Filmed translate Turkish
1,081 parallel translation
Well, Mr. Wingfeather, I was wondering if it'd be possible sometime... if I came out and filmed you making those flutes.
Peki, Bay Wingfeather, ben merak ediyorum Eğer bir gün mümkün olursa... İşim bittiği zaman, flüt yaparken seni filme alsam.
Others want to be filmed...
Başkaları da filme alınmak istiyor...
The camera betrayed you when it filmed you.
İhanetini kamera filme aldı.
- They filmed "The Sound Of Music"
Amerika'nın ne kusuru varmış? Neşeli Günler filmi o evde çevrilmiş.
We filmed him on an ordinary morning.
Biz sıradan bir sabah onu fiIme çektik.
He filmed them taking their surrender by General Leclerc.
General Leclerc'e teslim olmalarını filme çekti.
[Gunshot] Eight years later Walsh filmed the same story as a western... Colorado Territory.
Sekiz yıl sonra Walsh ; aynı hikâyeyi western olarak çekti, "Colorado Territory".
My camcorder... the one you filmed your Nova story with.
Nova olayini... kaydettigin kameram var ya.
Aribau filmed the whole thing, right?
Aribau her seyi kaydetti.
What about what you've filmed so far?
Bu kadar zamandır çektiğiniz film ne olacak?
I remember one scene in particular although it didn't come off too well it's message became symbolic when the man realizes how his critical film can be misused it can be used againstthe people he has filmed he decides to overexpose the film
İyi olmasa da özellikle bir sahneyi anımsıyorum. Mesajı sembolik hale gelmişti. Adam eleştirel filminin yanlış şekilde kullanılacağını filme çektiği insanlara karşı kullanılacağını anladığında, onu yakmaya karar verir.
This tape was filmed 22 hours after the removal of a 4-micron spinal section at the tenth vertebra.
Bu film, onuncu omurdan... 4 mikronluk bir omurilik parçasının alınmasından... 22 saat sonra çekilmiştir.
Did you know the greatest movie "Taj Mahal", was filmed right here?
O muhteşem "Tâc Mahal" filminin burada çekildiğini biliyor musunuz?
And now, filmed in its entirety... and proven to heal minor cuts and abrasions... we proudly present Schizopolis.!
Ve şimdi, son rötuşları yapılan ve gerekli yerleri kesilip tamamlanan filmimizi sizlere sunmaktan gurur duyarız :
- Is this being filmed or taped? - It's filmed.
- Filme mi alıyorsunuz, bant kaydı mı?
Any student could have filmed it.
Herhangi bir öğrenci yapmış olabilir o filmi.
Lay off! I don't want to be filmed anymore.
Artık film çevirmek istemiyorum!
I filmed this as you came back from the hunting trip with your mother.
Bunu annenle sen avdan döndükten hemen sonra çekmiştim.
- That's where they filmed the movie.
- Filmin çekildiği yer.
[Announcer] The Simpsons is filmed in front of a live studio audience.
The Simpsons canlı stüdyo izleyicilerinin karşısında çekilmiştir.
There lives a guy called Ghena who is filmed in crowd scenes, he's a regular at the psychiatric ward.
Ghena adında bir adam yaşıyor kalabalık sahnelerde gözüküyor ve psikolojik tedavi görüyor. Büyük büyükbabası bir kont.
- People he filmed, we found a VHS near a victim.
Resmini çektiği tipler, Bir kurbanın yanında bulduk makinesini
The Doctor has seen what you've filmed so far.
Doktor filmin şu ana kadar çekilen kısımlarını izlemiş.
Since we haven't filmed when you get shot by the soldiers, how many holes are right?
Askerler tarafından vurulmanı çekmedik, kaç delik uygun olur?
They filmed "Serpico" just a- - why am I defending my building?
Serpico'u burda filme aldılar... Niye binamı savunuyorum ki...
We've just received a tape from another viewer who filmed the Mexican Staring frog of Southern SriLanka right here in South Park.
Az önce South Park'taki Meksika Bakışlı Güney Sri Lanka kurbağasını filme çeken başka bir izleyicimizden bir kaset daha aldık.
- Elizabeth, it should have been filmed for a TV special. - Hi!
Elizabeth, TV'de gösterilmeye layık bir düğün!
Who the hell filmed that?
Hangi aptal çekti bu filmi?
You just fucking filmed it, yes?
- Onları sadece filme aldın?
We have filmed proof of your meeting with Zionist agents... in the museum garden on the fifth of this month.
Elimizde ulusal müzede İsrailli ajanlarla görüştüğüne dair... -... bir film var. - O bir sinema filmi.
He gave all the orders and filmed the other guy closing the coffin.
Tüm emirleri o veriyor. Toprak atan diğer adamı da filme alıyor.
And regional TV filmed it too.
-... çekti. FR3 kanalı filme çekti.
They filmed "The Dambusters" there.
"The Dam Busters" filmini burada çektiler.
It was practically a legend from the time Ridley Scott filmed it.
Ridlet Scott çektiği andan itibaren bir efsaneye dönüşmüştü.
That's the pervert who filmed me last night.
Dün gece beni filme alan cinsel sapık bu.
You want to see the most beautiful thing I've ever filmed?
Filme aldığım en güzel şeyi görmek ister misin?
You also offer material filmed illegally with a hidden camera.
Gizli kamera ile çekilmiş filmlerin de var.
So, I'm coming to you live, at least at the time that we shot this, from one of our sets... in beautiful Sydney, Australia, which is where Farscape is filmed.
Zaten beni niye kovalıyor ki? Sen başka bir erkeksin. Bu babalıkta burada erkek.
The tape was filmed and was left in 105 by someone?
Kaset biri tarafından çekilip sonra 105 nolu odada mı bırakıldı?
The meeting was filmed by his son, Sergei, himself a rocket scientist.
Toplantı, kendisi de roket bilimcisi olan Khrushchev'in oğlu Sergei tarafından filme alındı.
- You did it with a chick... somebody filmed.
Sen bir piliçle şeyi yaptın.
When are they to be filmed?
Ne zaman çekilecek?
What I should have done was filmed the thing in slow motion.
Bir filmin güzel olması için yavaş çekim yapılması gerekir.
- Who is it filmed?
- O zaman kim çekti?
'We've received word that the victims include two Chinese tourists'and one German, as well as two unidentified white males. 'Recently, the Black Hills has been overrun with fans'wanting to get a glimpse of where the movie was filmed.'
Edindiğimiz bilgilere göre... kurbanlar arasında bir alman, iki çinli, ve iki adet tanımlanamayan beyaz erkek var.
I was glad. I immediately filmed them up close, and set about filming perilously with one hand my other hand gleaning heart-shaped potatoes.
Sevinmiştim, hemen onları yakında çektim ve tehlikeli bir şekilde bir elimle kayıt alırken diğer elimle kalp şeklindeki patatesleri topluyordum.
- the boss wanted it like that - yes it was a put-up job we filmed the meeting and they gave us a camera and film we needed funding everybody knew that the cultural houses were run by the rulers the rulers enjoyed performing
- Patron öyle istemişti. - Evet, bir danışıklı dövüştü. Toplantıyı çektik ve bize bir kamerayla film verdiler.
You think they actually filmed this in Atlanta?
Sence bu filmi gerçekten Atlanta'da mı çektiler?
You filmed her in crowd scenes. I brought her here, remeber?
Onu getirdim.
Apparently Herr Doctor's already filmed some of the exteriors there. He has?
- Öyle mi?
They will be filmed soon... They won't require... much planning.
- Çok yakında çekimlerini yaparız.