, this is Ferguson.
Benim, Ferguson.
And that gin-pot bartender and your trooper friend Ferguson are pushing up daisies.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
It's Clem Clark and Al Ferguson.
Clem Clark ve Al Ferguson.
I mean, take last summer, when the whole Ferguson family took sick.
Mesela, geçen yaz Bütün Ferguson ailesi hastalandığında.
Clem Clark, Al Ferguson, some of the others.
Clem Clark, Al Ferguson, öteki bazıları.
Al Ferguson.
Al Ferguson.
Mr. Ferguson.
Bay Ferguson.
- Mr. Ferguson.
- Bay Ferguson.
Mr. Ferguson!
Bay Ferguson!
- This is Miss Ferguson.
- Bu Bayan Ferguson.
- Just Miss Ferguson and myself.
- Sadece Bn. Ferguson ve ben.
Undress and bathe him, Miss Ferguson.
Üstünü çıkarıp banyo yaptırın Bn. Ferguson.
Turn him over, Miss Ferguson.
Yan çevirin, Bn. Ferguson.
Ferguson!
Ferguson!
Ferguson?
Ferguson?
Ferguson.
Ferguson.
Please, Ferguson, where is she?
Lütfen, Ferguson. O nerede?
Available Ferguson.
Uygun Ferguson.
- My name's John Ferguson.
- Ben John Ferguson.
I shall call you Mr. Ferguson.
Size Bay Ferguson demeliyim.
Mr. Elster, suspecting all was not well with his wife's mental state took the preliminary precaution of having her watched by Mr. Ferguson lest any harm befall her.
Bay Elster, karısının ruh sağlığının iyi olmadığından kuşkulanıyordu ona zarar gelmesin diye ilk önlem olarak Bay Ferguson'a takip ettirdi.
Mr. Ferguson, being an ex-detective, would have seemed the proper choice for the role of watchdog and protector.
Eski bir dedektif olarak Bay Ferguson bekçi ve koruyucu olarak mükemmel bir seçimdi.
His delay in putting his wife under medical care was due only to the need for information as to her behavior which he expected to get from Mr. Ferguson.
Karısını geç tedavi ettirmesinin nedeni sadece Bay Ferguson'dan karısının davranışları hakkında bilgi bekliyor olması yüzündendi.
He could not have anticipated that Mr. Ferguson's weakness his fear of heights would make him powerless when he was most needed.
Bay Ferguson'ın zayıf noktasının yükseklerden olan korkusunun ona en çok ihtiyaç duyulan zamanda güçsüz bırakacağını kesinlikle tahmin edemezdi.
As to Mr. Ferguson you have heard his former superior Detective Captain Hansen, from that great city to the north testify as to his character and ability.
Bay Ferguson'a gelince karakteri ve kabiliyeti hakkında kuzeydeki büyük şehirden gelen eski amiri Dedektif Kaptan Hansen'ın ifadesini duydunuz.
The fact that once before, under similar circumstances Mr. Ferguson allowed a police colleague to fall to his death Captain Hansen dismissed as an "unfortunate incident."
Daha önce Bay Ferguson'ın bir polis meslektaşının düşüp ölmesine neden olmasını Kaptan Hansen, "talihsiz bir olay" olarak niteledi.
Of course, Mr. Ferguson is to be congratulated on having once saved the woman's life when, in a previous fit of aberration, she threw herself into the Bay.
Tabii ki, Bay Ferguson'u daha önce kadının hayatını kurtardığı için kutlamak lazım. Kadın, bir sinir krizi anında kendini denize atmıştı.