Files translate Turkish
9,931 parallel translation
Hey. DEA case files sent over.
Narkotik dava dosyalarını gönderdi.
Case files you gave me, the very first one I opened, I saw Mitch's full name.
Bana verdiğin dava dosyaları elime aldığım ilk sayfada Mitch'in tam adına rastladım.
So I need you to go through all of his old case files, find screw-ups with past patients.
Bu yüzden adamın eski dosyalarına bakıp 3'e kadar hastalarında yaptığı hataları bulun.
Naz showed me the files on the FBI studies.
Naz, FBI araştırmalarının dosyalarını gösterdi bana.
And I got myself in front of those files eventually.
Nihayet dosyalara ulaşabildim.
I read the files of everyone who was there at the same time as him.
Onunla aynı zamanda orada olan herkesin dosyasını okudum.
When you stole those files from Naz's office, you remember that video of the government NZT studies?
Naz'ın ofisinden o dosyaları çaldığında hükümetin NZT çalışmalarının videosunu izlemiştin, hatırlıyor musun?
If Agent Harris were to be found in possession of those files from Naz's office, I'd imagine that would do the trick.
Naz'ın ofisinden o dosyaları Ajan Harris çalmış olursa bence bu gayet işe yarar.
They stole data, a cache of proprietary files detailing how verdiant modifies its corn genome.
Veri çaldılar, Verdiant'ın mısır genomunu nasıl modifiye ettiğini detaylıca gösteren hissedar dosyalarını çaldılar.
You and I are going to take those files from the men who stole them.
Biz de, dosyaları onlardan çalan adamlardan alacağız.
If we get those files, we have leverage over verdiant.
Eğer o dosyaları alırsak, Verdiant'a karşı kozumuz olur.
You were able to crack the server files?
- Sunucu dosyalarını kırabildin mi?
Whoever did this, accessed our proprietary files.
Bunu her kim yaptıysa, hissedar dosyalarımıza erişti.
These files are massive.
- Bilmiyorum.
- I'll look through the zip drives, files.
- Sürücülere ve dosyalara bakıyorum.
I got files.
Dosyalarım var.
She was heading back to the office to grab some files she'd forgotten.
Unuttuğu dosyaları almak için ofisine dönüyormuş.
Thankfully, our location and all our files are still safe.
Şükürler olsun, yerimiz ve dosyalarımız güvende.
We're gonna need to reexamine all the other old files, try building a case against this guy.
Bu adama karşı bir dava açabilmemiz için eski dosyaları yeniden incelememiz lazım.
"Files not found."
- "Dosya bulunamadı."
Is he just fishing through old files, or does he really have a lead?
Eski dosyalar arasına olta mı atıyor yoksa gerçekten elinde ipucu mu var?
We're gonna need to reexamine all the other old files.
Diğer tüm eski dosyaları yeniden incelememiz gerekecektir.
Riddle'll come down on you in a second if we don't have those files.
O dosyaları bulamazsak Riddle anında üzerine gelecek.
There's no way I'm gonna let her wake up and have those files still missing.
Uyandığında o dosyaların hâlâ kayıp olduğunu duymasına izin vermem mümkün değil.
I don't get how files just walk outta here.
- Dosyalar nasıl olur da buradan kaybolur.
Are you asking if I stole those files?
Dosyaları benim çalıp çalmadığımı mı soruyorsun?
Even after a files been deleted, a guy who knows what he's doing can usually find a trail.
Dosyaları silinse bile işini bilen kişi genellikle iz bulabilir.
The files have been wiped
Dosyalar tüm sistemden silinmiş.
You have any idea who knew about these files?
- Bu dosyaları bilen kim bir fikrin var mı?
She was sitting with friends when the files got wiped.
Dosyalar silindiğinde arkadaşlarıyla oturuyormuş.
And this thing with the... files.
Ve dosyalarla ilgili şey...
I didn't get rid of those files, Kelly.
O dosyaları ben silmedim Kelly.
Hey, it's Kelly. I got the files.
Dosyaları aldım.
A ham radio, guides on Southeast Asian languages and all of the FBI files on pirates in that region.
Bir telsiz, Güneydoğu Asya dilleri kılavuzları ve FBI'ın o bölgedeki korsanlarla ilgili elindeki tüm dosyalar.
Well, if what is on those files is as groundbreaking as you say it is, you can write your own ticket.
Eğer o dosyadakiler dediğin kadar çığır açacak düzeydeyse ipler senin elinde demektir.
It's probably cos you've seen his picture in the NYPD's narcotics files.
Fotoğrafını NYPD'nin narkotik dosyalarını görmüş olmandandır sanırım.
I've read all the files in that place.
Oradaki tüm dosyaları okudum ben.
I got John Doe files from every morgue that would send them to me.
Bütün morgların bana yolladığı kimliği bilinmeyen kişilerin dosyalarını getirdim.
The booking files. Why would he...
Zabıt dosyaları Neden onlara...
While they did that, I got the pleasure of reading all their employee files.
Onlar bunu yaparken ben de tüm işçi dosyalarını okuma zevkine eriştim.
We found the source code for the program used to hack CRAFT right there in her files.
Dosyalarında GGTAM'i hacklemek için kullandığı programın kaynak kodunu bulduk.
Yesterday, when I read all the employee and contractor files at CRAFT, I noticed one of them had an application essay that mentioned the applicant's very first programming effort... Eve's Mother.
Dün GGTAM'daki tüm işçi ve şirket dosyalarını okudum ve içlerinden birinin başvuru yazısında adayın ilk programlama deneyeminin Havva'nın Annesi olduğunu fark ettim.
I searched Narcotics files over the past two years, and I found a Michigan chiropractor involved in a prescription drug ring.
Geçtiğimiz iki yıldaki Narkotik dosyalarını araştırdım ve Michigan'da reçeteyle ilaç şebekesine dahil olan bir masör buldum.
Look on my shelves by the counterintelligence files, right next to the Js.
Rafta "J" kısmının yanındaki Kontrespiyonaj dosyalarının oraya bak.
Walk us through it. Well, if we're gonna find out who hired this Stella to drug Walter, we're gonna have to access their secure client files.
Pekala, eğer Stella'yı Walter'a hap vermesi için kimin tuttuğunu bulacaksak gizli müşteri dosyalarına erişmemiz gerekecek.
If I give you confidential files, Maddox will end up with a mistrial and this case will wind its way through the courts for years.
Eğer sana gizli dosyaları verirsem Maddox hükümsüz yargılanacak ve bu dava yıllarca mahkemede dolanacak.
You erased the files.
Dosyaları sildiniz.
Brian made sure we didn't look at anything in Dipple's files.
Dipple'in dosyalarında hiçbir şeye bakmadığımız konusunda Brian garanti verdi.
That opened the door to us being able to argue that Kusche drew the composite from the photograph of Steven Avery that was already in their files.
Böylece Kusche'nin robot resmi dosyasındaki Steven Avery'ye ait fotoğrafa bakarak çizdiğini öne sürebildik.
Aram, did you get those files?
Aram, dosyaları aldın mı?
Dawson's files on Maddox went missing.
- Dawson'ın Maddox ile ilgili dosyaları kaybolmuş.