English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fiery

Fiery translate Turkish

752 parallel translation
O lord, fiery arrows are raining on the hall by the queen's order - the palace is burning.
Lordum, Kraliçenin emri ile ateşten oklar konağa yağmur gibi yağıyor - saray yanıyor.
"Pardon : my stomach is too weak for such a fiery drink!"
"Kusura bakmayın : Böylesi ateşli bir içecek için midem çok hassas!"
This historic moment, when the fiery gaze of the future looks back on the dazzling flame of the present.
Bu tarihi an, geleceğin bakışlarının günümüzün parlak alevlerine sırtını dönüp baktığı an.
With a fiery mustache.
Pala bıyıklı olsun.
A comet, my friend, is a star... that flashes across the sky... lighting up the heavens with its fiery brilliance and then — Yes?
Göktaşı, bir yıldızdır... gökyüzünde kayan ve ışıklar saçan... bir kuyruklu yıldızdır ve... - evet?
And then, there's something else that I can't quite give a name to. Fiery, is it?
Ve adını koyamadığım birşey daha.
Because of his intense and fiery nature, imprisonment was especially bitter to Matrac.
Hassas ve ateşli yapısından ötürü hapis Matrac'a çok daha zor geliyordu.
No, he still follows his warrior gods, marching to Wagnerian strains, his eyes still fixed upon the fiery sword of Siegfried.
O hala savaş Tanrılarının peşinde. Bir yandan Wagner'i izlerken diğer yandan gözünüzü Fred'in kılıcına dikmiş...
Hamlet, for thine especial safety - which we do tender as we do deeply grieve for that which thou hast done - this deed must send thee hence with fiery quickness.
Hamlet, bu yaptığın bize çok acı vermekle beraber, senin güvenliğini düşündüğümüz için, çarçabuk ayrılman gerekiyor buradan.
In my ignorance your skills shall, like a star i'the darkest night, shine fiery indeed.
Benim acemiliğim karşısında, sizin ustalığınız, karanlık gecelerdeki yıldızlar gibi,... -... gösterir yine de kendini.
The great idol Dagon will be a fiery furnace.
Büyük put Dagon, alev alev yanan bir fırın olacak.
A child is born to a fiery snow.
# Bir çocuk, şiddetli bir soğukta doğmuş.
Fiery furnaces of doom.
Mahşerin kızgın fırınları.
It must be beautiful, fabulous, warm, and fiery.
Çok güzel olmalı, olağanüstü, sıcak ve ateşli.
A fiery Spanish rider astride an Andalusian thoroughbred!
Ateşli bir İspanyol binici safkan Arap atını iki ayak üstünde sürecek!
Calpurnia's cheek is pale, and Cicero looks with such ferret and such fiery eyes as we have seen him in the Capitol being crossed in conference by some senators.
Calpurnia'nın beti benzi uçmuş. Cicero'nun gözleri de nasıl alev alev yanıyor. Mecliste gördüğümüz gibi tıpkı, senatörlerle tartışıp çatıştığı zaman.
Fierce fiery warriors fought upon the clouds, and ghosts did shriek and squeal about the streets.
Bulutların üstünde ateş saçan askerler savaşmışlar düpedüz. Hortlaklar koşuşup durmuş sokaklarda çığlık çığlığa.
Then fiery expedition be my wing... Jove's Mercury and herald for a king!
Hemen kanatlanıp yola koyulmak en doğrusu, Jüpiter'in Merkür'üyüm şimdi, tanrıların habercisi!
Our ancient word of courage, fair Saint George... inspire us with the spleen of fiery dragons!
Aziz George, gene eskisi gibi yüreğimize cesaret ver, ağzından alev saçan ejderlerin öfkesini sal içimize!
Could anyone live on that fiery summit for 40 days and 40 nights?
Şu zirvede 40 gün ve gece yaşayabilecek biri var mı?
I used to look deep into her eyes and they'd just change colours get all fiery and green.
Goezlerine derin derin baktigim zaman renk degistirirlerdi. Alev gibi ve yemyesil olurlardi.
'King Nebuchadnezzar came near the mouth of the burning, fiery furnace and spake and said...
'Kral Nebukadnezar yanaşıp yanan fırının içine baktı ve şöyle dedi...
It is too fiery.
Çok sertti.
The Fiery Miles
ATEŞTEN YOLLAR
Into fiery rock, to rise you must fall. "
Kalkmak için düşmelisin ateşten kayaya. "
"Into fiery rock, to rise you must fall."
"Kalkmak için düşmelisin Ateşten kayaya."
This is the fiery rock.
Ateşten kaya bu.
He'll throw a few fiery glances at me, and whittle away with his usual sarcasm.
Bana kızgın bakışlar fırlatacak ve iğneleyici laflar edecek.
The fireworks have begun lighting up the sky with their fiery bouquets and stars of gold...
Havai fişekler ateşten buketleri ve altın yıldızlarıyla gökyüzünü aydınlatmaya başladı.
Mother... What's the story of the fiery furnace?
Anne,'Kızgın Fırın'neyi anlatır?
The story tells how a heavenly angel led three youths called Shadrach, Meshach and Abednego, out of the fiery furnace of Babylon,
Bu ; Anani, Azari ve Misail'in, Tanrı'nın bir meleği tarafından nasıl kurtarıldığını anlatan dinsel bir oyundur.
Innocent, we were flung into the burning, fiery furnace lit by the Chaldeans,
Putperest kral bizi, Uymadık diye buyruğa,... Tutup attı suçsuz yere...
So, we are going to hurl them into the burning, fiery furnace!
Öyleyse biz de onları ateşe atacağız ;'Kızgın Fırın'a!
She's a fiery one!
Ateşli biriymiş!
You're all goin'to the painful, stinkin', scalding', everlasting'tortures of a fiery hell, created by God for sinners, unless... unless... unless you repent!
Hepiniz pişman olmadığınız takdirde tanrının günahkârlar için yarattığı kızgın cehennemde acı çekerek, haşlanarak sonsuza dek işkence işkence çekeceksiniz!
Just now, across the heavens, towards the end of the world, I saw an omen... a fiery line written by the hand of God, a glorious shooting star.
Az önce gök kubbeyi geçip, mahşere yönelen bir işaret gördüm Tanrının yazdığı ateşten bir çizgi, harikulade bir kayan yıldız.
Bring forth the fiery, untamed horse.
Azgın, vahşi atı getirin.
Where is the fiery, untamed steed?
Azgın, vahşi küheylan nerede?
Fiery professor reveals secrets to Zoological Institute tonight!
Sert profesör bu akşam Hayvanbilimi Kurumun da sırlarını ortaya koyuyor!
Yea, He can lay the Earth to pieces in one moment, or shatter the whole Universe with one stroke of His fiery sword!
O, bir dakika, yeryüzünü ya da yüm evreni ateşli kılıcı ile bir vuruşta parçalarına ayırabilir!
He was always fiery-tempered, even as a little boy.
O küçükken de sinirlerine hakim olamazdı.
The fiery sky is now threatening to strike a mortal blow at the heart of the Midwest farm belt.
Ateşten gökyüzü, Orta Batı Tarım Kuşağının kalbine ölümcül bir darbe tehdidi yaratıyor.
For ordinary men, it's a burning fiery furnace.
Diğer insanlar için cehennemden farksızdır.
Fiery little thing, isn't ya?
Biraz barut gibisin, değil mi?
She's a bit fiery tonight. Ready?
Ben de pedere iyi geceler diyecektim.
Learn to be less fiery, Saltykov.
Daha az ateşli olmayı öğrenin, Saltykov.
Amid hope's beautiful fiery glow.
Umudun o coşkun ateşinin içerisinde.
I look at this fiery swastika and cannot but wonder how could it happen that in Germany, a country with great cultural traditions, a mass of semi-literate, self-complacent and narrow-minded people that made every effort to turn human beings into raging barbarians had come to power.
Gamalı haç çizen bu insan seline bakıyor. ... ve Almanya gibi yüksek kültür seviyesine ulaşmış bir ülkenin, nasıl olupta bu yarı buçuk eğitim görmüş ve insanları herşeyi yapmaya hazır hale getiren fanatik barbarlara çevirdiğini anlayamıyorum.
Take note gentlemen, of the fiery spirit.
Not al beyefendi, ruh budur.
♪ For the fiery and the snuffy ♪
- Selam Matt.
You Castilians are so fiery.
İspanyolca aksanın çok ateşli. Evet, kuzen Manuelo'nun ateş yakma hastalığı vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]