English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fiancé's

Fiancé's translate Turkish

1,595 parallel translation
One morning... I come home... and, uh, I come home still wasted and there's the parents, my sister, my fiancé sitting in my living room. Right away, I know it's an intervention.
Küfürler ettim, bir şeyleri fırlatıp gitmeye çalıştım ama babam önüme çıktı.
Her fiance will be transferred to China.
Kız kardeşimin nişanlısı Çin'e gidecek.
Lady Gresham, may I introduce my niece Comtesse De Feuillide and Mr Fowle, Cassandra's fiancé.
Bayan Gresham, izninizle yeğenim Kontes De Feullide ve Cassandra'nın nişanlısı Bay Fowle'u takdim etmek isterim.
He's my fiancé.
O nişanlım.
First meet Sanjana's future fiance.
Önce Sanjana'nın müstakbel nişanlısıyla tanış.
Their dead brother's fiance.
Ölen kardeşinin nişanlısı.
Her fiance's joining the army.
Nişanlısı savaşa gidiyor.
Her fiancé goes missing and she decides to go grocery shopping.
Nişanlısı kayboluyor ve erzak almaya gitmeye karar veriyor.
You've killed my fiancé, wrapped him up in the one remaining family heirloom you haven't auctioned off online, and I only find about it'cause there's a corpse in your bed, and I'm the one up for murder?
Nişanlımı öldürdün, internette satmadığın bir aile yadigarına bağlayıp sarıyorsun, ve bunu senin yatağında bir ceset bularak öğreniyorum, ve cinayetten ben mi sorumlu oluyorum?
What does... what's your fiance do?
Ne yapar? .. Nişanlın ne iş yapıyor?
I've come to receive my fiance - he's on the train from Birmingham.
Benim nişanlım geliyor. O Birmingham treninde
.. she's coming by the same train as your fiance..
Senin nişanlının geldiği trenle geliyor
And you shouldn't.. he'll be there with his fiance.
Ve sen değil.. Orada o nişanlısı ile olacak
"[ Nieto ´ s ex-fiance and former employee of" "Fashion Blue" " " - No, no, no, no! - [also owned by Mallarino.]
Margarita Nieto'nun eski sevgilisi ve Pablo Mallarino'nun sahibi olduğu Fashion Blue dergisinin de fotoğrafçısıydı.
[ The main suspect is Nicolas Andrade, Margarita ´ s ex-fiance
Genç tasarımcının cinayet davasında baş şüpheli Nicolas Andrae halen aranıyor.
My fiancé and I were trying to remember the location of a restaurant in our neighborhood, and she remembered it as that new place that's just a couple blocks down from the dry cleaner.
Bir gün nişanlımla yakınlardaki bir restoranın yerini hatırlamaya çalışıyorduk. Nişanlım, kuru temizlemecinin birkaç blok aşağısındaki yeni mekan olarak hatırladı.
Oh look, there is your niece with her fiancé.
İşte bak, kuzenin ve nişanlısı.
Is he really a fiancé?
Gerçekten nişanlısı mı?
Here's your fiancé.
İşte nişanlın.
And the woman is the other inmate's fiance.
Kadın da öteki mahkumun nişanlısı.
After her fiancé died on a snowy mountain, she's never been the same
O savaşta öldükten sonra, ailesi fakirleşmişti mal varlıklarını birer birer elden çıkararak
- She has a fiancé.
- Onun nişanlısı var.
- She doesn't have a fiancé, you pinhead.
- Nişanlısı falan yok, sersem.
Now her fiancé's dead and some demon's taken her off to God knows where.
Nişanlısı öldü. İblisin teki de Tanrı bilir onu nereye götürdü.
Her Jewish fiancé.
Onun Yahudi nişanlısıyla.
- Yeah. Her fiancé fell on her.
- Nişanlısı üstüne düşmüş.
It's just that when my... fiancé dropped dead not too long ago, I went a little nuts, and, uh, no surgeries for me for a while.
Sadece geçen gün nişanlım öldü, çok olmadı, ben de biraz kafayı yedim ve bana bir süre ameliyat izni yok.
You slapped her around? She's always hanging out with my fiancé.
Hep benim nişanlımla takılırdı?
What's your fiancé's name?
- Nişanlının adı ne?
- Okay. I'll go visit her fiancé tomorrow.
Yarın nişanlısını ziyaret edeceğim.
- Well, [Chuckles] she immigrated here on a, um, fiancée visa... and you're listed as the, uh, fiancé.
- Yani buraya nişanlı vizesiyle geldi... Sen de nişanlı olarak kayıtlısın.
Let me just remind you that I'm still recovering from the death of my fiancé, the demise of my surgical career, the fact that I was forced to deposit an $ 8-million check that I was saving for a good cause even though I haven't found a good cause, and I'm the only one here under care of a shrink.
Neredeyse cerrahi kariyerimi bitirecek olan nişanlımıın ölümünün etkilerini unutmaya çalıştığımı hatırlatayım izin verin de, iyi bir neden bulamamış olmama rağmen bunun için sakladığım 8 milyon dolarlık çeki bozdurmaya zorlanmış olduğumu ve burada bir psikiyatrist gözetiminde olan tek kişi benim.
We want to shop where they shop party where they party wear what they wear and get up close and personal with Lulu's fiancé, boho artist Tommy Spiro, who pisses on the press, won't sit for an interview
Onlar nerden alırlarsa, biz de oradan almak isteriz nerede parti verirlerse, orada parti vermek ne giyerlerse giymek ve Lulu'nun bohem nişanlısı Tommy Spiro'ya yakınlaşmak isteriz.
Both magazines report this week on Tuesday Nelson's secret affair with her best friend's fiancé, artist Tommy Spiro.
Her iki dergi de bu hafta Tuesday Nelson'nın en iyi arkadaşının nişanlısıyla olan sırrını açıkladı.
Okay, I've put on a few, but my son's new fiance, Kenny, owns a Cinnabon franchise. What the hell am I supposed to do?
Tamam, birkaç kilo aldım, ama oğlumun nişanlısı Kenny'nin, pastane zinciri var, ne yapsaydım yani?
And she's upset with her fiancé.
- Hem nişanlısıyla da arası bozuk.
- I'm the fiance.
- Nişanlısıyım.
It seemed easier than explaining to him that his mother's fiancé isn't really a sexual moron.
Annesinin nişanlısının seksüel moron olmadığını açıklamaktan daha kolay geldi.
I'll move to your fiance's place and take your son to school so you can Work?
Oğlunu okula götüreyim de sen de çalışabilesin diye mi nişanlının evinde kalayım?
Maybe my fiance's sobered up by now.
Ben nişanlımın yanına döneyim heralde ayılmıştır
He was talking to his fiance on his cell when it happened.
Olay sırasında telefonda sevgilisiyle konuşuyormuş.
I want you to meet my son's fiance.
Seni oğlumun nişanlısı ile tanıştırmak istiyorum.
If it isn't Henry Alonso, and it isn't your son's fiance, then who?
Eğer Henry Alonzo değilse, oğlunun nişanlısı değilse o zaman kim?
Considering senator mccallister's fiance is pro-choice...
Senatör McCallister'ın nişanlısının kürtaj yanlısı olduğunu düşününce...
And, you know... you know, I'd like to go back to governor adamson's comments on my fiance.
Ve biliyor musun Vali Adamson'ın nişanlımla ilgili yorumlarına dönmek istiyorum.
And as for bringing my fiance's personal views into this, you know, clayton,. you're fond of invoking family values
Ve nişanlımın kişisel görüşlerini buraya taşımakla, Clayton,... sen aile değerlerine başvurmaya bayılırsın.
He put the rings in his bag and called his fiance, Megumi.
Yüzüğü çantasına koydu ve nişanlısı Megumi'yi aradı.
Meanwhile, his fiance, Megumi Matsumoto... sat waiting for him at a restaurant... when the police called.
Bu esnada, nişanlısı Megumi Matsumoto... Polis aradığında restorandaydı onu bekliyordu.
She rushed to the hospital not sure what had happened to her fiance.
Nişanlısına ne oluğunu bilmeden hemen hastaneye gitti.
She has a right to know... who took her fiance's life.
Nişanlısının canını kim aldı bunu bilme hakkı var.
She and her fiancé are out choosing floral arrangements right now.
O ve nişanlısı şu anda çiçek düzenlemelerini hallediyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]