Fist bump translate Turkish
100 parallel translation
Fist bump?
Yumruk tokuştur.
And I'm not just saying that to get a fist bump.
Ve bunu bir yumruk çakman için söylemiyorum.
Although, come on, a fist bump would be great.
Yine de bir yumruk çakman harika olurdu.
Fist bump.
Yumrukları tokuştur.
You know, that was my first-ever fist bump.
Biliyor musun, bu benim ilk yumruk çakışmamdı.
Then I owe you a fist bump and a "peace out," But in the meantime, I need a surgical consult on a patient With ulcerative colitis.
O zaman sana bir el sıkışması ile eyvallah borcum var ama aynı zamanda ülseratif koliti olan bir hastam için de cerrahi danışmaya ihtiyacım var.
Give your daddy a fist bump.
Babana bir yumruk tokası yap.
I got the Queen to give me a fist bump.
Queen'i yumruk tokalaşması yapmak için ikna etmiş adamım ben.
Yay! Fist Bump? Really?
Yumruk tokuşturmak mı?
A fist Bump?
Gerçekten mi?
Least you can do is fist bump me or something.
En azından omzumu felan sıvazlayabilirsin.
Anyway, we get to the end of the date, and I'm waiting for him to kiss me, and all he offers was a fist bump.
Her neyse, randevunun sonuna geldik, beni öpsün diye bekliyorum ve bana teklif ettiği yumruk selamlaşması *.
It's, uh, fist bump, fist bump, pinkie lock, patty cake, ass smack, cabbage patch to double high-five.
Yumruk, yumruk serçe parmak, börek kıçı tokatla ve de çifte beşlik.
Jeff leaves, all I get is a fist bump and a warning to avoid the bathroom for a while.
Jeff giderken tek aldığım bir yumruk ve banyodan bir süre uzak dur uyarısı.
So is there, like, a supremacist fist bump?
Üstünlükçü yumruğu diye bir şey var mı?
- Fist bump.
- Çak yumruğu.
A fist bump.
Sert Bir İlk Vuruş.
- Fist bump?
- Yumruk dokundurmak?
- I'll fist bump you.
- Seni yumruklayacağım.
Pretty sexy fist bump, though.
Seksi bir yumruk tokuşturma var ama.
Fist bump, buddy. ( imitates explosion )
Çak bakalım evlat.
I can never get a fist bump out there.
Orada asla bir yumruk tokalaşmasını yaşayamadım.
Thousands of species in the core and we're the only ones who fist bump.
Merkezde bulunan binlerce yaratık içinde yumruk tokalaşmasını bilen bir tek biz varız.
Hey, dad, roller coast fist bump.
Baba, hız treni yumruk tokuşturması yapalım.
The fist bump!
Yumruk selamı!
A fist bump is a sacred contract between the fists of men.
Yumruk selamı erkeklerin yumrukları arasındaki kutsal bir anlaşmadır.
It was just a fist bump. It was...
Sadece bir yumruk selamıydı.
Not just a fist bump!
- Hayır... Sadece bir yumruk selamı değildi!
I'm gonna use my knowledge of handshake trickery and teach you a countermove to the turkey fist bump.
El sıkışma konusundaki bilgilerimi kullanıp hindi yumruğuna karşı sana bir cevap hamlesi öğreteceğim.
- Fist bump.
- Yumruk çak.
He always wanted to fist bump in the morning.
Her sabah yumruk tokuşturmak isterdi.
They say they're not buddies and, uh, fist bump and... " hey,'broo,'" and whatnot.
Kankalar artık kanka olmadıklarını söylerler ve, "hey kanka" diyerek yumruk çakıştırırlar ve bunun gibi şeyler.
Fist bump.
Çak bakalım..
Fist bump, bro.
Çak, kardeşim.
Fist bump?
Çak bakalım.
Fist bump.
Çak bakalım.
You're supposed to bump my fist with yours.
Yumruğunu yumruğuma vurman gerekiyor.
All right, bump my fist, bu it.
Tamam. Çak bakalım.
Bump my fist.
Yumruğuma tosla.
I hate that stupid fist bump. Talk to me. I've been over and over Connor's contract.
Şu iğrenç yumruk tokuşturmadan nefret ediyorum.
I'll fist-bump you.
İfadeni alacağım senin.
They fist-bump.
Birbirlerini durtukluyorlar.
Something controversial, like the Obama fist-bump cartoon on The New Yorker.
Tartışma yaratacak bir kapak. Obama'nın New Yorker'da çıkan "el sıkışma" karikatürü gibi.
Fist bump works.
Yumruk çarpıştırmak da olur.
OK, so first it's the normal one, then clasp the thumb, bit of that, bit of that, bump the fist, and we're done.
Önce normal şekilde, sonra baş parmağını kenetler bir şöyle, bir böyle, yumruğu tokuştur. İşte bu kadar.
Don't even try to get him to fist-bump.
Hele ki bumçakı hiç deneme bile.
Uh, listen, if you could indulge me, Larry and I fist-bump every morning.
Dinle, sana da uyarsa Larry ve ben her gün yumruk tokuştururduk.
Maybe you guys want to hug it out a little bit, fist-bump, something like that.
Belki ikiniz sarılmalı ya da yumruk tokuşturmalısınız.
You are Mr. Cool Fist-Bump guy.
Sen Havalı Yumruk-Tokuşturan adamsın.
Don't fist-bump that!
oyle yapma!
No, it was always... you know, we'd fist-bump or we'd high-five, but... I should've given him more hugs.
Yani, her zaman yumruk tokuştururduk ya da beşlik çakardık ama ona daha fazla sarılmalıydım.