English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fizzing

Fizzing translate Turkish

29 parallel translation
Hissing and fizzing like snakes
Yılan gibi tıslayıp fıslarlar
It was screaming and fizzing!
Bağırıyor, cızırdıyordu!
Well, they all look okay to me except for that one that's fizzing.
Bana hepsi de iyi gibi geldi. Şu köpüren diş hariç ama. Bir dişçiye gitsen baba.
Tom says the ants are coming up in a fizzing great army!
Tom karıncaların muazzam bir ordu kurmakta olduklarını söylüyor.
He's mature and his hormones are fizzing through his body.
Bİr erkek ve hormonları kaynıyor..
Why the fuck would I waste my time fizzing'a chicken head skank like that ho, huh?
Niçin sizin sıska götlü orospularınızla zamanımı harcayayım?
Panicked by the eerie sound and the blinding bubbles, the fish won't cross this fizzing curtain.
Bu tüyler ürperten ses ve baloncuklarla paniğe kapılan balıklar bu ses perdesini aşamıyor.
He can't speak, he's hardly fizzing.
Konuşamıyor, zorla vızıldıyor.
Fizzing ball.
Kıvılcımlı top.
There's something really strange going on in the ocean over here - the whole water looks as if it's fizzing away like mad.
Burada okyanusta olan gerçekten garip bir şey var su her yerde deli gibi köpürüyor.
55 million years ago, these bubbles wouldn't have been fizzing out, they would have been belching out.
55 milyon yıl önce bu baloncuklar köpürmeyecekti püskürmeyecekti.
Within nothingness, there's a kind of fizzing, a dynamic dance as pairs of particles and anti-particles borrow energy from the vacuum for brief moments before annihilating and paying it back again.
"Hiçlik" içinde, parçacık ve anti-parçacık çiftleri olarak kısa bir anlığına yokluktan enerji ödünç alıp yok etmeden ve tekrar geri ödemeden önce bir tür kaynama, enerjik bir dans var.
Just don't drink it until it's finished fizzing.
- Karışım bitene kadar içme. - Tamam.
Just as empty space is fizzing with microscopic pulses of energy, some theorists believe it could also be riddled with microscopic holes.
Bazı teorilere göre, boş uzayda titreşen, enerji parçacıkları gibi mikroskobik deliklerde bulunur.
[fizzing] thank you.
Teşekkür ederim.
Oh, that's fizzing.
Oh, bu fışırdadı.
It's fizzing.
Fışırdadı.
I was hoping for maybe a little fizzing, you know, a little crackling.
Biraz köpüklenir, çıtırdar diye umuyordum.
Is it me, sir, Or is the air positively fizzing with erotic anticipation?
Bana mi öyle geliyor efendim yoksa havada pozitif bir erotik beklenti mi var?
It's fizzing the wrong way.
Yanlış tarafa köpürüyor.
It's fizzing the wrong way.
Kabarcıklar ters yöne gidiyor.
Two of them were fizzing.
İkisi köpürüyordu.
Some general fizzing, but that's not gonna make a baby.
Bazı fışırtılar var ama bebek yapmak için yeterli değil.
You're fizzing away in there.
Patlıyorsun.
I'm so excited, my tinkle is fizzing.
O kadar heyecanlıyım ki çişim geldi.
[Lights fizzing]
[Işıklar yanar]
- [hissing, fizzing] - Okay, that's wrong.
Tamam, bu yanlış.
Hey, did you see Newberger out there fizzing his way across the stage?
Yani istersen... 10 sent mi? ...
You know, my legs, my fingers, everything was fizzing.
- Sakin duramıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]