English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fibre

Fibre translate Turkish

214 parallel translation
From his strong moral fibre
Sağlam karakterli
I drank. I hated with every fibre of my being.
Kendimden nefret ettim.
That rancid little thing that you detest with every fibre of your being?
Bütün varlığınla nefret ettiğin şu kokuşmuş ufaklık mı?
Also that, in systemizing planning and centralization the government is further disrupting the nation's economy not to mention its basic moral fibre
Aynı zamanda hükümetin sistemleşme ve üniterleşme planının ileride ülkenin ekonomisini yaralayacağı ve bunun sağlam bir karakter hareketi olmadığına karar verdim.
Under the fingernails the forensic investigator has found a fibre of blue silk torn from a tie.
Adli tıp doktoru, tırnaklarının altında ipek bir kravata ait kalıntılar buldu.
However, the blue fibre under her fingernail belongs to a tie of mine.
Tırnağının altından çıkan kumaş benim kravatıma ait.
It's good for their moral fibre, to gaze into the bottomless pits of hell.
Cehennemin en dibini görmek onların da morallerine iyi gelir.
Because once a nerve fibre is severed, there is no way, in heaven or on earth, to regenerate life back into it.
Çünkü bir sinir lifi bir kere koptuğunda yeniden eski haline gelmesi mümkün değildir.
Part of his uniform is made of animal skins and yet the combat jacket is a modern synthetic fibre.
Bu üniformanın bir kısmı hayvan derilerinden yapılmış ama montu sentetik elyaf.
Now scanning pons area. Spinal nerve fibre connection.
Omurga sinir uçları bağlantılarını tarıyorum.
"Four slips, smooth, short, mustn't be synthetic fibre."
"Dört fanila, yumuşak ve kısa. Sentetik olmasın."
I hate female contests with every fibre of my being.
Böyle yarışmalardan varlığımın her zerresiyle nefret ederim.
I'd put more fibre into my diet and spend less time on the phone.
Ben beslenmeme daha çok lif dâhil eder telefonda daha az vakit geçirirdim.
You can tell a lot from fibre samples if they aren't too wet.
Lif örnekleri ıslak olduğunda pek çok şey öğrenilebiliyor.
You got those fibre samples yet?
İplik örneklerini hazırladın mı?
And the fibre samples?
Ya iplik örnekleri?
As you requested, we took some fibre samples from Nordberg's jacket.
İsteğiniz gibi Norberg'in ceketinden iplik örnekleri aldık.
They need more fibre in their diet.
Lifli besinleri daha çok yemeliler.
Being men of no moral fibre whatsoever, they can't resist helping themselves to a new pair of shoes!
Herhangi bir karakter ya da kişilikten yoksun insanlar olarak, .. yeni bir çift ayakkabıya el koymaktan kendilerini alamadılar!
Every fibre in my being says this is a mistake.
Varlığımdaki her lif, bunun bir hata olduğunu söylüyor.
They're high in fibre.
Lif oranı yüksek.
- Vitamin C, vitamin B and fibre.
- Vitamin C, vitamin B ve lifler.
Plus, I feel she's a woman of strong moral fibre.
Artı, güçlü dürüst kişilikli bir kadın olduğunu hissediyorum.
Probably someone is holding her back maybe against every fibre of her being.
Herhalde birisi onu engelliyordur belki tüm arzusuna rağmen.
If she wants to continue to have a fibre of her being, she'll be very careful.
Eğer bundan sonra da arzularının olmasını istiyorsa, çok dikkatli olmalı.
Every fibre in my being demands that I protect them.
Genetik varlığımın her parçası onları korumamı talep ediyor.
Well, I mistook a preganglionic fibre for a postganglionic nerve during the orals or I would have been valedictorian.
Şey, mülakatlarda pregangliyonik lifi postgangliyonik sinir olarak yanlış anlamışım yoksa birincilik konuşmasını ben yapacaktım.
I'm getting Starfleet fibre traces and human-cell debris.
Yıldız filosu izi okumaları alıyorum ve insan hücre artıkları.
Anyway, we'll have fibre and fingerprint reports by late afternoon.
Her neyse, lif ve parmak izi raporlarını yarın alacağız.
I'd use a fibre alloy.
Ben lif alaşım seçerdim.
It's not a natural fibre.
Ne de olsa doğal bir kumaş değil.
Wel, it is a natural fibre.
Ne de olsa doğal bir kumaş.
I will not allow my daughter to be involved with someone of such weak moral fibre.
Kızımın senin gibi zayıf ahlaki değerleri olan biriyle beraber olmasına izin veremem.
There was Linus, the older son, who graduated from Yale at 19 and took his mother and the company for a ride on the fibre-optic highway and turned a $ 100 million family business into some serious money.
Bir de büyük oğlan Linus vardı, 19 yaşında Yale'den mezun oldu ve annesi ile şirketin fiberoptiğe yatırım yapmasını sağlayarak 100 milyonluk aile şirketinin değerini büyük ölçüde artırdı.
The same way I knew fibre optics would replace coaxial cable, that Intel's chip would change the industry, that Cindy Crawford's House Of Style would be a big hit.
Fiberoptiğin, öteki kabloların yerini alacağını nasıI bildiysem öyle. Intel'in çipinin sanayiyi değiştireceğini, Cindy Crawford'un "House of Style" ının başarısını bilmem gibi.
I cannot identify the other organs here, but they look like pulmonary organs, epidermal tissue, nerve fibre...
Diyebileceğim bunların bir çeşit akciğer dokuları ile ilgili doku vurgunu yaptıkları.
You haven't selected the turnip, too much fibre, failure.
Şalgam da fazla lifli, çok başarısız.
You haven't selected the turnip, too much fibre, failure.
Şalgamı iyi seçememişsin fazla lifli, başarısız, çok başarısız!
You haven't selected the turnip, too much fibre, failure.
Şalgamı doğru seçememişsin ; fazla lifli, başarısız.
I must consider whether a stagestruck girl like yourself can marry a man who opposes these Interests with every fibre of his body.
Senin gibi, oyuncu olmaya hevesli bir kadının bu ilgilere tamamıyla karşı çıkan bir adamla evlenip evlenmeyeceğini düşünmem gerek.
Fibre optics.
Fiber optikler.
- He's always been lacking in moral fibre.
- Adamda ahlak denen bir şey kalmamış.
I love that dear sweet old man with every fibre of my being.
O tatlı, yaşlı adamı varlığımın her zerresiyle seviyorum.
Specialists in latent prints, fibre and hair study, serology and DNA analysis.
Görünmeyen iz uzmanlari, lif ve saç uzmanlari seroloji uzmanlari ve DNA analiz uzmanlari.
Five million bales of top-grade cotton fibre.
5 milyon balya birinci sınıf pamuk.
Have you ever thought of eating fibre?
Tahıl türü şeyler yemeyi düşündün mü?
A quickwitted sailor remembered that the chief engineer had always eaten plenty of fibre. Vegetables and that kind of stuff.
Denizcilerden biri baş makinistin sürekli sebze ve tahıl yediğini hatırlamış.
Okay, so fibre from shirt on left shoulder.
Tamam, peki sol omuzda, giysiden kopmuş iplik.
He comes out of the toilet every year and gives presents to everybody who has a lot of fibre in their diet.
Her yıl tuvaletten çıkar ve herkese kadayıf ve hediye verir.
Then I have a low-fat, high-fibre breakfast.
Kahvaltıda kepekli ekmek yerim.
The gravy is kept inside the meat fibre.
Et dokusunun içinde et suyu var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]