Find out what you can translate Turkish
583 parallel translation
Find out what you can and call me.
Bir şeyler bulunca beni ara.
Find out what you can.
Bulmak için ne gerekiyorsa yap.
Get in there and find out what you can.
İçeri girip ne olduğunu öğrenmeye çalış.
Find out what you can about James Manfred OBE. And get him on the blower for me.
James Manfred OBE hakkında öğrenebildiğin her şeyi öğren ve buraya yolla.
Make them think that you're not too happy with our family and find out what you can.
Ailemizden fazla memnun değilmiş gibi davran. Ve mümkün olan her şeyi öğren.
Find out what you can about this hired killer.
Bu kiralık katil hakkında bakalım ne bulabileceksin.
You can find out who her close friends were and find out if they've met her parents, and what kind of relationship they had, right?
Onun arkadaşıysan merhum anne babasını ve onlarla arasının nasıl olduğunu öğrenebilirsin değil mi?
Roy, can you take it... no matter what you find out about her?
Roy, öğreneceklerine dayanabilir misin? Ne olursa olsun?
Vogel, go speak to her. See what you can find out.
Vogel, Git konuş, bir şeyler öğrenmeye çalış.
Maybe you want the law to come in here and find out what we're planning to do. So he can go back and tell Lufton.
Belki planımızı Lutfon'a anlatmak için yasal bir yol bulursun.
Get into their apartment on some pretext or other and see what you can find out
Sanırım oraya gidip etrafı bir kolaçan etmekten zarar gelmez.
Check around the building and see what you can find out.
Binayı bir turla, bakalım ne öğreneceksin.
Whatever you saw, what Bernie saw, might not happen. Might not? Can't we find out?
'Kubilay Han Xanadu'da, görkemli bir zevk kubbesi yapılmasını buyurdu...'
And see if you can find out what's going on.
Siz - ve... neler döndüğünü bulabilecek misiniz bir bakın.
Get over to Bondi's house and see what you can find out.
Bondi'nin evine gidip ne öğrenebileceğine bak. Tamam.
See what you can find out here.
Burada neler bulabileceğinize bir bakın.
See what you can find out about him and get back to me, will you, sweetie?
Hakkında öğrenebileceklerine bak ve beni ara.
If we can find out what you're afraid of, we can label it.
Neden korktuğunu anlayabilirsek, teşhis koyabiliriz.
If you go out into the world for a time, knowing what we expect of you... ... you will find out if you can expect it of yourself.
Senden ne beklediğimizi bilerek bir süre dış dünyaya çıkarsan onu kendinin de bekleyip bekleyemeyeceğini anlarsın.
You want me to re-establish contact, accept his offer and see what I can find out?
Aracıyla yeniden iletişim kurup teklifini kabul edip, bilgi almamı mı istiyorsunuz?
And maybe you can find out what we can't.
Belki de, bizim öğrenemediğimizi sen öğrenirsin.
Perhaps you can find out what we're doing here.
Burada ne işimiz olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
We can find out if what you remember is true.
Hatırladıkların doğru ise bu işi çözebiliriz.
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
Should you wish to use any, you may fabricate anything you desire out of what you can find around you.
Etrafınızda bulduklarınızla istediğiniz şeyi üretebilirsiniz.
Well, now you can find out what it's like to be black.
Peki, şimdi, siyah olmak nasıl bir şey anlayabilirsin.
That suits me just fine, especially if you can find out what's going on.
Bana uyar, özellikle ne olup bittiğini anlyabileceksen.
People don't know, they don't know how to live and they don't know what to do and they think that if they can come here they can find out. You know, what it is or how to maintain with it.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
I'll find out what I can and pick you up in the morning.
Bir şeyler öğrenmeye çalışacağım, sabah seni alırım.
He was a good friend of mine, and I would like to ask you, to find out everything that you can about what happened to him.
Çok yakın bir arkadaşımdı, sizden ricam başına ne geldiğini öğrenmek için elinizden geleni ardınıza koymayınız.
Treat them nicely, decently, speak to them quietly, and there's no end to what you can find out. Ahem.
Onlara iyi davran, terbiyeli, sakin konuş ve öğrenmenin sonu yoktur.
But see what you can find out.
Ama öğrenebildiğini öğren sen.
Martin, go outside, see what you can find out.
Martin, git bilgi topla.
You can either flee to Lebanon, quickly... Or I can try to find out what's going on as soon as possible.
Ya derhal Lübnan'a kaçarsın Ya da bu işin peşine düşer ve neler olup bittiğini En kısa zamanda öğrenirim.
You can relax. You'll find out what's wrong with him.
Sorunun ne olduğunu öğrenince, için rahatlayacaktır.
I can find out what you were doing on the Florentine junkets all these years.
Yıllardır çıktığın Florentine seyahatlerinin nedenini şimdi anlıyorum.
AND SEE IF YOU CAN FIND OUT WHAT'S UNDERNEATH.
Bu çok kötü bir his.
- You're the only person who can help me You must find out who they are and what they want.
- Bana yardım edebilecek tek kişi sensin. Kim olduklarını öğrenmelisin ne istediklerini de. Yaparsın bunu değil mi?
# Just stay out there, on the town and see what you can find
Sadece orada kasabada kal, ne bulabiliyorsun bir bak.
You see what else you can find out from Tillis.
Sen, Tillis'ın yanında kal onun hakkında bir şeyler öğrenmeye çalış.
Suppose you find a hole where you can drop out all dead dirt... what kind of top soil is that I gonna leave you for raising anything? Where did you get all these information?
Bir şeyler yetiştirmek için radyasyonlu toprağı dökebileceğimiz... bir delik bulabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Can you go downstairs and find out what old Mr. Arvidsson wants?
Aşağı gidip bir bakar mısın Bay Arvidsson ne istiyormuş?
If you keep it up for a few days, I will find out what I can.
Eğer birkaç gün daha getirirsen, öğrenebileceğim her şeyi öğrenirim.
You have the opportunity to find out, I can only wonder about who or what my father was.
Senin bunu öğrenmek için bir fırsatın var. Ben sadece babamın kim ya da ne olduğunu merak edebilirim.
Go up there, see what you can find out.
Ve oraya git ne bulabileceğine bir bak.
Well, Ralph, see if you can find out what's bothering him, okay?
Şey, Ralph, bakalım onu sıkanın ne olduğunu anlayabilecek miyiz, tamam mı?
Find out what you can, then join me, in force, if necessary.
Sen bulabildiğin kadarını bulmaya çalış.
You want me to spy on a customer so you can find out what he looks like?
Onu tanımak için müşterime ispiyonculuk yapmamı istiyorsunuz.
Right. And then you recreate the crime so that you can work backwards and find out what happened.
Sonra da olayı yeniden canlandırıp geriye doğru giderek ne olduğunu bulacağız.
You got to go back in that woman's office, we gonna find out what's wrong with you... while I can having marriage left.
O kadının ofisine geri gitmen gerekiyor, sen de neyin yanlış olduğunu bulacağız... O zaman olanları geride bırakıp evliliğe sahip çıkarım.
Next time you talk to him... Tell him to call me so I can find out... What's going on in my own fucking investigation.
Bir daha konuştuğunuzda... ona beni aramasını söyle... ben de kendi lanet soruşturmam nasıl gidiyor anlayabileyim.