English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fibbing

Fibbing translate Turkish

62 parallel translation
If I ever catch you fibbing again like you did I'll give you something to recuperate about.
Bir daha yalan söylediğini duyarsam sana kuvvet kazanmayı gösteririm.
You're fibbing.
Palavra atma.
You know, there's a great deal of difference between pretending and fibbing.
Numara yapmakla yalan söylemek arasında büyük bir fark vardır.
I'm not fibbing!
Yalan söylemiyorum!
You're fibbing.
Uyduruyorsun.
He could be fibbing about not having a gun.
Silah konusunda yalan söylüyor olabilir.
Chichi, is this interview thing a fibbing contest?
Chichi, görüşme yalan söyleme yarışı gibi bir şey mi?
I did my share of fibbing too.
Ben de yalan söyledim.
Go on, get lost... Stop fibbing... we're not scared
Yürü git, sen bizi korkutamazsın.
And she said... you're fibbing!
O da dedi ki sen atıyorsun.
I've inherited all your tricks, especially your fine art of fibbing.
Tüm bu numaraları senden almışım, özellikle iyi yalan söyleme.
That's how my mother would know if I'd been fibbing.
YaIanIarımı böyIe anIardı.
But ain't that kind of like fibbing'?
Bu biraz sahtekarlık olmaz mı?
He says he isn't, but he's fibbing.
Öyle olmadığını söylüyor ama uyduruyor işte.
- I'm fibbing. It's lying, only classier.
- Zararsız yalanlar söylüyorum.
- I'm fibbing, but a fib is not a lie.
- Biraz sayılırsın. Ki takıldım. - Yalnızca gerçekleri çarpıtıyorum.
A fibbing lawyer, sounds perfectly normal to me.
Yanlı bir avukat, bana çok normal gözüktü.
Ooh, my, my my, looks like you've been doin'a little fibbing'.
Ooh, aman aman aman, anlaşılan biraz yalan söylemişsin.
Kitten, you know I don't like fibbing.
- Yavrum. Bilirsin yalani sevmem.
No fibbing, Emma.
Yalan söylememelisin Emma.
Fibbing is bad.
Yalan söylemek kötü bir şeydir.
Just because they consider all our truth as fibbing... will they consider our lies as truth?
Çünkü onlar gerçeği tüm ayrıntılarıyla öğreneceklerdir. Peki sence o zaman inanacaklar mı?
And you can't take anything to the Conte, you fibbing, lying rat lord.
Ve sen Kont'a hiç bir şey götüremezsin, seni yalancı, sıçan kralı.
No great skill in guessing you were fibbing there, probie.
Onu uydurduğunu anlamak için usta olmaya gerek yok çaylak.
He's... He's fibbing.
Kasılmıyor.
- Were you fibbing about that?
- Yalan mı söylüyordun bakayım?
Not you, Fibbing Bear?
Sen de mi, Yalancı Ayı?
Well, the book says they start fibbing at this age.
Kitapta, bu yasta yalana basladiklari yaziyor.
- I figured you were fibbing.
Salladığını düşünüyordum.
Stop fibbing
Kes tıraşı.
You're fibbing
Uydurma ya.
I'm sorry for fibbing.
Yalan söylediğim için özür dilerim.
I understand fibbing on your resume, but changing your identity?
Özgeçmişteki ufak yalanları anlarım da kimliğini değiştirmek de nedir?
You're fibbing right now!
İşte şimdi yalan söylüyorsun!
- Well, your mom was fibbing.
- Annen saçmalamış.
Still fibbing.
- Hâlâ yalan söylüyorsun.
- You are fibbing!
- Şaka yapıyorsun!
It's not like I'd be fibbing.
Yalan söyleyecek değilim.
And I've been fibbing to my dat, too.
Ve babama da yalan söylemiştim.
- Because you're so good at fibbing.
- Çünkü iyi bir yalancısın.
Are you fibbing?
Beni mi kandırıyorsun?
Right. And where marriages are concerned fibbing is allowed.
Ve konu evlilik olunca her şey mübahtır.
Where marriages are concerned fibbing is allowed.
Konu evlilik olunca her şey mübahtır.
Where marriage is concerned fibbing is allowed.
Konu evlilik olunca her şey mübahtır.
He said that where marriages are concerned fibbing is allowed.
Bana, konu evlilik olunca her şey mübahtır demişti.
Your honor, I submit that one of our very own is guilty of... fibbing in the first degree.
Sayın hâkim! Arz ederim ki ; maiyetinizdekilerden biri yalancılıktan birinci derecede suçludur.
No point fibbing about it.
Yalan söylemenin anlamı yok.
Well, you know, I didn't wanna say anything but Gene has been fibbing like a motherfucker lately. Like what?
Şey, biliyorsun bir şey söylemek istemedim ama Gene son günlerde yalancı piçin teki gibi davranıyor.
Many skills are required in the field of criminal investigation... Fibbing, Sherlock.
- Cezai soruşturma alanında pek çok yetenek gereklidir.
I'm not John, I can tell when you're fibbing.
- Ben John değilim, yalan söylediğinde anlıyorum.
- Are you fibbing me?
- Dalga geçiyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]