Fitness translate Turkish
669 parallel translation
Accordingly, I offer a resolution for an immediate inquiry - - As to the fitness of my colleague to continue to sit in this chamber.
Meslektaşımın, bu salonda bulunmaya uygun olup olmadığının hemen araştırılmasını öneriyorum.
Because he's more than the pilot's physician he's a judge of their fitness to go on with the work they've chosen.
Pilot doktorlugundan daha fazlasïnï yapar seçtikleri isi yapïp yapamayacaklarïnï yargïlar.
At this very moment, we're facing the first major test of our fitness to shoulder this responsibility.
Tam bugünlerde, bu sorumluluğu taşıma yeteneğimiz konusunda ilk büyük sınavımızı veriyoruz.
Today, women of the world are faced with the first major test of their fitness to meet that responsibility.
Bugün dünya kadınları bu sorumluluğu taşıma yeteneği konusundaki ilk büyük sınavlarını veriyorlar.
- A sense of the fitness of things, my dear.
- Çok yerinde bir şey olacağını hissettim, canım.
Well, the court received a complaint that your child is being neglected and wants a full report on your fitness as a parent.
Mahkeme çocuğun ihmal edildiğine ilişkin bir şikayet aldı ve sizin ebevenyliğinize ilişkin tam bir rapor istiyor.
Captain Parker will have to turn in a fitness report on you.
Kaptan Parker seninle ilgili uygunluk raporu verecek.
What kind of a fitness report do you think he'd give you then?
O zaman sana nasıl bir uygunluk raporu vereceğini düşünürsün?
I don't care what fitness report you give me.
Nasıl bir uygunluk raporu vereceğiniz umurumda değil.
I've been filling out officers'fitness reports.
Subayların sicillerini işliyordum.
According to your 201 File, your actions have for some time refuted your psychological fitness for command.
Dosya'na göre, hareketlerin rütbene gereken ruh sağlığını korumana yetmedi.
Therefore, I thought that a physical-fitness program would be just in order.
Bu yüzden, bir fiziksel spor programı çok uygun olur.
Nutrition, mental health and the physical-fitness program.
Beslenme, akıl sağlığı ve fiziksel spor programı.
Daddy was on this physical fitness kick.
Babamı kondüsyon merakı sarmıştı.
There's no speck of dust inside or out and it's immaculate in its hard, young fitness.
Bu hayatı yaşayan kişinin ne içinde ne dışında bir toz tanesi bile bulunmaz. Sert ve genç, saf bir zindelik sezilir onda.
Our teacher told us to train for physical fitness but not for fights
Efendimiz bizi fizik sağlığı için çalıştırdı kavga için değil.
Interests - girls, freaks... physical fitness... fast cars... and killing.
İlgi alanları, kızlar, uçuk kaçık işler fiziksel terbiye hızlı arabalar ve öldürmek.
The Milo Janus Guide to Health and Fitness... and...
Şu pardesü. Cık, cık, cık. O pardesü, o pardesü, o pardesü.
That's why loneliness in Germany is masked by all those revealing soulless faces that haunt supermarkets, recreational areas pedestrian zones and fitness centres.
Almanya'daki yalnızlık marketlere, eğlence mekânlarına uğrayan yaya geçitleri ve spor salonları bütün bu ruhsuz yüzler tarafından maskelendiği için var.
- And he won a presidential citation from his Committee on Physical Fitness.
- Ve fiziksel üstlünlük komitesinden de başkanlık başarı ödülü aldı.
No one had outlined a physical fitness program for them, and they had no athletic equipment.
Kimse onlar için beden eğitimi programı hazırlamamıştı ve spor teçhizatları yoktu.
They won't give you a certificate of fitness.
Ehliyet alman için gerekli.
The limit of their skill is determining the fitness of an ox to pull a cart.
Bilgileri bir öküzün arabayı çekip çekmeyeceğine karar vermelerine yetecek kadar.
Though there will always be charlatans claiming... salvation lies in communications... microchips, the return to religion, physical fitness... or some other idiocy.
Her zaman şarlatanlar olacağından kurtuluş iddiası iletişimde, mikroçiplerde, dine geri dönüşte fiziki yeterlilikte ya da diğer manyaklıklarda yatar.
Fitness report says it all.
Disiplin raporları herşeyi açıklıyor.
It's to celebrate the opening of Morkwinda's new executive fitness centre and garage.
Morkwinda'nın yeni spor salonu ve garajının açılışını kutlamak için.
I know. But as counselor, I have a duty to evaluate the emotional fitness of the crew.
Biliyorum, ama Danışman olarak, mürettebatın duygusal formunu değerlendirmeliyim.
If his fitness speaks, mine is ready... now or whensoever, provided I be so able as now.
Nasıl isterseniz öyle ekleyin... Kendi sunduğuna iyi ediyor yoksa bu yapacak başka biri bulamazdı
The parole board has received Mr. Bartel's fitness report.
Şartlı salıverme kurulu Bay Bartel'in sağlık raporunu almıştır.
A deal based on fitness.
Fiziğe bağlı bir anlaşma.
Driver's license, registration, insurance and fitness certificate, please.
Ehliyet, ruhsat, sigorta ve fitness sertifikası, lütfen.
30,000 sportsmen demonstrated their physical fitness at the Red Square to Stalin
30,000 sporcu.. Kızıl Meydan'da Stalin'e fiziksel uygunluklarını gösterdi.
The Red Army is replenished with athletes excellent in physical fitness.
Kızıl Ordu, sporcuların.. .. mükemmel fiziksel uygunluğu ile dolduruldu.
The great god, fitness.
Tanrım, zindelik bu olsa gerek!
Being at the bottom of the mountain is equivalent to being a distant ancestor that's not yet very well designed, that hasn't yet acquired its good fitness to the environment.
Bu dağın alt kısmında olmak, henüz çok iyi biçimlenmemiş olan, çevresine henüz uyum sağlayamamış olan uzak bir akraba olmak anlamına geliyor.
- She's into fitness.
- Spor işinde.
How long can you discuss physical fitness and the zodiac?
Fiziksel form ve burçlar hakkında ne kadar konuşabilirsiniz?
- Courage, kindness, intergrity, fitness,
- Billy? - Cesaret, Nezaket, Dürüstlük, Form,
You sign up in a fitness studio, keep beer in the fridge.
Bir spor salonuna yazılırsınız, buzdolabında bira bulundurursunuz.
You would question my fitness to raise my son?
Oğlumu yetiştirme yetkinliğimi mi sorgulayacaksın?
Do me shifts in the fitness pool, do me shifts in the leisure pool.
Spor salonu havuzunda beni forma sokar, Boş zamanların havuzunda beni forma sokar.
Okay, we should also get on a fitness regime :
Kondisyonumuzu da geliştirmeliyiz.
When'd you get so avid about the fitness thing, Dignan?
Ne zaman spora merak sardın?
Dodge's fitness report also presents a man who three years ago brushed against a Russian missile sub just off Murmansk.
Dodge'nin sicili, bize aynı zamanda 3 yıl önce Murmansk civarındaki bir Rus denizaltısıyla temas ettiğini gösteriyor.
If his fitness speaks, mine is ready.
Kendileri hazırsa ben de hazırım.
Dancers have coordination, skill, timing, fitness and grace.
Hepsi bu. Dansçılarda koordinasyon olur. Yetenek, zamanlama, sağlık ve zarafet olur.
Some impressive fitness reps here.
Burada etkileyici bir fitnesçimiz var.
He's had rotten fitness reports from every C.O. he's ever served under.
Emrinde çalıştığı her komiserden kötü rapor almıştır.
Straight D fitness reports from every C.O. he ever served under.
Her amirinden kötü rapor aldı. Neden?
It's no fitness center for poor people!
- Burası fakir insanların spor merkezi değil
I run a body-fitness gym.
Bir aerobik salonu işletiyorum.