Find out what's going on translate Turkish
547 parallel translation
I get little enough opportunity as it is to find out what's going on without you running away as if I had the smallpox or something every time I open my mouth.
Ağzımı her açışımda çiçeğe falan yakalanmışım gibi benden kaçmasan bile neler döndüğünün farkındayım.
I came to find out what's going on. - What's it all about?
Neler olduğunu öğrenmeye geldim.
I'm going out on the road to find out what it's like to be poor and needy, and then I'm going to make a picture about it.
Yoksulluğun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek için yola çıkıyorum. Sonra bu konuda bir film çekeceğim.
We've got to get Miss Huberman inside and find out what's going on there.
Bayan Huberman'ı içeri sokup olan biteni öğrenmeliyiz.
You'II land him, Find out what's going on inside his house... what the group around him is up to and report to us.
Onu ayartacaksın, evinde neler olup bittiğini etrafındaki grubun ne yapmaya çalıştığını öğrenip bize rapor vereceksin.
Somebody ought to go and find out what's going on at the police court.
Birisi karakolda neler oluyor gidip bakmalı.
I am busting to find out what's going on in that feverish little brain waiting in there.
İçerde bekleyen o heyacanlı.. .. küçük beynin içinde neler döndüğünü öğrenmek için can atıyorum.
Wait till we find out what's going on.
Biz neler olup bittiğini anlayıncaya dek bekle.
Either Shuichi or father will go and see him. And find out what's going on.
Ya Shuichi ya da baban gidip onunla görüşecek ve olayın iç yüzünü öğrenecekler.
And see if you can find out what's going on.
Siz - ve... neler döndüğünü bulabilecek misiniz bir bakın.
I just wanted to find out what's going on.
Sadece neler olduğunu öğrenmek istedim.
Well, there's one way to find out just what's going on.
Şey, ne olup bittiğini öğrenmenin bir yolu var.
I'll find out what's going on.
Neler olduğunu öğreneceğim.
There's something going on, and I'm going to find out what it is.
Orada birşeyler oluyor, ve neler olduğunu öğreneceğim.
I'm marching up and I'm gonna knock and find out what's going on in there.
Eve gideceğim, kapıyı çalacağım ve orada neler döndüğünü bulacağım.
Somebody's gonna find out what's going on in here, what's happening.
Biri burada neler döndüğünü öğrenecek.
That's what you're going to find out, sweet mama, as soon as you scoot on home and ask your rich sugar daddy. Webster.
Onu da sen öğreneceksin güzel annem evine kaçar kaçmaz, zengin babacığına soracaksın.
Find out what's going on.
Neler olduğunu öğren.
let's find out what's goin'on first, huh, if there is something going on, before we start spreading around lots of lies?
etrafa yalan haber yaymadan önce ortada bir şey varsa onun ne olduğu bulalım, ha?
Let's find out what's going on.
Neler olduğunu bulalım.
You might even find out some information on what's going on, on the outside.
Bu arada dışarda neler olup bittiği ile ilgili bilgi topla.
We'll try and find out what's going on. Kirk out.
Burada neler olup bittiğini bulmaya çalışacağız.
You look weird. I've gotta find out what's going on here.
Burada nelerin döndüğünü öğreneceğim.
I want to find out what's going on here.
Burada neler olduğunu bilmek istiyorum.
We haven't heard from anyone, so I thought we'd drop by to find out what's going on. We're worried
Sonra da haber alamadık, ben de bir ara uğrayıp neler olduğuna bakmayı düşünüyordum.
Not until we find out what's going on.
- Kendimizi ele vermenin anlamı yok.
We're not leaving here until we find out what went on, or what's going on.
Ne olup bittiğini ya da hâlâ olup bitenleri öğrenene kadar buradan ayrılmıyoruz.
Let's find out what's going on down there.
Gidip aşağıda neler olduğunu öğrenelim.
That suits me just fine, especially if you can find out what's going on.
Bana uyar, özellikle ne olup bittiğini anlyabileceksen.
We can, but if we leave here without trying to find out what's going on... I, for one, am going to feel very foolish when we tell our story back in town.
Gidebiliriz, ama neler olup bittiğini anlamadan buradan gidersek kasabaya döndüğümüzde bu hikâyeyi anlatırken kendimi şahsen çok budala hissedeceğim.
Damn it, Stuart, get down there and find out what the devil's going on.
Lanet olsun, Stuart, oraya git de ne halt döndüğünü öğren.
We'd better find out what's going on, hadn't we?
Neler olduğunu öğrensek iyi olacak, değil mi?
Listen to the radio, find out what's going on.
Radyo dinleyip neler olup bittiğini öğren.
Listen to the talk shows, you'll find out what's going on.
Sohbet programlarını dinle, neler olduğunu öğrenirsin.
Find out what's going on there!
Hemen orada neler olduğunu bulun!
You can either flee to Lebanon, quickly... Or I can try to find out what's going on as soon as possible.
Ya derhal Lübnan'a kaçarsın Ya da bu işin peşine düşer ve neler olup bittiğini En kısa zamanda öğrenirim.
I'll try and find out what's going on.
Deneyeceğim ve neler oluyor bulacağım.
Uh... you know, we all read about the possibility of a sale in Florida, and the guys are getting anxious to find out what's going on. - Mm-hm. - I guess I'm their representative.
Florida'ya satış olasılığını hepimiz okuduk ve takım ne olacağı konusunda giderek gerginleşiyor.
I don't know what's going on but I will find out. How?
Ne olduğunu bilmiyorum ama öğreneceğim.
I'm staying here till I find out what's going on.
Ne olduğu öğreninceye kadar burada kalacağım.
JIM, TALK TO THAT SHERIFF AND FIND OUT WHAT'S GOING ON.
Çok mu kötü? - Sanırım tekrar uçamayacak.
I'm not putting it on until I find out what's going on.
Neler döndüğünü anlamadan filmi yayına veremem.
Uncle Xiao returns tomorrow to find out what's been going on
Ancak o zaman bir açıklama bulabiliriz
Tell her I'll find out what's going on, and tell her not to worry.
- Mutlaka bir şeyler öğreneceğiz. Ona endişelenmemesini söyle. - Tamam.
Maybe you'll be able to find out what he's got going on in his mind.
Belki, aklından neler geçtiğini öğrenebilirsin.
I advise you to stop water activities until we find out what's going on.
Olayı anlayıncaya kadar tüm su sporlarını durdurmalısın.
I'll be able to find out what's really going on in the world... not have to read about it in the yellow press like most people.
Dünyada gerçekten neler olduğunu görebileceğim... ve çoğu insan gibi bunu sarı sayfalardan okumak zorunda kalmayacağım.
If I can just get close to Leslie, I could find out what's going on here.
Bakın, Leslie'ye yaklaşabilirsem neler olduğunu öğrenebilirim.
And you have to get up and go find out what's going on.
Neler olduğuna bakmaya gitmen gerekir.
ould you find out what's going on with him and Taeko?
Onunla Taeko arasında neler oluyor öğrenebilir misin?
Would you get over there and find out what's going on?
şu arabaya biner misin, neler olup bittiğine gidip bakalım?