Fireball translate Turkish
395 parallel translation
He's sure to be picturing me as his opponent as he trains like a fireball of fighting spirit.
Sıkı çalışıyor olmalı.
Little and kind of skinny she was... ... but a real fireball.
Ufak tefek ve zayıfçaydı ama çok ateşliydi.
- Is that a fireball or something?
- O ne, meteor mu?
Hector Eubanks was the fireball of our little cocoon
Hector Eubanks küçük kozamızın ateş topuydu.
Early tonight the captain of a Swedish icebreaker in the Barents Sea reported seeing a strange red fireball come out of the sky.
Barents Denizi'ndeki bir İsveç buz kırıcısının kaptanı bu gece erken saatlerde gökyüzünde garip kırmızı bir ateş topunun görüldüğünü rapor etti.
This little stinker's a fireball.
Bu ufak serseri mermi gibi. MİG avlayabiliyor.
In remote central Siberia there was a time when the Tungus people told strange tales of a giant fireball that split the sky and shook the Earth.
Sibirya'nın orta kesimlerinde Tungus halkı, göğü yaran ve dünyayı sarsan dev gibi, garip bir ateş topuyla ilgili rivayetlerden bahsediyorlardı.
Such a cometary impact and fireball simulates all the effects of a 15-megaton nuclear burst including the mushroom cloud, with one exception :
Böyle bir kuyruklu yıldız çarpması ve ateş topu 15 megatonluk bir nükleer patlamanın mantar şekilli bulut da dahil tüm etkilerini gösterir, bir tanesi hariç :
So in striking the Earth's atmosphere a modest cometary fragment will produce a great radiant fireball and a mighty blast wave.
Dolayısıyla Dünya atmosferine giren sıradan bir kuyruklu yıldız parçası devasa çaplı bir ateş topu ve çok kuvvetli bir şok dalgası oluşturur.
That will be the ambassador's phone... melting from the heat of the fireball.
Bu ses, büyükelçiliğin yüksek sıcaktan eriyen... telefonundan gelecek.
At 7 / 10ths of a millisecond after the explosion, and at a distance of 60 miles, the light from the fireball of a single megaton thermo-nuclear device is 30 times brighter than the midday sun.
Patlamadan milisaniyenin 10'da 7'si gibi bir süre sonra... 100 km uzaktaki... termonükleer bombanın oluşturduğu ateş topunun ışığı... öğle güneşinden 30 kat daha parlaktır.
Unless this container is refrigerated immediately, you, I, the whole hospital will go up in a fireball.
Bu sandık acilen soğutulmazsa siz, ben ve tüm hastahane ateş topuna dönüşecek.
A fireball spinning in their screaming guts!
Bir ateş topu feryat eden bağırsaklarında döner.
Nice little fireball.
İyi de sürat yapar.
I'm gonna get one of those white lights and make myself a fireball.
O beyaz ışıklardan birini yakalayıp kendime ateş topu yapacağım.
Caught in barbed wire fireball Bullet shock
Dikenli telin ateşine yakalanan merminin şokuna
We're just beginning to trace the long and tortuous path which began with the primeval fireball and led to the condensation of matter : Gas, dust, stars, galaxies, and at least in our little nook of the universe planets, life, intelligence and inquisitive men and women.
Maddeyi olusturan ilk patlamayla baslayan eski zamanin izlerini sürecegiz, ve gaz, toz, yildiz, galaksiler ve evrendeki küçük dünyamizi, gezegenleri, yasam, zeka ve erkek ve kadinlardan olusan türümüzü incelemeye daha yeni basliyoruz.
I'm gonna miss your fireball style of driving.
Çılgın sürüşünü özleyeceğim.
" fireball from oliver's powerful cannon...
" Kuvvetli karambol Oliver'dan alev topu...
It's called a fireball, man.
Ateş topu deniyor, adamım.
Fireball.
Ateş topu.
Fireball. Fireball.
Ateş topu.
Fireball.
Ateş topu
Fireball!
Ateş topu!
If Plattsburgh were hit... we'd probably see the fireball.
Eğer Plattsburgh vurulursa muhtemelen alev topunu görebiliriz.
A fireball. Hey, look.
Şuradaki Mars.
It looked like a big, big fireball.
Kocaman bir ateş topuna benziyordu.
A man with limp, damaged hair, but nevertheless a fireball.
Topal ve kel olsa da, hâlâ ateş gibi!
Fireball!
Ateştopu!
Fireball, report to wardrobe at once.
Ateştopu, derhal soyunma odasına.
Fireball, you're wanted in wardrobe.
Ateştopu, soyunma odasından bekleniyorsunuz.
Come on, Fireball!
Haydi, Ateştopu!
There he goes. Fireball's on his way.
İşte gidiyor, Ateştopu yola koyuldu.
Dynamo and Fireball.
Dinamo ve Ateştopu.
- Bye-bye, Fireball!
- Hoşçakal, Ateştopu!
Fireball... and Buzzsaw.
Ateştopu..... ve Testere.
Straight-Eight. Fireball Eight.
Sıralı sekiz silindirli, 120 beygir gücünde.
Fireball Eight. Only 8,095 production models.
Sadece 8,095 adet üretilmiştir.
- The fireball.
Ateştopu.
He might be incinerated instantly by the fireball or the thermal pulse
Yüksek ateşin etkisiyle hemen kül olabilir.
You mean, did I want to " Fireball the dead cities of the mind
"Zihnin ölü şehirlerini ateşe vermek ve derilerin soyulup eğilmesini izlemek" istedim mi?
Tanker Base, this is Fireball.
Yangın Üssü, ben yer ekibinin şefiyim.
A real fireball.
Ateş topuna döndü.
This fireball is my grandson, David.
Bu ateş topu da torunum David.
I don't know about fireball, but grandson's true enough.
Ateş topunu bilemeyeceğim ama torunu olduğum doğru.
He figures you'd have a fireball collision about every 3,000 cars.
Her üç bin arabadan birinin patlayabileceğini fark etti.
The flowers the table just one great big fireball.
Çiçekler masa koca bir ateştopuna dönüşüyor.
Prodded by Fireball Oroku, the tanuki looked below and were astounded at what they saw.
Oroku Nine tarafından harekete geçirilen rakunlar, aşağı baktılar ve gördüklerinden şaşkına döndüler.
With old Fireball Oroku as the instructor, the art of transformation was quickly rediscovered as planned.
Oroku Nine'nin eğitimi sonucu dönüşüm sanatı, planlandığı gibi, yeniden keşfedildi.
So he transformed leaves into money but Old Fireball quickly saw through it.
Bu nedenle kağıtları paraya çevirdi, ama ihtiyar nine durumu hemen fark etti.
Well, Fireball?
Ee, nine?