English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flagged

Flagged translate Turkish

603 parallel translation
To them, the life of a woman mattered no more than that of a fly. They took with them eight lovely adolescent girls to serve as victims for their criminal desires plus four women well versed in debauchery, whose narrative skills would serve to stimulate their already jaded appetites whenever interest flagged.
Yanlarında ; sekiz güzel ergen kızı, suçlu emellerine kurban olarak hizmet etmeleri için ve dört uçarılıkta deneyimli kadını anlatı yetenekleri ; güçten kesildiklerinde çoktan bitmiş olan şehvetlerini tahrik etmeye hizmet etmesi için, götürdüler.
Yes... that's why I flagged down the first car.
Evet... ilk arabayı durdurmamın nedeni de bu.
You should've been black-flagged off.
Seni diskalifiye etmeleri gerekirdi.
Well, I'm sorry I flagged you down.
- Hay allah, özür dilerim sizi durdurdum.
So you flagged down the truck at 2 : 00pm on the 18th.
Demek kamyonu 18 Ekim'de saat 2 : 00'de durdurdun.
She just flagged me down.
El sallayarak durdurdu.
So I flagged down an eighteen-wheeler and made my way back.
El sallayarak bir tır durdurdum ve güvenli bir şekilde buraya geri döndüm.
He put you in my path when my courage flagged.
Cesaretim tükenirken seni benim yoluma çıkardı.
I got flagged for my blood pressure pills.
Tansiyon haplarım yüzünden halsiz kaldım.
ln the first week of school... you flagged all the names with low S.A.T. scores... and started files on them. Why?
Okulun ilk haftası... düşük ortaöğretim puanı olan isimleri belirlediniz ve... dosyalarını tutmaya başladınız.
I was on my way home. This kind gentleman flagged me down, asked if I could drive him here.
Eve gidiyordum bu nazik beyefendi otostop çekti sana getirmemi rica etti.
That deceased SSI number you flagged.
O ölünün sosyal sigorta numarası var ya.
I want the file put back into the system, flagged red.
Dosyaya öncelik verelim, acil olarak.
You are a US flagged ship, and we are going to board you.
Amerikan bandıralı bir gemisiniz ve güvertenize çıkacağız.
Nothing major, but you'd red-flagged Forrest Taft for security access.
Forrest Taft'ın gizli dosyalara giriş izni varmış galiba.
Certain books are flagged.
Bazı kitaplar işaretlidir.
Anyone who checks out a flagged book has his library records fed to the FBI.
İşaretli bir kitabı okuyan insanları FBI kaydeder.
We've got your id flagged to every Earth base for 30 light years in every direction.
Kimliğini her yönden 30 ışık yılı uzaklıkta Dünya'ya ait üslere gönderdik bile.
Flagged us down on the way in.
- Gelirken yolda durdurdu.
Nursing orders are flagged and put over here, so when you're...
Hemşire emirleri işaretlenip buraya koyulur. İşin bitince...
I'm sorry. lt looks like the claim has been red-flagged.
Özür dilerim. Görünen o ki, iddia kırmızı kodlu.
Anything unusual gets flagged.
Olağan dışı her şey işaretlenir.
I flagged his screen.
Ekranına bayrak çektim.
Because the prints we took off you flagged this.
Çünkü eIde ettiğimiz parmak izIeri sizinkiIere uyuyor.
- It's been flagged.
- Bu kitap işaretlenmiş.
This thing is flagged in every database in town.
Şehirdeki tüm veritabanlarında bu kitap işaretli.
It's been flagged.
İşaretlenmiş.
Now, certain offenses cause files to be flagged.
Belli suçlarda dosyalar işaretlenir.
and apparently the marriage between a 30-year-old gay man and a post menopausal Salvadoran maid flagged something in their computer.
Açıkçası 30 yaşındaki bir eşcinselle, menopozu çoktan geçirmiş Salvadorlu bir hizmetçinin evlenmesi bilgisayarlarında hata vermiş.
I flagged the five in your mail.
Mailin de 5 tane mail işaretledim.
Radiology flagged it.
Radyoloji uçurdu.
I was flagged down on my way to Mercy.
Mercy hastanesine giderken durduruldum.
Well, unfortunately, you've been red-flagged as a security risk.
Yüksek derecede güvenlik tehdidi oluşturuyorsunuz.
Nothing serious, or we'd have flagged him before parole.
Ciddi bir şey yok, yoksa şartlı tahliye olamazdı.
Croft's felony record red-flagged him every time he crossed a border.
Croft'un sabıkası, ne zaman bir sınırdan geçse, ortaya çıkıyordu.
You've been red-flagged.
Seni takibe almıslar.
We were driving away. A lady flagged us down with Pacey just wailing in her arms.
Kadının biri kucağında Pacey ile bize işaret etmeseydi gidiyorduk.
- No. It's just that Legal flagged something.
- Benim sunmamı istemiyor musun?
Name of the victim flagged a previous FBI investigation.
Kurbanın adı, önceki FBI soruşturmasında geçiyor.
They flagged your husband's.
Kocanızınkini tespit etmişler.
- We've flagged the restricted topics, so...
- Sınırlı konuları işaretledik, yani...
You'll be flagged as a V.I.P. So you can gamble in the casino's private gaming suite, where Dahlgren regularly plays.
VIP olarak gideceğin için, Dahlgren'in genelde poker oynadığı, kumarhanenin özel odasına girebileceksin.
And Delphi's flagged an incoming police report from that same location.
Sistemde de aynı yerden gelen polis sinyalleri var.
Guy in the robe flagged down an officer.
Sorgu yargıcı geliyor. Cüppeli adam bir memuru durdurmuş.
After the shooting, three people saw him... running west towards the park here, and on 19th, here, he flagged down a taxi.
Ateş edildikten sonra, üç insan onu gördü... batıya doğru, şu parka kaçtı, ve şurada, 19. bölge'de, bir taksi durdurdu.
Her vetting flagged up positive.
İncelemesi olumlu çıktı.
The town is flagged today because the Deutschland has got safely back.
Kasaba bugün Deutschland'ın sağ salim dönüşünün şerefine bayraklarla donatıldı.
I got red-flagged last month for the thing.
Geçen ay bu yüzden idareden ceza aldım.
That car's been red-flagged in area one, two, three, four... No less than 10 times.
Bu araba, bir, iki, üç ve dördüncü bölgelerde kırmızı bayraklı bulunmuş- - 10 defadan az değil.
The Medusa project was flagged in the SD-6 database.
Medusa, SD-6'nın sisteminde varmış.
- Flagged?
- İşaretlenmiş mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]