English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Filmmaker

Filmmaker translate Turkish

435 parallel translation
Okay, that's the name of the filmmaker.
Tamam, bu yönetmenin ismi.
It's not the filmmaker's intention to defend Gustave Minda's ethical code.
Film yapımcısının niyeti Gustave Minda'nın ahlaki duruşunu savunmak değildir.
Philosopher and filmmaker share a way of being, an outlook on life that embodies a generation.
Filozoflar ve yönetmenler içinde bulundukları neslin bakış açısını yansıtırlar.
I'm a documentary filmmaker... and I'm here to do research on a piece I want to do on the Institute.
Bu enstitü hakkında bir belgesel film çekmek için buradayım.
If you must define me, say I'm a filmmaker who sometimes makes commercials.
Eğer beni tanımlamanız gerekirse ara sıra reklam filmleri de çeken bir sinemacıdır diyebilirsiniz.
Jean Cocteau, the poet and filmmaker -
Jean Cocteau, bir şair ve film yapımcısı -
Let's start the criminal proceedings versus Beato Onorini as a filmmaker, absent from this courtroom for a certified sick leave, charged with a crime of pornographic publishing...
Bir film yapımcısı olan Beato Onorini'ye karşı ceza yargılamasını başlatıyoruz. Pornografik yayınla suçlanan bu sanık hastalık izni olduğu için duruşma salonunda bulunmamaktadır.
I've always felt he was essentially a technical filmmaker.
Zaten Fellini bir sanatçıdan çok usta bir teknisyendir.
PEGGY LOST HER JOB AS A TEACHER AND BECAME A FILMMAKER FULL TIME.
Peggy öğretmenlikten atıldı ve film çekmeye başladı.
I'm a filmmaker.
Film yapımcısıyım.
FILMMAKER : RAYMOND CHOW
LEONARD HO
The Soviet filmmaker was invited to Italy by rai, an Italian state-owned TV and radio company,
Bu Sovyet film yapımcısı, bir İtalyan devlet kanalı olan....... RAI tarafından, "Nostalghia" filmi üzerine çalışmak üzere
This is because a filmmaker is like a poet or a musician, and total self-sacrifice is required.
Çünkü bir yönetmen bir şair ya da müzisyen gibidir. Kendini tamamen adaması gereklidir.
It would be strange to see a filmmaker consider his work as a special gift of fate, follow a certain way of life, but make his films in a different way.
Bir film yapımcısının, eserlerini özel bir yetenek veya kader gibi görerek hayatını belli bir tür yaşamasını ama filmlerini farklı bir yolla yapmasını görmek tuhaf olurdu.
In his twilight years, at the age of 90, having survived the wars and shown what he has filmed, the old filmmaker sets off for China.
Ömrünün sonlarına doğru, 90 yaşında savaşlar atlattıktan ve çektiklerini gösterdikten sonra yaşlı film yapımcısı Çin'e doğru yola koyulmuş.
You are the answer to a filmmaker's prayers.
Siz bir film yapımcısının dualarına yanıtsınız.
Film buffs, dreamers, people living their lives through some filmmaker they think they understand, or who might even understand them.
Film meraklıları, hayalciler, yaşamlarını anladıklarını sandıkları ya da hatta kendilerini anlayabilecek film yapımcılarına göre düzenleyen insanlar.
He's not a businessman, he's a filmmaker.
İşadamı değil, yönetmen.
He's a filmmaker, but his face isn't very well-known.
Yönetmen ama siması pek bilindik değil.
As I'm a filmmaker, I wanted to talk to you.
Ben de yapımcı olduğum için, seninle konuşmak istedim.
Well, he passed himself off as Mr Makhmalbaf, the filmmaker.
Kendisini, yönetmen Bay Makhmalbaf gibi tanıttı.
A brilliant, screw-you-all type filmmaker who continually violated all the unwritten laws of the motion picture business yet had the magic, almost divine ability to always land on his feet.
Filmciliğin yazılmamış kurallarını sürekli çiğneyen yine de hep ayakları üzerine düşecek sihre adeta ilahi yeteneğe sahip çok zeki, "hepinizin canı cehenneme" diyen türden bir filmci.
Let's ask the filmmaker what he thinks. - Shut up!
Yönetmene fikrini soralım.
He's a filmmaker, like me. He forgets for a moment what he was set on earth to do.
Adam sinemacıdır benim gibi ve bir an için dünyaya ne için gelmiş olduğunu unutur.
I'm a filmmaker.
Ben film yaparım. Yapabileceğim şey bu.
You know, all a filmmaker can do... is show what it's like to be alive at a certain place and time.
Biliyor musun, bir film yapımcısının yapabileceği tek şey belirli bir yer ve zamanda hayatta olmanın nasıl olduğunu göstermektir.
A spokeswoman for the legendary filmmaker said that Mr. Allen was extremely agitated and wondered if his days of shooting movies in New York were over. "
"Efsanevi yönetmenin basın sözcülerinden biri..." "... Bay Allen'ın aşırı derecede üzüldüğünü... "
So, Buchman, I hear you're a hotshot filmmaker now.
Evet, Buchman, başarılı bir yapımcı olduğunu duydum.
I answered this ad on the back of Filmmaker's Market Quarterly.
Sinemacılar Pazar sayısı Quarterly arka sayfasında Bu reklamı yayınlandı.
The filmmaker?
- Film yapımcısı mısınız?
Kamata, filmmaker
Kamata Stüdyoları
I'll only feel at ease with a minority of people. Not like in those films where a couple fights on a desert island because the filmmaker doesn't believe in people.
Ama filmin yönetmeni insanlara inanmadığı için bir kadınla bir erkeğin ıssız bir adada birbirlerini yedikleri filmlerde olduğu gibi değil.
- I'm a filmmaker.
- Ben bir film yapımcısıyım.
This is my husband Paul... the brilliant filmmaker I've been telling you about.
Bu eşim Paul. Sana bahsettiğim harika film yapımcısı.
Well, I'm a young filmmaker and a real big fan.
Ben genç bir film yapımcısıyım ve büyük bir hayranınızım.
So I'm talking to you about some of the films that colored my dreams, that changed my perceptions and even my life, in some cases,'films that prompted me, for better or for worse, to become a filmmaker myself.
Rüyalarıma renk katan, bakış açımı değiştiren ve hatta bazı durumlarda hayatımı değiştiren filmlerden bahsedeceğim. İyi ya da kötü şekilde beni etkileyip yönetmen olmamı sağlayan filmlerden.
As early as I can remember, the key issue for me was : What did it take to be a filmmaker in Hollywood?
En önce hatırlayabildiğim ve benim için en önemli olan soru, "Hollywood'da yönetmen olmak için ne gereklidir?" sorusuydu.
Now, to survive, to master the creative process, each filmmaker had to develop his own strategy.
Her yönetmenin ayakta kalmak ve yaratıcı süreçte ustalaşmak için geliştirmek zorunda olduğu bir stratejisi vardı.
The American filmmaker has always been more interested in creating fiction... than revealing reality.
Amerikalı film yönetmenleri, her zaman gerçekliği ifşa etmekten çok kurgu yaratmayla ilgilenmişlerdir.
And that's the obligation of the filmmaker, of the theater worker... to give a heightened sense of experience to the... people who pay to come to see his work.
Bir yönetmenin, tiyatrocunun yükümlülüğü budur. Yaptığı işi görmek için para verip gelen izleyiciye coşkulu duygular yaşatmalıdır.
[Scorsese] Orson Welles inspired more would-be directors... than any other filmmaker since D. W. Griffith.
Orson Welles, D.W. Griffith'ten bu yana geleceğin yönetmenlerini en çok etkileyen yönetmen olmuştur.
As we are to any original filmmaker who managed to survive... and impose his or her vision in a very competitive profession.
Tıpkı bütün ayakta kalmayı başarabilen, vizyonlarını oldukça rekabetçi bir alanda ortaya koyabilen özgün yönetmenlere teşekkür borçlu olduğumuz gibi.
Some people need to have a real career... which is something that I've never really understood - why someone would want to be a vet or a lawyer... or a filmmaker.
Bazı insanların gerçek bir kariyeri olması gerekir... ki bunu hiç bir zaman anlamamışımdır - neden bir insan avukat veya veteriner olsun... veya yönetmen.
Fake filmmaker.
Sahte film yapımcısı.
- Jack Horner, filmmaker.
Jack Horner. Film yapımcısı.
I'm a filmmaker.
Ben bir yönetmenim.
I'll tell you, nothing makes a woman hotter than to be with an award-winning filmmaker. This I know.
İnanın bana bir kadını ödüllü bir film yapımcısı ile olmaktan başka hiçbir şey daha ateşli yapamaz.
You know what it is, Joey, maybe I am the world's worst filmmaker.
Ne biliyor musun, Joey, belki de ben dünyanın en kötü film yapımcısıyım.
But Dawson is a very talented filmmaker.
Ama Dawson cok yetenekli bir film yönetmeni.
The point is, I'm gonna be a filmmaker.
Ben bir yönetmen olacağım.
My son, the filmmaker.
Film yönetmeni oğlum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]